Barış halkların bayramıdır

Cafer TAR yazdı —

  • Yüz yıllar sonra bu topraklar ilk defa hem pratik hem de teorik olarak barışı konuşuyor! Şimdi hep birlikte bunun hakkını verme zamanıdır!

“Bir dağ ne kadar yüce olsa

Dağ kenarı yol olur

Buna bayram günü derler

Dost düşman bir olur!”

Sevgili Sırrı Süreyya Önder’in kaybından sonra, en azından benim çevremde, birçok insanda bir tarafının azaldığı hissi ortaya çıktı. İtiraf etmeliyim ben de kendisiyle şahsen hiçbir temasım olmamasına rağmen sanki hayatımda çok önemli yeri olan birini yitirmiş hissine kapıldım.

Aslına bakarsanız bu çok anlaşılır bir şey; çünkü biz, milyonlarca insan Türkiye, Kürdistan ve bütün Ortadoğu’da bir an önce adil bir barışı istiyor, özlüyor ve bunun için mücadele ediyoruz.

Kimimiz yazıyoruz, kimimiz aile aile, sokak sokak insanları ziyaret ediyoruz. Yine başka arkadaşlarımız dağ başlarında özgürlük nöbeti tutuyor, kimimiz özgür medyada bir lokma bir hırka derviş hayatı sürdürüyor. Ayrıca halkımızın önemli bir çoğunluğunun kalbi demokrasi ve özgürlükler ve barıştan yana çarpıyor.

Böyle önemli, beklenmedik kayıplarda aslında hepimizin kocaman bir aile olduğumuzu daha iyi anlıyoruz. Aslında bütün dünyada her şeyin paramparça olup, her bir parçanın başka bir yana savrulduğu koşullarda aynı hedefe kilitlenmek, aynı kalp çarpıntısını hissetmek çok kıymetli bir şey!

Sevgili Sırrı Süreyya Önder’in yaşamını yitirmesi muhakkak Türkiye’de barış isteyen her milletten insanı çok üzdü, hatta bir ölçüde bir araya getirdi, fakat DEM Parti ailesinin tamamında ve özel olarak Kürtlerde daha fazla bir araya gelme ve barış için mücadele etme azmini ortaya çıkardı.

Tarihte kadim düşmanlıklar yoktur ve insanın nihai hedefi barıştır. Evren daha ilk var olduğu günden itibaren Kaos ve Kozmos arasında gidip gelmelere şahitlik etmiştir. Aslında buna İyi ve Kötü arasındaki mücadele de diyebiliriz. Kaos dönemleri kan ve göz yaşı dönemleridir.

Büyük savaşları böyle dönemler olarak tanımlayabiliriz; böyle dönemlerde her şey tartışmalı hale gelir. Kaos ve onun neden olduğu çatışmalar insanlığın bütün maddi ve manevi birikimini tüketir, kirletir, anlamsız hale getirir.

İki büyük dünya savaşını modern zamanların en büyük iki Kaosu olarak tanımlayabiliriz. Buna neden olan Avrupa sermayesi ilk savaştan sonraki yüz yılda neredeyse dünyanın periferisine dönüşmek üzere. Halbuki her iki dünya savaşı olmasaydı, bugün Avrupa bambaşka bir durumda olurdu!

Savaşlar sadece Avrupa’nın maddi kaynaklarını değil; değerlerini de tahrip etti. Geriye kalan kocaman bir utanç! Tam da bu noktada PKK’nin yıllardır binlerce cana ve bu ülkenin kaynaklarına mal olan savaşa son vermek için yaptığı büyük fedakârlık tarihsel önemdedir.

Tarihte bazı hamleler vardır ki, bunlar herkese kazandırır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve partisi PKK’nin yaptığı büyük hamle tarihte eşine az rastlanır bir fedakarlıktır. Bu noktada sadece Türk devleti değil, bütün Türkiye halkları da bu fedakarlığın hakkını vermelidir.

Bu topraklar yıllardır barışını arıyor; sevgili Sırrı Süreyya Önder bunun en kararlı militanlığını yaptı, PKK 12 Kongresinde aldığı kararlarla buna güncel bir karşılık yarattı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ise bütün bu sürecin ahlaki, ideolojik ve siyasal alt yapısını oluşturdu...

Tarih bu süreçte emeği geçen başta şehitler olmak üzere bütün insanları sevgi, saygı ve minnetle anacak. Yüz yıllar sonra bu topraklar ilk defa hem pratik hem de teorik olarak barışı konuşuyor!

Şimdi hep birlikte bunun hakkını verme zamanıdır!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.