1 Mayıs’ta “tarihten bir yaprak” 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Kıssadan hisse: Devrimci partinin ağacı bildiğimiz baharda değil, devrimin baharında çiçek açar. İsterse mevsim zemheri olsun…Ama ağacın yer altında kökü yoksa, dallarındaki çiçekler bilin ki yapma çiçeklerdir. Sakın yakana takma. 

22 Nisan 2019 günüydü. 1 Mayıs resmi tatil olarak ilan edilmişti.

“Müjde, müjde” diye bir haykırış duydum. Tarihi TKP’den yoldaşlarımdan biriydi. Metal işçisiydi. TKP-TİP birliğinden oluşan TBKP’ye vaktiyle üye olmuş, TBKP’nin “fabrika komitelerini” legale çıkarma kararı almasıyla gazeteye ilan vermiş, “TBKP üyesiyim” demişti. “Legaliteyi söke söke aldık” diye, tıpkı sözünü ettiğim 22 Nisan gününde olduğu gibi çok sevinmişti.

Şimdi de “1 Mayıs resmi tatil oldu, bayramımızı devlete kabul ettirdik” diye bana sarılıyor, yanaklarımdan öpüyordu.

Onu üzmemek için usulen “gözümüz aydın” dedim.

Arkadaşımdan ayrıldıktan sonra onun safiyane sevinci üzerinde uzun uzun düşündüm.

Komünist Partisi’ne legalite ve 1 Mayıs’ın resmi tatil olarak kabulü, ilk bakışta demokratik bir reformdu. 1991’in 12 Nisan’ında, vaktiyle faşist Mussolini İtalyası’ndan Türk Ceza Kanunu’na 1936 yılında aktarılmış anti komünist 141-142. maddeler iptal edilmişti. Komünist Parti ve komünizm propagandası üstündeki yasak kalkmıştı.

Kötü mü oldu? Kötü olmadı ama “güzel” de denecek yanı yoktu. Eskilerin deyimiyle bu “reform” Badel harab’ül Basra” (Basra’nın yıkılmasından sonra) reformuydu. Dünya sosyalist sistemi yıkılmıştı, tarihsel TKP, TBKP’ye dönüşüp tasfiye olmuştu. 12 Eylül darbesi bütün komünistim diyenleri tarumar etmişti. Artık “uslu” durmak, yani gizli kapaklı işlere bulaşmamak, silahlı ayaklanmadan söz etmemek ve özellikle de PKK’yle “irtibat ve iltisaklı” olmamak şartıyla “komünizm” serbestti.

Zaten kendisi çoktan işçilikten ve komünistlikten “tekaüd” olan arkadaşımın 12 Nisan 1991’deki bu “reformu” sevinçle karşılaması pek de şaşırtıcı değildi. İşte 22 Nisan 2019’da da yine seviniyordu. 1 Mayıs’ın resmi tatil olması da “kötü” değildi elbette. Gelgelelim bu “reform” işçi sınıfının tatil günü olmamasına rağmen fabrikalardan yüzbinler halinde alanlara aktığı günlerde “söke söke” alınmamıştı. Eğer 1977 ve 78 1 Mayıslarının zorlaması altında böyle bir reform elde edilseydi, bu devrimci eylemin “yan ürünü” olarak demokratik bir kazanıma dönüşürdü. Şöyle düşünün; İş gününde işçiler, 1 Mayıs günü şalterleri kapatıyor ve mavi tulumlarıyla fabrikadan alanlara akıyor. Bu, bir günlük genel grevdir. Bir de emekçilerin çoğunlukla “işçi bayramı tatili” yaptığı, öncülerin alanlara evlerinden yola çıkarak gittiğini düşünün. Evet, biz de bir şey kazanmışızdır, ama patronlar da “genel grev” ihtimalinden kurtulmuştur.

Hiç kuşkusuz komünizm ve 1 Mayıs yasaklarının sona erdirilmesi geçmiş nesillerin nice ölüm-kalım mücadelelerinin “gecikmiş” sonuçları olarak büyük bir değer taşır. Onların mirası egemenleri bugün de ürkütür. Onlar yasakların bir süre devrimci süreci engellediğini bilirler, ama o yasakların bir gün o devrimci sürecin kabarmasıyla aşılacağını da düşünürler. İşte böyle bir durumda “reform” yapmak zorunda kalmak, egemenler için korkulu bir mecburiyettir. Devrimci dalga yükseldiğinde, reform dalgaları da birbirini izler ve bir de bakmışsın devrim günü gelip çatmıştır.

