Beslenme alışkanlığı sağlığı belirliyor

Kadın Haberleri —

Zalê (Zeliha Avağ Yeşilmen)

Zalê (Zeliha Avağ Yeşilmen)

  • Kürtçe diyet hizmeti veren Zelê, açtığı Zirav İnstagram sayfasında olabildiğince çok insana ulaşmayı amaçlıyor. Beslenmenin insan hayatına etkilerini anlatan Zelê, Kürt yemeklerinin yara ve zararlarına da dikkat çekiyor.

DENİZ YILDIZ / İSTANBUL

Sêrt’in (Siirt) Dihê (Eruh) ilçesinden olan 33 yaşındaki diyetisyen Zelê (Zeliha Avağ Yeşilmen) İstanbul’da büyüdü. İlkokul ve liseyi İstanbul’da okuyan Zelê, 2 yıl Muş Üniversitesinde okudu. Daha sonra eğitimine İstanbul’da devam ederek diyetisyenlik bölümünü tamamladı. Bir dönem huzur evinde, bir dönemde özel bir hastanede çalışan Zelê 5 yıllık deneyim ardından özel bir ofis açtı. Kürtçe hizmet de veren Zelê, Zirav adlı İnstagram sayfasında diyete ilişkin Kürtçe bilgiler paylaşıyor.

Zirav sayfasına annem vesile oldu

Üniversiteyi okuduğu 2013 yıllında annesi rahatsızlanan Zelê, aslında hep Kürtçe bir şeyler yapmak istediğini ve bu süreçte Kürtçe dublaj işini de yaptığını anlatıyor. 

Annesini rahatsızlık sürecinden de söz eden Zelê, “Annem kalın bağırsak kanserine yakalandı. Kemoterapi görmesi gerekiyordu. Doktora gittiğinde kendini rahat ifade edemiyordu. Bütün sorun buradan kaynaklanıyordu. Kendini doktora ifade edemediği için hastalığı ilerledi. Eğer ifade edebilseydi belki daha erken bir teşhis konulurdu. Annemi 2016 yılında kaybettik. Annem Zirav sayfasına yönelmeme vesile oldu. O süreçte sayfayı açtım. Anneme son zamanlarında beslenmeyi anlatıyordum. O da bana ‘bana bugün bir etki edemedin ama en azından belki bir anneye faydan olur’ demişti. Bu sözü üzerine sorumluluğum iki kat arttı. Anneme belki yararım olmadı ama belki birçok kadına destek olabilirim diye Zirav’ı açtım. Anneme verdiğim bir söz ile Zirav ile yola çıktım” diye belirtiyor. 

Evde Kürtçe dışında dil konuşmuyorlar 

Danışanlarına Kürtçe-Türkçe hizmet veren ve aynı zamanda sayfası Zirav’da paylaşımlar yapan Zelê, anadilin önemine değinerek şunları aktarıyor: “Babam anadile çok önem verir. Bizim evde Kürtçe dışında bir dil konuşulmazdı. Hatta Türkçe konuşan olduğu zaman bulaşık yıkama cezası alırdı” diyor. Kürtçe kendilerini daha rahat ifade ettiklerini ve bu yüzden de Türkçeyi olabildiğince az kullandıklarını söyleyen Zelê, evlendikten sonrada eşi ile evde sadece Kürtçe konuştuklarını belirtiyor. 2011 veya 2012 yılında Kürt enstitüsünde bir kurluk ders aldığını ifade eden Zelê, bu anlamda kendini geliştirmek istediğinden de söz ediyor.

Daha fazla insana ulaşmayı amaçlıyor

Zirav’a kimi nedenlerden kaynaklı bir süre ara verdiğini aktaran Zelê, sayfasını kısa süre önce yeniden aktifleştirdiğini ifade ediyor: “Her sayfayı ihmal ettiğimde kendimi kötü hissediyordum. Ancak yeniden aktifleştirerek daha fazla insana ulaşmam gerektiğini düşündüm. Bu yüzden tekrar elimi taşın altına koydum. Olabildiğince paylaşımlar yapmaya çalışıyorum. Tıbbi kavramları sadeleştirmeye çalışarak anlatıyorum. Biraz zorlanıyorum ama illaki bir yerlere sesimi ulaştırabileceğimi düşünüyorum.”

Kürtçe verdiği hizmet nedeniyle güzel yorumlar alan Zelê, kendisine sayfa üzerinden de ulaşanların olduğunu belirtiyor. Yurtdışında online olarak Kürtçe hizmet verdiği bir danışanından söz eden Zelê, Kürtçe hizmet alan ve ofisine gelen bir danışanının da olduğunu belirtiyor. 

Her şey sağlıklı beslenmeye bağlı

Kürt kadınların önceliği çocuk ve eşlerine verdiğini ifade eden Zelê, Kürt kadınlarının beslenme konusunda kendilerini ihmal ettiğini söylüyor. Bu durumun kimi rahatsızlıkları meydana getirdiğini aktaran Zelê, kadınların kendilerine öncelik vermesi gerektiğini ifade ediyor. 

