Güç dini

Aykan SEVER yazdı —

  • İçinde bulunduğumuz post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşı esasen ABD oligarklarının kendi suretlerinden bir dünya yaratma mücadelesi. Bunun için tanrısı Savaş olan yeni bir dine, GÜÇ'e tapmamızı vaz ediyorlar.

Sondan başlayalım. Bu yazının hazırlandığı saatlerde Trump, İsrail ve İran 6 saat içinde başlayacak bir ateşkes konusunda anlaştı diye bir açıklama yaptı. Yakın zamana ait tecrübelerimiz kolayca yalana sarılabileceğini gösterirken ABD Başkanı’nın sözlerine güvenmemiz için elbette ortada bir geçerli bir neden yok. Ancak burada iki devletin de şahit/fail olarak işaret etmesi söz konusu. Yine de neler olacağını sonra göreceğiz. Fakat her ne olursa olsun; son haftalarda Orta Doğu'da cereyan eden olaylar doğrudan 3. Dünya Savaşı'nın bir cephesindeki gelişmeler olarak görüldüğü takdirde bu kapsamda yapılan her türden uzlaşı ve anlaşmanın geçici ve göreli olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır. 

İçinde bulunduğumuz post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşı esasen ABD oligarklarının kendi suretlerinden bir dünya yaratma mücadelesi. Bunun için tanrısı Savaş olan yeni bir dine, GÜÇ'e tapmamızı vaz ediyorlar. Savaş'ı sürdürmek ve kazanmak için dayandıkları bütün ideolojik zemin ve dini referanslar nihayetinde güce itaati ve iman etmeyi salık veriyor. Şiddetin yarattığı yıkım, yozlaşma ve çürümeyi dünyanın genelinde yaygınlaştırıyor. Akıllar karışıyor, politikacıların ağzından dökülen önce güç sonra barış gelecek türünden deli saçması şeyler havada kapılıp yutuluyor. İnsanlar giderek daha fazla "mutlu bir yarın" umudundan uzaklaşarak, nasıl soluk alıp vermeye devam edecekleri sorusunun yarattığı derin açmazda kayboluyor. Bütün bunlara karşı, savaşı durdurma yani barış mücadelesi ve bunun uluslararası çapta örgütlenmesi dünyayı değiştirmek isteyenler açısından en önemli ödev olmayı sürdürüyor.

Trump'ın yönetimi açısından iç ve dış siyaset hep iç içe oldu. Göçmenlere dönük ülke içinde başlatılan saldırgan tutum ve bunun paralelinde faşistleşme/faşistleştirme sarmalı ara ara geri çekilmelerle de olsa devam ediyor. İran'a dönük saldırıda ise açıktan Kongre'nin yetkileri gasp edilerek adım atıldı. Trump bu başlıktaki itirazlara yanıt verme gereği dahi duymadı. Asıl problemse Amerikan toplumunun ülke diktaya dönüşürken gösterdiği bigânelik.

Türkiye'deki rejim ise 2. Dünya Savaşı sonrası alenen hizmetinde oldukları ABD-İsrail siyasetini topluma öcü diye pazarlayıp "iç cepheyi tahkim" palavraları eşliğinde, bir taraftan Türk emperyalizminin işgal alanlarını genişletme hülyasıyla yanıp tutuşurken toplum olma özelliğini kaybetmiş yığınları ise neo-faşist anlayış kapsamında yeni türden bir Türk milliyetçiliği ile yoğurmaya niyetliler ve diktatörlüğü kalıcı hale getirmeye çalışıyorlar. Ancak Savaş'ın seyri şimdilik selden kütük kapma heveslerine cevaz vermiyor. İmparatorluğa dönüşerek zulüm rejimini kalıcı kılma arzuları da halkların BARIŞ ve demokratik komünal toplum/sosyalizm yaratma mücadelesi sayesinde kursaklarında kalacaktır!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.