Maraş’ı anarken!

Demir ÇELİK yazdı —

  • Hatırlamak, yüzleşmek ve hesap sormak insani ve vicdani olandır. İnsani ve vicdani sorumlulukla hareket edenlere aşk olsun…

Maraş soykırımının 45. yıl dönümü anmalarını yaptığımız bugünlerde bir yanlışı düzeltmek gerektiğine inanıyorum. Birçok afiş ve panelde 19-26 Aralık 1978’de Maraş’ta yaşananlar, Kürt Reya Heq inancından insanlara yaşatılanlar bizatihi soykırım olmasına rağmen hala katliam kavramı ile ifade edilmektedir.

Vikipedi soykırımı (jenosit): “ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen topluluk veya topluluk bireylerinin çıkar amacıyla, bir plan çerçevesinde yok edilmeleri niyeti ile girişilen eylem ve sonuçlar bütünü anlamına gelmektedir” diye tarif etmektedir.

Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi(SSCS)’nin 2.maddesi hangi eylemlerin soykırım sayılacağına dair şu kriterleri sıralar:

1- Topluluk üyelerinin öldürülmesi: 19 Aralık 1978 öncesinde Maraş’ta evler ve işyerleri işaretlenir. Kürt Reya Heq inancından insanların evleri ve iş yerlerine kırmızı çarpı işareti konulur. 19-26 Aralık tarihleri arasında bu işyerleri ve evler basılır ve yakılır. Ev işyerlerinde bulunanlardan 119’u öldürülür. İnsanlar meşru savunma temelinde kendilerini savunmamış olsalardı bu sayı binleri geçecekti.

2- Topluluk üyelerine bedensel ve zihinsel zarar verilmesi: Öldürülen çocukların beden bütünlükleri parçalanarak kazanda kaynatılan etleri annelerine zoraki yedirilir. Kürt Reya Heq inancının hafıza ve belleği silinmeye çalışılır.

3- Topluluğun yaşam koşullarını kasten değiştirmek: Bölgenin Kürtsüzleştirilmesi ve Alevisizleştirilmesi uygulamaları içinde olurlar. Bunun sonucunda metropollere ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerine insanlar zoraki göçertilir. Bir milyonu aşkın Pazarcık ve Elbistan’lı Kürt Aleviler bu uygulama sonucu kutsal mekanlarını terk etmek zorunda kalırlar. Boşaltılan yerlere Tero’larda olduğuna benzer başka halkları ve toplulukları getirip yerleştirerek coğrafyanın demografisini, toplumun sosyolojisini değiştirme eylemleri hız kesmeden sürdürülür. Bunun yanında bölgede kalanlara okul, cami ve kışla üzerinden Türkçü- Sünni İslam dayatılır. İdeolojik aygıtlarıyla Kürt Alevileri asimilasyonla kendi hak ve hakikatine yabancılaşmaları, başkalaşıma uğratılmaları çalışmalarını kesintisizce sürdürmeyi görev bilir. 

4- Topluluk içinde yeni doğumları engelleme: Her tür baskıyı göze alarak bölgede kalanlara doğum kontrolü adıyla kısırlaştırma çalışmaları içinde olunur.

5- Topluluğun çocuklarını başka bir gruba verilmesi: Sahipsiz gerekçesi ile birçok çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu üzerinden başka gruplara verilir. 6 Şubat 2023 depreminde Çocuk Esirgeme Kurumu’nu bile devre dışında tutarak kız çocukları tarikatlara verilir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarikat şeyhlerinin onlarla evlenebileceklerini fetvasını verdi.

Aralık 1978’de yaşatılanları yukardaki kriterlerle ele almaya çalıştığımızda bunun soykırım olduğu açıktır. Devlet neden soykırımı uyguladı sorusuna yanıt aramak istersek şunları söylemek mümkündür.

1- Bakur Kürdistan’da yaşatılan devlet ve iktidar dışı Kürt Reya Heq toplumsallığını dağıtmak. Bu toplumsallığı inkârcı, tekçi zihniyet içinde eritmek.

2- Doğa inancının otantik değerlerini yaşatan, dilini, kültürünü sahiplenen, koruyan ve onları toplumsallaştıran öz güç örgütlülüğünü dağıtmak.

3-1968 gençlik hareketi ile başlayan siyasal aydınlanmanın bölgede taban bulması, geniş kitleleri harekete geçirebilen örgütlülüğünü dağıtmak. 

4- Kürt siyasal hareketinin toplumda yarattığı uyanışı ve direnişe ön almak.

5- Maraş, Kurdistan ile Çukurova arasında, dolayısıyla da Akdeniz’e ulaşımda önemli geçiş güzergahı ve köprü görevi konumunda olan bir ildir. Devlet bu nedenle burayı güvenlik içinde denetim altında tutmak istiyordu.

6- Pazarcık ovasındaki sazlık ve bataklıkların kurutulması sonrasında Kürt Alevilerin geniş topraklara sahip olması ve zenginleşmesinin önüne geçmek, bu toprakları yandaşlarına peşkeş çekmek istemeleri. 

Bu soykırımcı zihniyetin vahşi ve barbar uygulamaları ve kirli hesaplarına teslim olmayan Maraşlı Kürtler köy ve yöre derneklerinin bağlı olduğu MARDEF örgütlülüğü üzerinden bir yandan dayanışırken diğer yandan soykırımla yüzleşmenin ve hesaplaşmanın arayışı ve çabası içindedirler. Bu yaygın örgütlü yapısallık üzerinden bir yandan kendi yaralarının merhemi, birbirinin Xizir’i olmaya çalışırken, diğer yandan da dilsel, kimliksel, inançsal ihtiyaçlarını karşılamaya, kadım inançlarının belleğini ve hafızasını yaşatmaya çalışıyorlar. Hatırlamak, yüzleşmek ve hesap sormak insani ve vicdani olandır. İnsani ve vicdani sorumlulukla hareket edenlere aşk olsun…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.