Mesleğini çok sevdiğini belirten Zelê, beslenmenin önemine dikkat çekiyor: “Bugün bir kişi ameliyat dahi olsa dönüp dolaşıp geleceği yer beslenme. Beslenme düzelmedikten sonra hiçbir şey düzelmiyor.” 

Kürtlerde beslenme kültürü 

Kürtlerin beslenme alışkanlıkları içerisinde et ve süt ürünlerinin geniş yer kapladığından söz eden Zelê şöyle diyor: “Sebze ve meyveler oldukça sınırlı oranda sofralarda bulunuyor. Etli yemekler, etli çorbalar, ekmek-pide ve unlu diğer mamuller ile bulgur, en çok tüketilen besinler arasında yer alıyor. Kürtler karbonhidrat, protein ve yağ açısından zengin beslendikleri için, vitamin, mineral ve lifler açısından yetersizlikler görülüyor. Kürtlerin yemek çeşitleri kadar, pişirme yöntemleriyle de yağlı ve kalorili beslenmeye yatkın bir mutfak kültürü var. Kavurma ve kızartma sıkça tercih edilmekte ve etlerin yağlı kısımları seviliyor. Aynı şekilde kırmızı et de yoğun olarak tüketildiği için, iç yağı ve kuyruk yağının yemeklerde kullanımı da beslenme düzenini olumsuz etkiliyor. Kürtlerde obezite ve karaciğer yağlanması oranı bu yüzden çok yüksek. Ayrıca beslenme konusundaki eksiklikler, hatalı besin seçimi ile yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve bu da beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açıyor.” 

Aşırı et tüketimi sağlıklı değil

Kürtlerde çok fazla et tüketiminin sağlıklı olmadığını sözlerine ekleyen Zelê: “Çok fazla et tüketimi en çok sindirim sistemine etki eder ve midede birçok rahatsızlıkların yaşanmasına sebep olabilir. Zor parçalanan bir besin olduğu için vücut da sindirirken zorlanır. Bundan dolayı çok fazla tüketildiğinde midede ağrı, bağırsaklarda gaz, kramp, şişkinlik gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Çok miktarda et tüketimi, kabızlık sorununu da ortaya çıkarabilir. Bunun olmasını engellemek için etle birlikte mutlaka salata ve sebze gibi yüksek lifli gıdalara yer vermek gerekir. Ayrıca gün içinde içilen sıvı miktarının da mümkün olduğunca artırılması önem taşır. Fazla tüketilen et beraberinde fazla yağ tüketimine de sebep olmaktadır. Fazla tüketilen yağ safra kesesi ve pankreas üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Özellikle safra kesesinde taş ya da çamur görülme ihtimali artar. Çok fazla et tüketimiyle birlikte ürik asit miktarı da yükselebilir. Çok fazla et tüketiminden dolayı gut hastalığı olan kişilerin eklemlerinde ağrılar başlanabilir. Çok fazla et tüketiminin zararlarından biri de kolesterol yüksekliğidir. Kan kolesterol değerlerinin yükselmesi özellikle kalp damar hastalığı olanlar için risk oluşturabilir. Dolayısıyla yüksek tansiyon, diyabet ve kalp hastalığı olanlar muhtemel hastalıkların önüne geçebilmek için et tüketimini azaltılması gerekir.” 

Sağlıklı beslenme eğitimi

“Diyetisyene sağlıklı beslenmeyi öğrenmek için hem de sağlıklı bir şekilde kilo vermek için gelinebilinir” diyen Zelê, “Beslenme eğitiminin amacı; toplumun yeterli ve dengeli besin tüketim alışkınlıklarının geliştirilmesi ile yanlış ve olumsuz beslenme alışkanlıklarının ortadan kaldırılmasıdır. Yine besinlerin sağlığı bozucu duruma gelmesinin önlenmesi, besin kaynaklarının daha etkin ve ekonomik kullanılması konularında eğitilerek beslenme durumunun düzeltilmesi de amaçlar arasındadır” diyor.

Diyetisyene gitmenin bir yaş sınırı yok

Diyetisyene gitmenin yaş sınırının olmadığını vurgulayan Zelê, “Anne karnından başlayarak sağlıklı beslenme eğitimleri verilebilir. Aynı şekilde doğumdan sonra hem annenin emzirme döneminde hem de bebeğin nasıl beslenmesi gerektiği hakkında eğitimler verilebilir. İlk 6 aydan sonra bebeğin tamamlayıcı beslenmesi, çocukların beslenmesi, adölesan dönemde beslenmesi, yetişkinlik döneminde beslenmesi, hastalıklarda beslenme (Obezite, İnsülin direnci, Tip 1 ve Tip 2 Diyabet, Hipoglisemi, Kalp Damar Hastalıkları, Hipertansiyon, Sindirim Sistemi Hastalıkları, Karaciğer ve Safra Kesesi Hastalıkları, Böbrek Hastalıkları, Kanser, Polikistik Over Sendromu (PCOS), Romatizmal Hastalıkla), geriatri dönemde beslenmesi hakkında eğitimler verip önerilerde bulunulabilinir” diye belirtiyor.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.