Soykırımı normalleştirme

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Geçmişte Hitler’in güçlü savaş makinasının sembolü panzer ve tanklarına övgü bugün ABD’nin kaya delici bombalarına ve B2, F35 bombardıman uçaklarına, füzelerine, Netanyahu’nun bölgesel savaş zincirine hayranlık olarak şimdilik yansıyor.
  • Özellikle bu cephede faşizm ve savaşın tırmandırılması da savaş suçlarını, soykırımcılığı ve militarist güce övgüyü yaygınlaştırıyor.

Emine Ocak anne ve kaybedilerek ardımızdan alınan yoldaşların anısına...

İsrail siyonizmi, Filistinli soykırımına devam ediyor. İki yıla yaklaşan savaşta çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 60.239 kişiyi öldürdü ve 146.894 kişiyi yaraladı (Palastinechronicle). Hava bombardımanlarında öldürülenler dışında da 12 yaş altındakiler dahil, çocukların bir bölümünü İsrail askerlerinin doğrudan tüfek atışıyla öldürdükleri belirtiliyor.

BM insan hakları, sadece Mayıs ayından bu yana 1054 Gazzelinin yiyecek almaya çalışırken öldürüldüklerini açıkladı. Netanyahu’nun tetikçileri yardım kuruluşlarında çalışanları ve gazetecileri de hedef alıyor. Gıda yardımını engelleyerek çocukların ve gazetecilerin ölümüne bile yol açabiliyor.

Netanyahu din-ırk ayrımcısı yerleşimci sömürgeci amacı ve karekteri nedeniyle naklen yayınlanan bir soykırımı gerçekleştiriyor. Kapitalist emperyalizmin bir ürünü olan siyonist devleti faşist soykırımcılık zirvesine çıkarıyor.

Netanyahu Hamas’ın 7 Ekim eyleminde sivilleri de hedef almasını kullanarak öncelikle Yahudi inançlı halk arasında soykırımı normalleştirdi/meşrulaştırdı.

Dünya hakimiyetini elinde tutan ABD ve Batılı emperyalistler, devasa medya ağlarıyla, destekledikleri Netanyahu’nun soykırımını adeta normalleştirebiliyorlar. Soykırımcı savaşa karşı mücadelenin etkisini şimdilik sınırlayabiliyorlar.

Özellikle bu cephede faşizm ve savaşın tırmandırılması da savaş suçlarını, soykırımcılığı ve militarist güce övgüyü yaygınlaştırıyor. Geçmişte Hitler’in güçlü savaş makinasının sembolü panzer ve tanklarına övgü bugün ABD’nin kaya delici bombalarına ve B2, F35 bombardıman uçaklarına, füzelerine, Netanyahu’nun bölgesel savaş zincirine hayranlık olarak şimdilik yansıyor.

Türkiye’de ise militarist savaş sanayinin tırmandırılmasına, özellikle Erdoğan’ın damadının SİHA’larına hayranlık yaygınlaştırılıyor.

ABD’nin “taş devrine çeviririz”, Netanyahu’nun “yerle bir ederiz”, Erdoğan’ın “bir gece ansızın geliriz” sloganları, ABD’nin nükleer silahı ilk kullanan olabilme süreğen tehditi ve Putin’in de Ukrayna savaşı sonrası bu tehdite katılması, savaş suçlarını ve soykırımcılığı meşrulaştırmanın araçları.

Fakat bu soykırım ve militarizm seviciliğinin yaygınlaşması geçicidir. Batılı emperyalist blokun birliği biraz aralanınca, zayıf olsalar da bazı devletler veya liberal bazı kurumlar, savaş suçlusu Netanyahu ve tetikçilerine tutuklama kararı çıkarınca ve savaş malzemelerine ambargo uygulayınca kapitalist ideolojik etki altında olan kitlelerin bir bölümü soykırıma ve savaşa karşı eylemlere yaygınca katılmaya başladı.

Bilindiği gibi, burjuvazi ve devletleri hasımlarının soykırımı ve savaş suçlarını kınar ve ambargolar uygularken, kendisinin soykırımını meşrulaştırıyor. ABD ve Batılı emperyalizmi Rusya’nın Ukrayna işgalini ve savaş suçlarını kınarken, kendisinin ve desteklediği Siyonistlerin soykırım savaşına destek veriyor. Erdoğan Netanyahu’nun soykırımına karşı ajitasyon yaparken, Kürtlere soykırımcı savaş yürüttü ve Suriye’de Colani’nin Alevi ve Dürzilere soykırımına katılıyor ve destek veriyor. Pan-İslamist siyasi akımlar bu tutarsızlıkla karakterize.

İşçi sınıfının toplumsal çıkarı, başta kendi ülkesininki olmak üzere her türden işgalci gerici savaşa karşı çıkmaktan yanadır, proleter enternasyonalizm bu maddi temelden kaynaklanır. Proleter enternasyonalizmin tutarlılığı, geçen yüzyılda halklar arasında işgalci bütün savaşlara ve gerici iç savaşlara karşı enternasyonalist dayanışmanın yükseltilmesine önderlik edebildi. Tutarlı gelenek yarattı.

Emperyalist, burjuva milliyetçi ve dini devletlerin soykırımı normalleştirme barbarlığına karşı, proleter enternasyonalist tutarlılık kaçınılmaz olarak yükselecektir. Halklar, emperyalist-kapitalist devletlerin yüksek teknikli ölüm edevatıyla soykırım yapmalarına uzun süre boyun eğmezler. Netanyahu’nun soykırımına karşı yaygınlaşmaya başlayan silah yüklememe işçi grevleri ve halk gösterilerinin kitleselleşmeye başlaması şimdiden buna işaret ediyor.

Devrimci, komünist, antifaşist, antiemperyalist, savaş karşıtı barış hareketi; Netanyahu’nun soykırımcı savaşına karşı mücadeleyi geliştirmeli. Başta kendi ülke devletlerininki olmak üzere, haksız ve gerici savaşların tümüne karşı tavrı netleştirerek tutarlı çizgide yükseltme imkanını değerlendirmelidir.

Kürt halkının barışçı çözüm istediği günümüzde Türkiye’de bu talebi birleştirerek, soykırıma karşı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri, soykırımı normalleştirme saldırganlığını püskürtmeye hizmet edecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.