İmralı kapıları
Cafer TAR yazdı —
- Kürtler bölgede geçmişte uzunca bir süre bir tür parantez içine alınmıştı, şimdi o parantez açılmıştır. Kürtlerin varlık sorununun bittiği noktada bölge demokrasisi muazzam bir patlama noktasına gelmiştir ve bunun tam merkezinde Kürt Halk Önderi vardır.
Avrupa‘nın dört bir yanından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‘ın özgürlüğü için bir araya gelen on binlerce Kürt yurtseveri ve dostları hep birlikte “Önder Öcalan‘a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm“ diyerek bir kez daha Köln sokaklarını doldurdular. Kürtler daha önce de on binlerle hem ülkede hem de yurt dışında meydanları doldurdu.
Fakat onlarca yıldır bıkmadan usanmadan, yağmur çamur demeden yollara düşen, meydanları dolduran yurtsever Kürt halkı ve onların dostları hiçbir zaman zafere bu kadar yakın olmamışlardı. Kimi zaman bazı çevrelerin “meydanları doldurdunuz da ne oldu?“ türünden yaklaşımlarına rağmen her koşulda Önderliği’ne inanan Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesine olan inancı, her türlü takdiri hak ediyor.
Yaşanan şey inancın, azmin ve çalışmanın başarısıdır; bu noktadan sonra ne olursa olsun Kürt halkının özgürlük yürüyüşü ve Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğü engellenemez. Bu sadece bizim tespitimiz de değil; yıllarca Kürt Halk Önderi’ne düşmanlık yapmış çevreler bile uzun bir süredir kangren olmuş sorunların çaresinin Kürt Halk Önderi’nin kapısını çalmaktan geçtiğini biliyorlar.
Yıllarca Kürt halkının özgürlük mücadelesini ve varlığını hukuk dışına itmeye çalışan çevreler bunun artık böyle gitmeyeceğini ve bu siyasetin Kürtlerden çok kendilerine kaybettirdiğinin sahada farkına vardılar. Kürtlerle sorunlarını çözememiş bir Türkiye, Ortadoğu‘da hiçbir konuda istediğini alamaz; çünkü Kürt sorununda yaşadığı çözümsüzlük her defasında rakipleri tarafından karşısına çıkarılır.
Kürt Halk Önderi’nin de defalarca ifade ettiği gibi, Kürtler kendi varlıklarından ve özgürlüklerinden taviz vermeden bütün halkların ve inançların eşit ve özgür bir biçimde barış içinde yaşamasından yana tavır koymuşlardır. Kürt özgürlüğü bu açıdan bakılınca inkar ve imhada ısrar edenler dışında hiçbir halkın veya inancın ötekisi değildir.
Bu, Kürtlerin en önemli bölgesel gücü olmaktadır. Kürtler hem coğrafi konumlanışları hem de ideolojik/ahlaki tutumları nedeniyle başta inanç ve etnik sorunlar olmak üzere Ortadoğu‘nun bütün temel sorunlarının çözümünün mümkün olduğu bir noktada duruyorlar.
Kürt Halk Önderi’ne bir tür mezar olarak hazırlanmış İmralı, büyük Kürt ve Ortadoğu rönesansının merkezi olmuştur. Bundan sonra daha onlarca yıl boyunca İmralı‘da Kürt Halk Önderi tarafından geliştirilen tezler konuşulmaya ve bölge demokrasini belirlemeye devam edecek.
Bunun etkilerini bir süredir günlük yaşamımızda da hissetmeye başladık. Birkaç gün önce İstanbul‘da bazı medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Eğer Meclis’te siyasi partiler bu konuda mutabakata varırsa yasal çerçevede Kürt Halk Önderi ile bir görüşme yapılabilir“ dedi.
Aslına bakarsanız bu noktada devlet içerisinde genel bir anlayış birliği oluşmuş gibi gözüküyor. Kürt Halk Önderi’nin aktif katılımı olmadan sadece Kürt Sorunu değil, Türkiye‘nin Ortadoğu‘da karşı karşıya kaldığı risklerin hiçbiri Türk ve Kürt halklarının lehine çözülemez.
Bu noktada Kürt Halk Önderi’nin katılımı kaçınılmazdır. Çünkü Kürt Halk Önderi dışında hiç kimse iki halk arasında birikmiş problemleri pozitif manada yeniden çözemez. Özellikle Kürtler, Kürt Halk Önderi dışında kimsenin bu konudaki telkin ve önerilerine güvenmezler. Aynı şey Türkiye dışındaki halklar için de geçerlidir.
Kürt Halk Önderi’nin duruşu sadece Kürt sorununun çözümünde değil, başta Filistin olmak üzere kronikleşmiş bir çok sorunun çözümünde umut olmuştur. Bu noktada atılacak adımlar Suriye, Irak ve hatta Filistin‘de yaşanan sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.
Türkiye‘nin Kürt sorununun çözümünde yol alması, hatta belki İran‘ın başta İsrail olmak üzere bölge ülkeleri ile sorunlarını barışçıl manada çözümlemesine neden olacaktır.
Kürtler bölgede geçmişte uzunca bir süre bir tür parantez içine alınmıştı, şimdi o parantez açılmıştır. Kürtlerin varlık sorununun bittiği noktada bölge demokrasisi muazzam bir patlama noktasına gelmiştir ve bunun tam merkezinde Kürt Halk Önderi vardır.
Kürt Halk Önderi‘nin İmralı Adası’nda tuttuğu 27 yıllık demokrasi nöbeti tarihe geçmiştir. Bir kaç on yıl sonra İnsanlar ne Erdoğan‘ı, ne Ecevit‘i ne Çiller‘i hatırlamayacaklar; fakat Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan‘ı her milletten insan yüzlerce yıl hatırlamaya ve O’nun yaşamından ilham almaya devam edecekler.
Yakında muhtemelen TBMM adına bir grup parlamenter İmralı Adası’na Kürt Halk Önderi ile konuşmaya gidecek, bu bölge dengeleri açısından muazzam önemde bir gelişme olacaktır. Bu gelişme yıllardır Kürt sorununda çözümsüzlükten beslenen çevreler için yıkım olurken, demokrasi ve özgürlük için mücadele eden insanlar için umut dolu bir sürecin başlangıcı olacaktır.
Yeni bir dönem başlıyor; hepimiz hazırlığımızı buna göre yapmalıyız...
