Barzanilerin yüzü...

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

18 Nisan 2022 Pazartesi - 23:55

  • Dünyanın sonsuz büyük olduÄŸu çaÄŸda, tüm Kürt parçalarının 'kurtarıcısı' olarak görülen Barzanilerin egemen göründükleri topraklar, bugün Kürt soyu düÅŸmanlarının emrinde. Onlar diÄŸer üç parçaya ve kuzeyli Kürtlerin yeÅŸerttiÄŸi Mahmur ile Êzîdî Kürtlerinin ülkesi Åžengal’e saldırı üssüdür, dünün sözde kurtuluÅŸ savaşı toprakları.

O zamanlar dünya büyük, dijital ortam da yoktu. Bilgi akışı damla damlaydı. Efsane liderler, olgu ve olaylar çağıydı. Hintli Pandit Nehru, Çinli Mao, Afrikalı Patrik Lumumba, Latin Amerika‘da, Castro ve Guevara iklisi dünyaya yön veren efsanevi liderlerdi.

Bu büyük dünyada herkes kendi, Kürtlerin lider kavramı da kendinceydi. Mustafa Barzani biri düÅŸman BaÄŸdat rejiminin Bakanlar Kurulunda üye, öteki de elde tüfek daÄŸlarda Irak askerleriyle çatışan iki oÄŸulun babasıydı. “Boz atı”nın üstünde, fotoÄŸrafçıya tebessümü ile dört parçadaki Kürtlerin muhayyelesinde (hayal gücü), Kürtleri esirlikten kurtaracak umudun kendisiydi.

Ama ustanın da dediÄŸi gibi zaman içinde, “deÄŸiÅŸmeyen tek ÅŸey (olgu) deÄŸiÅŸim”di.

Ve deÄŸiÅŸen zamanda iletiÅŸim aÄŸları yaygınlaÅŸtı, Dünya küçüldü. Bilgi akışı ayrıntılı ve hızlı hale geldi. “Efsaneler”in çehreleri aydınlandı. Kimi portreler sönükleÅŸti, kimilerinin de kalıplarının adamı olmadıkları anlaşıldı.

Barzanilerin ışıltısı ilk kez Talabani ailesiyle çatışması nedeniyle, Kürtlerin gönlünde tozlandı. Kürtler, bu olayla “idealizmden ayrışıp öne çıkan çıkarları” gördü. Kürtlerin ulusal kurtuluÅŸ davası dururken, “kendisi için” savaÅŸanların gerçek yüzünü gördüler. Efsanevi ışıltı sönükleÅŸti.

Ama, hayal kırıklığı orada kalmadı. DeÄŸiÅŸim “baÅŸkalaşıma” dönüÅŸtü. Yüzler, kiÅŸilikler tanmaz oldu.

Dün “kurtuluÅŸçu” veya “kurtarıcı” bilinen ya da öyle hayal edilenler kavimleri, soylarının kanlılarıyla “iÅŸbirlikçi” olarak, ışığın altında durdular.

Amerikanın kurtarıp güvenliÄŸini de garantiye alarak, teslim ettiÄŸi Irak Kürdistan’ı (Güney), bugün “kardeÅŸ parçalar”a saldırı üssüdür. En acısı saygısızca bakış altında, sömürge bile deÄŸildir.

Örneklersek, Britanya bugün hala, kendince bir sömürge imparatorluÄŸudur. Kraliçe belirli zamanlarda, sömürge liderlerini topluca veya tek tek kabul etmektedir. Bu kabullerde sömürge liderleri, geleneksel giyimleri içinde renkleri, bayrakları ile yer alıyorlar.  

Geçenlerde Barzanilerin küçüÄŸü, görev sıralamasında BaÅŸbakan (Ferari marka araba düÅŸkünü) Mesrur Barzani, bir heyetin başında, görgüsüz sömürge imparatoru Recep ErdoÄŸan’ın huzurunda azarlanmış gibi duruyordu. Bayrağı, statüsü olan bir ülkeyi temsil ediyordu, güya. Ama küçümsenip aÅŸağılanırcasına, muhatabı istihbarat ÅŸefiydi. Ve o ÅŸef tarafından ErdoÄŸana takdim ediliyordu. ErdoÄŸan, forsu ve bayrağı arasında, görgüsüz Latin Amerikalı diktatör gibi kurulmuÅŸtu. Kürt tarafının bayrağı, herhangi bir simgesi yoktu. Mesrur’un heyeti de “ErdoÄŸan tahtı” yanında, kanepede sıralanmıştı. Karşılarında, istihbarat ÅŸefi...

Kürtler adına ne büyük bir utanç. Teslim olup göbeÄŸinden baÄŸlanmak, böyledir...

Ne diyeyim, ben. Kendi küllerinden doÄŸan her halk, önce kendi imkanlarıyla ayakta kalmanın çarelerini arıyor. İsrailliler ilk iÅŸ olarak çölü yeÅŸerttiler. BangladeÅŸliler özgürlük ve ülkelerini kanla kazandılar. Ama hırsızlığın önüne geçemeyen “kurtarıcı”, Mucibul Rahman’ı da alaÅŸağı ettiler. Daniel Ortega, dün Nikaragua’da kurtarıcıydı. Bugün hırsız diye anılıyor.

Güney, 30 yıldan beri egemen. GüneÅŸi, suyu, toprağıyla zengin. Yıllık petrol geliri milyarlarca dolar. Ama fabrikalardan vazgeçtik bir tek bir atölye bacası bile tütmüyor. Tarımsal ve sınai hiç bir üretim yok. İçtikleri ayranı, yedikleri yoÄŸurdu, yumurtayı bile Türklerden alıyorlar. Türkler satmasalar, evlerinde kaynatacak makarnaları yok.

Ama dünyanın sonsuz büyük olduÄŸu çaÄŸda, tüm Kürt parçalarının kurtarıcısı olarak görülen Barzanilerin egemen göründükleri topraklar, bugün Kürt soyu düÅŸmanlarının emrinde. Onlar diÄŸer üç parçaya ve kuzeyli Kürtlerin yeÅŸerttiÄŸi Mahmur ile Êzîdî Kürtlerinin ülkesi Åžengal’e saldırı üssüdür, dünün sözde kurtuluÅŸ savaşı toprakları.

Kendi halkına ihanet eden, geleceÄŸini satanın, hangi yeni efendiye ne yararı dokunur onu bilemem ama Kürt geçinenlerin elleri de yüzleri de Kürt kanıyla sıvalı.

Mesrur Barzani, uÅŸak gibi durup talimat almadan döndükten sonra Kürtlerin Saddam Irak’ından aldığı topraklara karadan ve havadan topyekün taarruz baÅŸladı.

Tarihsel özetle girmiÅŸtim, yazıya. Bir baÅŸka özetle bitireyim. ÖrneÄŸi pek çoktur. Bazı ailevi çıkar yani kazanç olayları, daha sonra tarihin kayıt defterine ulusal hareket, adanmışlık olarak geçti.

Ben ona yanarım...

Her neyse, Barzanilerin yüzünde, “kurtuluÅŸa adanmışlığın” o ışıltısı yok, artık. BoÅŸuna aramayın!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2022 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.