Öğütler çocukları doyurmuyor

Kadın Haberleri —

Çocuklar ve yoksulluk

Çocuklar ve yoksulluk

  • MEB’in sağlıklı beslenme önerileri, asgari ücretin yüzde 40’ına denk geliyor. Aileler ekmek arası zeytin ya da peynirle çocuklarını okula gönderiyor.

Türkiye’de sağlıklı beslenme, çocuklar için erişilemez bir hayal almaya devam ediyor. Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “Okulumda Sağlıklı Besleniyorum” programı, çipura filetodan İzmir köfteye uzanan menülerle farkındalık yaratmayı hedeflese de, bu menülerin maliyeti asgari ücretli aileleri aşıyor. Haziran 2025 itibarıyla, 8-12 yaş aralığındaki bir çocuğun MEB’in önerdiği şekilde beslenmesi için aylık 8 bin 700 lira gerekiyor; bu, asgari ücretin yaklaşık yüzde 40’ı. Ekmek ve Gül’ün haberine göre birçok aile çocuğunu yalnızca ekmek arası zeytin ya da peynirle okula göndermek zorunda kalıyor. 

Asgari ücretin dörtte üçü

MEB’in Emine Erdoğan öncülüğünde 2023’te başlattığı “Okulumda Sağlıklı Besleniyorum” programı, okullarda beslenme listeleri dağıtarak ve sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayarak devam ediyor. Ancak önerilen menüler, ekonomik gerçeklerle bağdaşmıyor. Eylül 2024’te bir çocuğun bu menüye uygun beslenmesinin aylık maliyeti 6 bin 450 lirayken, Haziran 2025’te bu rakam 8 bin 700 liraya yükseldi. Günlük maliyet ise ortalama 290 lira. Doğal gaz, elektrik ve hazırlık için harcanan zaman hesaba katılmadığında bile, bu maliyet asgari ücretin büyük bir kısmını yutuyor. İki çocuklu bir ailede, yalnızca gıda harcaması maaşın dörtte üçünü geçiyor.

Sağlıklı beslenme hayal

İstanbul Pendik’te yaşayan üç çocuk annesi bir gıda işçisi, çocuğunun beslenme çantasını ekmek arası zeytinle doldurabildiğini anlatıyor: “Velilere beslenme listesi gönderdiler. Kuru yemişinden kuru meyvesine, etinden sebzesine bir güzel sıralamışlar listede. Verdikleri listeye göre hareket etmeye kalksam biz evde ne yiyeceğiz? Ben çocuğumun beslenmesine meyve koyamıyorum, harçlık vermeye gücüm yok. Çocuğum dokuz yaşında ama yedi gibi görünüyor, çünkü gerektiği gibi beslenemiyor.” Asgari ücretle çalışan anne, kira ve temel giderlerle boğuşurken, sağlıklı beslenmenin hayal olduğunu söylüyor. Benzer şekilde, metal sektöründe çalışan başka bir anne, yaz aylarında çocuklarını köye göndermek zorunda kaldığını belirterek şunları söylüyor: “Okulda bir öğün idare ediyorduk, ama yazın üç öğün imkânsız. Köyde karınları yine tam anlamıyla doymayacak ama yine de bir nebze güvende olurlar.”

Veriler de doğruluyor

Yapılan araştırmalar sonucu açığa çıkan tablolar da gerçeği gün yüzüne çıkartıyor:

* Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2024 yılı verilerine göre ailelerin yüzde 23’ü çocuklarına düzenli et, tavuk veya balık yediremiyor; yüzde 10’u taze meyve-sebze sağlayamıyor.  

* OECD’ye göre Türkiye’de her beş öğrenciden biri, maddi imkânsızlıklar nedeniyle haftada en az bir gün aç okula gidiyor.  

* Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) raporuna göre deprem bölgesinde beş yaş altı çocukların yüzde 6.2’si bodur, yüzde 8.9’u zayıf. Et ve süt ürünlerine erişim oranları sırasıyla yüzde 17.7 ve yüzde 5.6’da kalıyor.  

Sağlıksız beslenme bir tercih mi?

MEB’in sağlıklı beslenme önerileri, yoksulluğu görmezden gelerek aileleri suçlayıcı bir tavır sergiliyor. Kasım 2024’te yayımlanan bir kamu spotunda, sağlıklı beslenmeyi ailelerin “tercihi” gibi sunan bakanlık, çocukların boş beslenme çantalarını yok sayıyor. Oysa yıllardır süregelen “Okullarda Bir Öğün” kampanyası, ücretsiz yemek talebini dile getiriyor. 2022’de okul öncesinde kazanılan ücretsiz yemek hakkı, sadece deprem bölgesiyle sınırlı kaldı. İSTANBUL

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.