Altta kalanın canı çıksın düzeni

Aykan SEVER yazdı —

  • Maskeli balonun müdavimlerin arasından en kötüsünü-bundan çok emin değilim, belki de daha "kötü"leri de vardır- seçip dünyanın başına "Başkan" diye atadılar. O ne yaptı? Özetle bize "altta kalanın canı çıksın" diye tanımlayabileceğimiz bir dünya vaat etti.

Hafta başı Trump'ın yemin törenini biraz izledikten sonra bende hiç öyle " jeo-stratejik meseleler"den bahsedecek hal kalmadı. Muhterem zevatın soğuktan sıkıştığı salondaki vaziyeti bir maskeli baloyu andırıyordu. Birbirlerinden nefret eden ama hepsinin yapmacık bir gülüş kondurduğu çehreler dans ediyordu. Biden sanırım salondaki en sarsak surattı. Makyaj yapılmış yüzündeki sırıtışla donup kalmıştı. Sanki tembihlemişlerdi sürekli dişlerini göster diye.

Bu maskeli balonun müdavimlerin arasından en kötüsünü-bundan çok emin değilim, belki de daha "kötü"leri de vardır- seçip dünyanın başına "Başkan" diye atadılar. O ne yaptı? Özetle bize "altta kalanın canı çıksın" diye tanımlayabileceğimiz bir dünya vaat etti. Önce sadece iki cinsiyet vardır: Kadın ve erkek deyip kılıcını çekti. Sonra göçmenlerin çanına ot tıkayacağını söyledi. Akabinde ise Amerikalıların altın çağının başladığını müjdeledi. Mars'a bayraklarını dikeceklerini de ekleyince Elon Musk çocukluk hayallerine kavuşmuşçasına alkışladı, kendinden geçti. Musk sonra başka bir sahnede hızını alamamış olsa gerek önce Nazi selamı gibi bir şeyler yaptı, ne de olsa yeni Sezar modunda. Sonra Trump iktidarının uygarlık yolunda bir ayrım olduğunu söylemeye kadar işi vardırdı. Musk ne yapsa ne söylese yeridir! Kim servetini bir anda katlayıp 434 milyar dolar civarına kısa bir sürede tırmandırabilir? Elbette uygun ata oynayarak bu mümkün. Musk bugünün Amerika'sında iktidarın sahibi oligarklardan biri. Nitekim Trump yemin töreni sırasında "seçilmişler"i kenara iteleyip bilişim sermayesinin temsilcilerinin protokolde önde yer almasını sağladı. Onlar da daha önce bağış adı altında milyon dolarlık haraçlarını Trump'a ödemişlerdi. O yüzden patronlar artık bize karşı bütün dişlerini gösterip sırıtarak, katıla katıla gülerlerse şaşırmayalım.

Bu para muhabbeti sosyal medyaya pek bir meraklı olan Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın geçenlerde ettiği bir sözü aklıma getirdi. Malum mecralardan birinden halkına seslenen Paşinyan mealen şöyle diyordu, iyi yaşamak, çok çalışmak, çok kazanmak ve çok harcamak demektir. İyi yaşamanın başka yolu yoktur. 

Peki sizce?

Musk'ın sözüne geri döneceğim. İçinde bulunduğumuz durum sahiden uygarlık yolunda bir ayrıma işaret ediyor olabilir mi? Olumsuz anlamda da olsa Musk'ın söylediği bence "doğru". Zira Biden döneminde iyi kötü kurallara tabii olan dünya bitti! Şimdi zorbanın, sermayenin açıktan hükümranlığını ilan ettiği doğanın ve insanlığının genelinin hiçe sayıldığı bir dönemle karşı karşıyayız. Yoksa deli gibi her gün ekranlara çıkıp orası benim, burası benim diye ileri geri başka ülkeleri işgalle tehdit edip kim, nasıl alkış alabilir? Trump'ın bir benzeri de Türkiye'de hüküm sürüyor. O da levazımatçı gibi aklına her estiğinde şunu ya da bunu toprağa gömmekten bahsediyor ve korkuyla da olsa alkışlanıyor.

Bizlik bir şey yok diyeceğim ancak Trump ve efradının dünyayı rahat bırakmaya niyeti yok. Nitekim Trump "Altın Çağ" vaadini savaş ve zafer sözcükleriyle aynı cümlelerde kullanıyor. Hani şu pis havasını içimize çekmeyi sıradanlaştırdığımız cesetlerin yığıldığı kanlı çukurdan söz ediyor, onu büyütmekten dem vuruyor. Kitaplardan, savaşa şahit olan yaşlıların harpten doğal bir afet gibi söz ettiklerini okuyoruz. Anlaşılan hatıralarına başka türlü tahammül edemiyorlar. Bugünün insanları açısından ise Savaş bir anı değil. İçindeyiz! Fakat adeta kendimizi körelterek o yokmuş gibi davranmayı seçiyoruz. Aslında yok olanın kendimiz olduğunu görmeye katlanamıyoruz. Bizim basit ve sıradan gerçeğimiz de bu. Ve ancak direnerek, isyan ederek kör kuyulardan çıkabiliriz...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.