Neden ahlaki politik toplum?

Cafer TAR yazdı —

  • Nasıl ki, ahlaki politik toplum, eko-endüstriyel toplum ve demokratik konfederalist toplum; kapitalist üretim toplumu, endüstri toplumu ve ulus-devlet toplumunun tam zıddını ifade ediyorsa; Kürt Halk Önderi ve onun temsil ettiği ahlaki/politik duruş da AKP/MHP anlayışının ak ve kara kadar zıddını ifade eder.

Bir önceki yazımda Türkiye'de iç savaşın önlenmesi ve toplumsal barışın yeniden inşası için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a ihtiyacımız olduğunu ifade etmiştim. Bu konunun biraz daha açılması gerektiğini düşünüyorum.

Birçok insan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinden yürüyen tartışmayı kişiselleştirerek tartışmak istiyor; halbuki biz burada Kürt Halk Önderi şahsında başka bir ahlaki politik duruştan bahsediyoruz.

AKP/MHP rejiminin Kürt Halk Önderine olan düşmanlığı sadece Kürt oluşundan veya PKK'nin kurucusu olmasından kaynaklanmıyor; bu düşmanlık daha çok onun temsil ettiği demokratik toplumcu, özgürlükçü ahlaki duruştan kaynaklanıyor.

Türkiye'de iktidar sahipleri, HDP üzerinden Kürt Halk Önderinin görüşlerinin, Türkiye halklarına ulaşması halinde ortaya çıkacak toplumsal etkinin sebep olacağı bilincin kendileri açısından yaratacağı sonuçları çok iyi bildikleri için, onunla sadece örgütünün değil veya sadece Kürtlerin değil bütün Türkiye halklarının temasını kesmeye çalışıyorlar.

Binlerce HDP'li, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın Demokratik Toplum/ Demokratik Modernite kavramını anlamaya ve onu pratikleştirmeye çalıştıkları için cezaevinde tutuluyorlar. Türkiye cezaevlerinde tutulan HDP'liler muazzam emek ve çaba sahibidirler, Kürtlerin özgürlüğü ve Türkiye demokrasisi için çok büyük bedeller ödüyorlar.

Fakat yıllardır insanlara acı çektiren ulus devletçi veya ümmetçi yaklaşımları deşifre eden, bu yaklaşımların düşünsel/ahlaki eleştirisini yapan ve yüzyıllık bu cinnet halinden çıkışın yolunu demokratik modernite kavramı üzerinden gösteren Kürt Halk Önderidir.

Nasıl ki, ahlaki politik toplum, eko-endüstriyel toplum ve demokratik konfederalist toplum; kapitalist üretim toplumu, endüstri toplumu ve ulus-devlet toplumunun tam zıddını ifade ediyorsa; Kürt Halk Önderi ve onun temsil ettiği ahlaki/politik duruş da AKP/MHP anlayışının ak ve kara kadar zıddını ifade eder.

İşte bu yüzden AKP/MHP rejimi Kürt Halk Önderinden hoşlanmamaktadır; çünkü Kürt Halk Önderinin durduğu yer rantla, çıkarla, kayırmayla satın alınamaz. O noktada sadece hakikat arayışı esastır ve hakikati ahlaki/politik toplum dışında aramak ise beyhudedir.

J.J. Rousseau 1749 yılında “Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev” isimli makalesinde “İyi insanların dürüstlüğe verdikleri değer bilginlerin bilime verdikleri değerden daha yüksektir” der. Bu söz aradan yüz yıllar geçmiş olmasına rağmen hale geçerliliğini korumaktadır.

AKP/MHP rejimi, realpolitik ve güç politikası üzerinden ahlaki duruşu tamamen politikanın dışına çıkarmış, politikayı sadece güç zeminine indirgemiştir; İslami ahlak tandanslı söylemler ise tamamen kitleleri manipüle etme amaçlıdır. AKP'nin yirmi yıllık politikaları sonucunda Türkiye'de insan ilişkilerinin temelini oluşturan adalet ve güven duygusu neredeyse tamamen yok edilmiştir.

AKP/MHP rejimi, toplumun temellerini sarsmış; dürüstlük, doğruluk, ilkelilik, tutarlılık gibi kavramların içi boşaltılmış, tek geçer akçe menfaat olmuştur. Halbuki bu kavramlar olmadan bir toplumda hiçbir konu konuşulamaz, hiç bir problem çözülemez.

Bir toplumun sorunlarını çözebilmesi değişip dönüşebilme kapasitesi ile ilgilidir. Son yirmi yılda inşa edilen despotik devlet politik alanı neredeyse tamamen ortadan kaldırmış, toplumsal hakikati esas alan ahlaki duruş büyük darbe yemiş; her şey tek tipleştirilmeye çalışılmıştır.

Kürt Halk Önderi tam da bu noktada önemli olmaktadır; onun geliştirip demokratik toplum manifestosuna dönüştürdüğü demokratik modernite, farklılıkları en geniş anlamda yaşayan toplumdur. Bütün toplumsal gruplar tek tip kültüre ve vatandaşlığa mahkum olmadan kendi öz kültürlerini esas alarak yaşayabilirler. Toplumlar siyasi farklılaşmada kimlik farklılaşmasına kadar, kendi potansiyellerini açığa çıkartıp geliştirebilir ve buradan bütün insanlığın toplumsal gelişimine katkı sunabilirler.

İşte Kürt Halk Önderinin özgürlüğüne bunun için ihtiyacımız var. Onun özgür olduğu bir Türkiye'de Kürtlüğümüzle, Türklüğümüzle, Aleviliğimizle, Sünniliğimizle, Ermeniliğimizle kendi toplumsallığımızı bir birimizi ötekileştirmeden yeniden inşa edebiliriz.

Türkiye'nin böyle özgürlükçü bir ortama ekmek/su kadar ihtiyacı var!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.