Bir "Deha"nın 125. ölüm yıl dönümüne önsöz
Selim FERAT yazdı —
- İnsanın içindekinin, içsel doğasının farkına varması için, Zerdüşt’ün buyruğuyla "Kendin ol" dedirten deha Nietzsche, 125 yıl önce 25 Ağustos’ta, daha 55 yaşındayken yaşama veda etmişti.
Önsöz:
"Sadece ayakta kalanlar düşebilir".
Düşmeyeceklerinden emin olanlar için altını çizmek istiyorum:
Beklenmedik bir anda, karşıtlarınızın beklediği ve belki de planladıkları beklenen gelişmeler sonucu düşeceksiniz.
Rojava’nın düşmeyeceğini bilen, kendilerinin düşmeyeceklerinden emin olan, Ankara-Tahran bileşkesindekilerin ayakta durma ömürlerinin beklenenden kısa olacağından yola çıkıyorum.
"Güç İstenci/İradesi"ne sahip olanlar gündemi, sizin gördüğünüz ve rol oynadığınız sahnede değil, senaryosunu sizin farkına varmadığınız bir sette oynanan filmde belirleyecekler.
Rojava’dan size uzatılan eli tutmayı reddettiğiniz oranda, gücünüzü kaybedeceksiniz.
"Varlık ebedi bir tekrardır".
Varolmayı reddettiğinizde, varolmanın tekrarı, varlığınıza soru işareti yüklediğinizin farkına varmanızı sağlar.
Korkmayın "düşmenizin vakti geldiğinde, artık siz var olmayacaksınız".
"Kendisi gibi" olan Rojava’ya karşı, ayakta durma gücünüz olmayacak.
Yaşam böyle bir şey.
Zerdüşt böyle buyurdu:
Gerçek olanın mertebesinden kaçamazsınız;
Gerçeklik kendilik olarak var;
Gücünüz özgüvenin eylem ve irade olarak varolmasının önüne geçemeyecek kadar, düşmeye meyilli, çünkü ayakta olmakta direniyorsunuz.
Asıl Hikaye:
"Kendin gibi ol!"
İnsanın içindekinin, içsel doğasının farkına varması için, Zerdüşt’ün buyruğuyla "Kendin ol" dedirten deha Nietzsche, 125 yıl önce 25 Ağustos’ta, daha 55 yaşındayken yaşama veda etmişti.
Ölümünden önce yürüme ve konuşma yeteneğini kaybeden Nietzsche, geçirdiği zatürreden sonra yaşama gözlerini kapatmıştı.
Fenomeloji’nin önde gelen temsilcilerinden Martin Heidegger, iki ciltlik Nietzsche eserinde: "Nietzsche'nin kendisini dinlemek, onunla birlikte, onun aracılığıyla ve aynı zamanda ona karşı, Batı felsefesine dair tek ve ortak bir vizyonu sorgulamak hayati önem taşıyor" derken, tezlerinden birinin merkezine Nietzsche’nin: "Güç İstenci" denklemini oturtuyor. Güç istenci Nietzsche’ye göre, varlığın temel karekteri oluyor.
Ve varlık "herşeyin ebedi tekrarıdır".
Ancak insan, Nietzsche’ye göre "hayvanla üstinsan arasında gerilmiş bir iptir -uçurumun üzerindeki bir ip.”
Metafizik düşünür Nietzsche’de "adalet" kavramı, onun düşüncesinin merkezi kavramlarından biridir. Heidegger, Nietzsche’nin adalet kavramını "gerçeğin özü" olarak algıladığını ve "Adalet" düşüncesi, varlığın kendi düşüncesi içinde, varlığın terk edilmesinin gerçekleşmesi" olarak analiz ediyor.
Heidegger, metafiziğin 5 temel kavramını aktarıyor:
"Güç İstenci";
"Nihilizm" (insan tarafından oluşturulan toplumsal, ahlaki ve kültürel mutlaklığın bir gerçeklik taşımadığını savunan felsefik yaklaşım);
"Aynı şeyin ebedi dönüşü";
"Üstün İnsan";
"Adalet".
"Nietzsche'nin metafiziği değer düşüncesi olduğu ölçüde nihilisttir ve bu, tüm değer belirlemelerinin ilkesi olarak, güç arzusuna dayanır" (Heidegger).
Çıkarım:
Varolmak!
"Güç istenci" kader belirleme ölçeklerinden biri.
Adalat kavramı, toplumsal gerçekliğin bir yansıması olarak tercüme edilmeli;
Varolmak için, karşıtlar düşünceye dek "ebedi tekrar" olmalı.
Unutulmamalı: Düşmeyeceklerini ebedi sananlar, "Uçurumun üzerindeki ip"tirler.