Ne komünizm yasağının kalkması, ne de 1 Mayıs’ın resmi tatil olması, devrimci sürecin yol açtığı bu gibi “reform dalgaları” değildir. Her iki “reform” kendi başına hiçbir sonuç doğurmaz. Yasağı kaldırmış, “Terörle Mücadele Yasası’nı” koymuştur, 1 Mayıs’ta resmi tatil ilan etmiş, Taksim alanında kırmış geçirmiştir. Mesele komünizm yasağının kaldırılmasına ve 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasına “devrimci karakter” kazandırmaktır. Bu ise devrimci hareketin görevidir. Tavşan pisliği gibi ne kokar ne bulaşır türünden bir “komünistlik” ve işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele gününde “bayram çocukluğu”,  egemenlerin verdiği “legaliteye” ayak uydurmaktan başka bir anlam taşımaz.

Faşist ve mafyatik bir rejimde her kim ki sınıf mücadelesine “legal ve illegal bacaklarıyla” yürümez, ve her kim ki 1 Mayıs’ı “birlik, dayanışma ve mücadele günü” olarak değil de, “bayram günü” olarak geçiştirir, o kimse bırakalım komünistliği, devrimciliği, anti faşist bir demokrat bile olamaz. Yer altında köstebek, yeryüzünde kelebek, dağ başında bir geyiksen, yolun açık demektir.

Unutmadan yazayım: 1974 yılında Belçika’daydım. Belçika Komünist Partisi’nin (FJTB)  temsilcisiyle konuşurken bana “karşı devrimci bir reformdan” söz etti. Hükümet sendikaların işçilerden topladığı aidatları, onların bordrolarından kesip sendikalara verme kararı almıştı. Reformist ve sarı sendikacılar bu reformun üstüne balıklama atlamışlar. “Çok iyi demişler, aidatları toplamak için milyonlarca işçinin ayağına gitmekten kurtuluyoruz”. Belçikalı yoldaş, “bu reform sendikaların işçi sınıfından kopmasına yol açacak, her ay sendikalı işçilerle yüz yüze temasımız ortadan kalkacak” dedi.

O gün Belçika Komünist Partisi binasından ayrılıp, 1 Mayıs gösterisine katıldım. Daha önce tanıdığım bir Portekizli sendika aktivistiyle karşılaştım. Portekiz’de Salazar rejimine karşı mücadele eden, ağır başlı  bir “demokrat” olarak tanımıştım. Elinde Portekiz Komünist Partisi’nin bayrağı vardı, sağ yumruğu havada slogan atıyordu, o güne kadar bir tekine rastlamadığım yüzlerce Portekizli işçinin oluşturduğu kortejin başında yürüyordu. Portekiz’de ünlü Nisan “karanfil devrimi” olmuştu, Salazar faşizmi devrilmiş ve Portekizli komünistler (her ihtimale karşı bir kısmını koruyarak) yer altından yer yüzüne çıkmıştı.

Bu 1 Mayıs seçim öncesinde halkların gücünü dosta düşmana gösterecek, seçim sandığına 1 Mayıs alanlarından yürünecek, sandıktan çıkıp TBMM’ye uğranılacak, oradan yeniden alanlara…

Kıssadan hisse: Devrimci partinin ağacı bildiğimiz baharda değil, devrimin baharında çiçek açar. İsterse mevsim zemheri olsun…Ama ağacın yer altında kökü yoksa, dallarındaki çiçekler bilin ki yapma çiçeklerdir. Sakın yakana takma.

Eski komünistlerin bir marşıyla yazımı bitireyim:

Birleşin gelin

Yerden yükselin

Birliksiz işçi

İşçi değildir

Haydi işçi çiftçi

Ey çekiç orak kalk

Marş marş ileri

Yoksul mazlum halk

Yaşasın 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, dayanışma, mücadele günü!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.