Bir resim: KOBANÊ

• Kürtlerin özgürlük serüvenine büyük bir iz bırakan Kobanê, tarih boyunca hep başkalarının özgürlüğüne koşan Kürtlerin, Amaralı’nın öncülüğünde kendi özgürlükleri için, dünya halklarına direnişin sembolü olarak çizdiği bir resim oldu. 

VEYSEL IŞIK

“Bir resim çizdim, 
hep bakılmasını isterim. 
Bir ses oldum, 
Hep duyulmasını isterim
Ülkeme, dünyaya, evrene”… der Amaralı.

Ocak ayının 26’sı gelip çattığında aklıma ilk gelen bu kısa ve özlü şiir oluyor. Bir direniş resminin çizilişi ve Kürtler adına dünyaya ses olması ancak bu kısa mısralarla bu kadar açık ve net ifade edilebilinir. Bir halkın kendi küllerinden yaratılış hikayesi bir resim oldu. Bu resim yıllardır süren direnişlerle ve özellikle Kobanê ile dünyaya ses oldu. Kobanê’nin her karış toprağını kendi bedenleri ile savunan Amaralı’nın ardılları oldu.

Kürt halkının özgürlük serüvenini 21. yüzyılın kapitalist modernitesine karşı demokratik modernite ile cevaplayan Amaralı, “Bütün dünyayı yenecek güçte bile olsak, kimseye saldırmayız. Ama hakkımızı savunmak zorunda kalırsak, bütün dünya üstümüze gelse bile, direniriz” diyerek meşru ve özsavunmanın ne kadar vazgeçilmez olduğunu vurgulamıştı. Bu meşru ve özsavunmanın ete ve kemiğe büründüğü alanlardan birisi de Kobanê’deki direniş olmuştu.

Özgürlük arayışçılarının mücadeleleri yeryüzünde kesintisiz bir şekilde günümüze kadar süre geldi. Bu mücadele alanlarından bir taneside Kobanê oldu. 21. yüzyılda özgürlüğe yürüyüş hikayesinin bir kilometre taşı oldu Kobanê direnişi. Kürdistan’ın dört bir yanından tutalım, Avrupa, Ortadoğu ve dünyaya yayılan bu direniş, birbirinin dilini, kültürünü, edebiyatını, sanatının bilmeyen milyonları aynı kulvarlarda buluşturdu. Aynı kulvarlarda buluşan bu farklı renkler ve sesler soluğu Rojava’daki direnişte de aldı. Rojava’da buluşan bu sesler, özlemini çektikleri kendi olma sisteminin ip uçlarını da Kobanê’de, Qamişlo’da ve Hesekê’de inşa etmek için kolları sıvadı.

Hakikat arayışçıların bitmeyen özgürlük yürüyüşleri devam ediyor. Bu yürüyüşler ve arayışlar bitecek gibi de görünmüyor. Rojava’da pratik alan bulan ve direniş sonucu ortaya çıkan bir damla su gibi olan bu özgürleşme sevdası beşikten beşiğe, elden ele galeceğe taşınıyor.

Amaralıların Kobanê’deki emsalsiz direnişleri hikayelere, romanlara, destanlara, sayfa sayfa şiirlere döküldü, yazıldı, yazılmaya devam etti, ediyor. Yazılan bu eserler film, belgesel, söyleşi ve dizi setlerine konu oldu ve olmaya da devam edecek. Her okuyucunun, seyircinin, oyuncunun kendisinden bir parça bulabileceği Kobanê serüvenlerinin belkide hiç birisi Amaralı’nın yukarıdaki şiiri kadar Kobanê’yi özlü anlatamayacak, hissedemeyecek, yaşayamayacaktır. Ne yaşayanların bu kadar berrak anlatabileceği, ne de yazılanların bu kadar sade anlaşılabileceği bir hikaye yazılır mı bilinmez. Ancak Amaralı’nın dilinden dükülen bu mısralar Kobanê’nin her yerine nakşedildi.

“Başkalarını savunmak isteyenler, kendilerini savunmayı bilmelidir. Başkalarını özgür kılmak isteyenler de önce kendilerini özgür kılmayı bilmelidir. Böylece hiç özgür doğmamış çocuklarımızın belki de özgür doğma hakkı bir gerçeklik haline gelebilecektir” diyen Amaralı, süregelen yaşamın gidişatına dur dedi.

Kürtlerin özgürlük serüvenine büyük bir iz bırakan Kobanê, tarih boyunca hep başkalarının özgürlüğüne koşan Kürtlerin, Amaralı’nın öncülüğünde kendi özgürlükleri için, dünya halklarına direnişin sembolü olarak çizdiği bir resim oldu. Kürtlerin kendi elleriyle, parmaklarıyla, renkleriyle çizdiği bir resim. Bu resme bakıp bakıp yeni hikayelerin üretilmesi de bundandır.