Savaşa hayır; Abdullah Öcalan'a Özgürlük!

Cafer TAR yazdı —

  • Kürt Halk Önderi’nin barış için kendi yaşamını feda etmesinin arkasında bu derin ahlaki duyarlılık ve bu ülkenin emekçi halklarına duyulan derin sorumluluk vardır. Bu coğrafyada hepimiz kötü şeyler yaşadık; fakat dikkatli olmaz ve doğru davranamazsak çok daha kötü şeyler yaşayabiliriz. Günümüz koşullarında bu toprakların barışı için “Abdullah Öcalan'a Özgürlük!“ her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bundan dolayı her platformda daha güçlü “Abdullah Öcalan'a Özgürlük!“ talep etmeliyiz!

Neredeyse son iki haftadır bütün dünyada insanlar güne Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrası yaşanan gelişmeleri takip ederek başlıyorlar. Eskiden savaşların etkisi daha çok yerel düzeyde kalırdı; fakat günümüzde artık bu durum fazlasıyla değişmiştir.

Sermeyenin uluslararasılaşması, malların üretimi ve tüketiminin küresel bir karakter kazanması, başta enerji olmak üzere üretim yapmak için gerekli olan girdilerin uluslararası piyasalardan temin edilmesi, kitle iletişim araçlarının gelişmesi savaşlara her durumda küresel bir karakter kazandırmıştır.

Dünyanın en uzak köşesinde patlak veren bir çatışmanın bile bir süre sonra küresel sonuçları olmaya başladı. Birde böyle bir çatışmaya elinde nükleer silah bulunduran güçler dahil olmuşsa durum daha da karmaşık ve tehlikeli bir hale gelir. 

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı iki nedenden dolayı oldukça önemlidir. Her şeyden önce Rusya nükleer bir güçtür ve ayrıca Rusya Avrupa'ya en fazla doğalgaz tedarik eden ülkelerden biridir. Hatırlatmakta fayda var; doğalgaz sadece konutlarda; ısınma ve mutfakta kullanılmamaktadır; doğalgaz günümüzde elektrik üretiminin en önemli girdilerinden bir tanesidir.

Önceleri toplumlar gelişmek için enerjiye gereksinim duyarlardı; fakat günümüz “gelişmiş toplumları” bir aşamadan sonra enerji bağımlısı haline geldiler; insanlar güne gözünü enerji tüketerek açıyorlar ve gün boyu; televizyon izleyerek, kompüterlerinde çalışarak, telefonları ile meşgul olarak enerji tüketiyorlar.

Dolayısıyla bir sebepten dolayı enerji fiyatlarındaki bir değişim insanların yaşamlarına doğrudan etki ediyor. Günlerdir Türkiye'de insanlar haklı olarak Erdoğan rejiminin enerjide yaptığı yolsuzluklar ve bunun faturalara yansıması sonucu ortaya çıkan yoksulluğu konuşuyorlar.

Fakat günümüz dünyasında enerji fiyatlarında meydana gelen artış sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir sorun değildir. Türkiye'de Erdoğan/Bahçeli faşizmi Ücret/Fiyat dengesini toplumun yoksulları aleyhine büsbütün bozduğu için enerji fiyatlarında meydana gelen artış toplumun yoksul kesimlerini diğer ülkelere göre daha fazla etkiliyor.

Araştırmalar Ocak 2021'den bu yana Avrupa'da doğalgaz fiyatlarının yüzde 225 düzeyinde arttığını ortaya koyuyor. Bir bilgi daha: “Avrupa'da elektrik üretiminde doğalgazın payı yaklaşık yüzde 40-50 arasında değişiyor“, bu ise doğrudan elektriğin hammaddesinin zamlanması anlamına gelir.

Ayrıca belirtmekte fayda var; savaşlar kimi durumlarında tedarik zincirinin kopmasına da neden olurlar; uluslararası ticaretin yaygınlaşması bazı ülkeleri kimi ürünlerin üretilmesinde uzmanlaştırdı, diğer ülkeler bu ürünleri üretmek yerine bu ülkelerden almayı daha ekonomik buluyorlar.

Dolayısıyla artık hiçbir ülke gereksinim duyduğu bütün ürünleri kendi başına üretemez; bu ülkelerin herhangi birinde yaşanan bir doğal afet veya savaş kimi sektörlerde bütün üretim sürecini duruma noktasına getirebilir.

Savaş günümüz koşullarında sadece taraf olan ülkelerin değil; savaşa dahil olmayan ülkelerin de refahını ve iç barışını tehdit eder bir karakter kazanmıştır.

Ütopik sosyalizmin en önemli isimlerinden olan Henri de Saint Simon “Verimlilik çağında savaş bir cinayettir!“ der. Doğrudur; çalışıp değer üretmek yerine talanla ve gaspla toplumsal değerlere el koymaya çalışmak kim yaparsa yapsın her şeyden önce ahlaksızlıktır.

Gelelim kendi ülkemize!

Birçok insan Kürt Halk Önderi’nin barışta ısrar etmesinin ahlaki arka planını görmek istemedi; savaş yoksul insanların daha da yoksullaşması, ölmesi, sakat kalması ve daha da önemlisi halklar arasında yüz yıllara yaygın bir düşmanlığın yaşanmasına neden olur.

Kürt Halk Önderi’nin barış için kendi yaşamını feda etmesinin arkasında bu derin ahlaki duyarlılık ve bu ülkenin emekçi halklarına duyulan derin sorumluluk vardır. Bu coğrafyada hepimiz kötü şeyler yaşadık; fakat dikkatli olmaz ve doğru davranamazsak çok daha kötü şeyler yaşayabiliriz.

Günümüz koşullarında bu toprakların barışı için “Abdullah Öcalan'a Özgürlük!“ her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bundan dolayı her platformda daha güçlü “Abdullah Öcalan'a Özgürlük!“ talep etmeliyiz!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.