T.C’nin devrimci bir yazarla imtihanı
Dosya Haberleri —

.
- Marmara (Silivri) Cezaevinde 5 yıldır tek kişilik hücrede tutulan 30 yıllık ağır hasta tutuklu Soydan Akay’ın tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu gerekçeleriyle engelleniyor. Akay’ın maruz bırakıldığı keyfi uygulamalara dikkat çeken ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Avukat Esra Bilen, İdare ve Gözlem Kurulu kararına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.
- Hakan Akay hasta tutsak ağabeyinin durumuna ilişkin şunları paylaştı: “Soydan, son 5 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor. Kimseyle görüştürülmüyor. Bu sebeple hiçbir sosyal aktivitede bulunamıyor. Sadece avukat ve aile görüşleri yapabiliyor. Bunun dışında da haftada bir yalnızca on dakikalık telefon görüş hakkı var. Soydan, 5 yıllık ağır bir izolasyon altında yaşıyor."
MIHEME PORGEBOL
Türkiye hapishanelerinde siyasi tutsakların tahliyelerinin engellenmesi tutsaklar ve tutsak yakınları için tahammül sınırlarını zorlayan bir hal aldı. Yakın zamanda Yeşil Sol Parti (YSP) milletvekilleri Serhat Eren ve Adalet Kaya’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkez binasında yaptıkları açıklamaya göre yaklaşık 300 siyasi tutsağın tahliyesi keyfi gerekçelerle engelleniyor. Tahliyesi engellenen tutsaklardan biri de yazar Soydan Akay. Prostat kanseri, Hepatit B, kalp sıkışması, romatizma ve böbrek hastalıklarıyla boğuşan Akay’ın tahliyesi 2021’de yürürlüğe giren İdare Gözlem Kurulu’nun kararıyla engellendi. 11 Ağustos 2023’de tahliye edilmesi gerekirken kurul kararıyla tahliyesi 6 ay ertelenen Akay’ın tutsaklığı 30 yılı aştı.
Keyfi gerekçeler
Son 4 senedir tek kişilik hücrede tutulan Akay’ın durumu hakkında gazetemize bilgi veren Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Avukat Esra Bilen, Soydan Akay’ın keyfi ve sistematik bir şekilde hak ihlallerine maruz bırakıldığını söylüyor. Akay’ın avukat görüşmelerinin dahi kayda alınarak kısıtlandığını, kısıtlama kararlarının 5 yıl boyunca kopyala-yapıştır soyut gerekçelere dayandığını söyleyen Bilen, kararların hiçbir hukuki dayanağı olmadığını vurguluyor.
Anayasa Mahkemesi’ne gidilecek
Yazar Soydan Akay’ın son 5 yıldır cezaevi idaresinin sıkı gözetimi altında olduğunu söyleyen Bilen, “Bu yoğun gözetime rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından, Soydan Akay hakkında “mahkumiyetine esas oluşturan terör örgütünden ayrılmadığına dair” hazırlanan rapor gerekçesiyle infazı 6 ay ertelendi. Kurul, hayatın olağan akışına aykırı bir karar vermiştir. Zira 5 yıldır avukat görüşmeleri dahi kayıt altına alınarak izlenen ve yine 5 yıldır tekli hücrede tutulan, cezaevinde başka hiçbir mahpusla görüştürülmeyen Akay’ın örgütle bağının olduğu iddiası devlet egemenliği altında bulunan bir cezaevinde güvenlik açığı olması dışında hiçbir şekilde açıklanamaz” diyerek böylesi bir durumda tüm cezaevi idaresi hakkında soruşturulma açılması gerektiğinin altını çiziyor.
AYM'ye başvuracağız
İdare Gözlem Kurulu’nun raporuna karşı Silivri İnfaz Hakimliği’ne yaptıkları itirazlarının gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini söyleyen Bilen, Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’ne de itiraz ettiklerini ancak bu mahkemenin de itirazlarını incelemeden reddettiğini ifade etti. Bilen, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracaklarını söyledi.
Hak ihlalleri bitmiyor
Akay’ın maruz bırakıldığı keyfi uygulamalara dikkat çeken Bilen, hak ihlallerini şu şekilde sıraladı: "Cezaevi idaresi, 5 yıldır ağır tecrit altında tutulan bir mahpusun haberleşme hakkını kullanarak başka mahpuslarla yazışmasını, ‘örgüt üyeliğinden hüküm giyen hükümlüler ile mektuplaşıyor’ diyerek kriminalize ediyor. Cezaevi denetiminden geçirilerek kendisine verilen kitaplar infaz ertelemeye gerekçe gösteriliyor. Diğer yandan henüz kesinleşen bir mahkûmiyet kararı olmamasına rağmen hakkında örgüt üyeliğinden kovuşturma yürütülen vasisi kriminalize edilmeye çalışılıyor ve bu Akay’ın infazının ertelenmesine gerekçe yapılıyor. Yine Soydan Akay hakkında 5 yıldır sistematik olarak verilen avukat kısıtlama kararının dayandırıldığı ve gerçekliği olmayan istihbari bilgiye karşı defalarca Anayasa Mahkemesi’ne başvurmamıza rağmen bir karar verilmedi. Bu istihbari bilginin aynı şekilde kopyala-yapıştır yapılarak infaz erteleme kararına gerekçe yapılması, İdare Gözlem Kurulu’nun 30 yıllık infazını tamamlamış bir mahpusun özgürlük hakkını gerçek dışı iddialarla elinden almaya çalıştığını göstermektedir.”
5 yıllık ağır izolasyon
Tahliye engellenmesi üzerine görüştüğümüz Hakan Akay ise hasta tutsak ağabeyinin durumuna ilişkin şunları paylaştı: “Soydan, son 5 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor. Kimseyle görüştürülmüyor. Bu sebeple hiçbir sosyal aktivitede bulunamıyor. Sadece avukat ve aile görüşleri yapabiliyor. Bunun dışında da haftada bir yalnızca on dakikalık telefon görüş hakkı var. Soydan, 5 yıllık ağır bir izolasyon altında yaşıyor ve bu yarattığı başka sorunlar da var.”
İnandığı değerleri yaşar
Ağabeyinin ortaokuldan beri edebiyat ve felsefeye meraklı, araştırmacı yönü güçlü biri olduğunu söyleyen Hakan Akay, “Sürekli olarak bir aktivite içerisindeydi. Mevcut olanın eksiklerine göz yummuyor, dönüşümün peşine düşüyordu. Arayışları olan bir kişiydi. Araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya çok istekli biri. İnsan sevgisi ve arkadaşlık ilişkileri çok güçlü. Görüş günleri her zaman kalabalık olur, görüşlerimiz bu yüzden çok kısa geçer bizim için. Siyasal, edebi, kültürel ve felsefi yönleri, kolektif üretim yeteneği çok güçlü biridir Soydan. Yaşamı anda değil tarihsel bütünlük içerisinde görür, insanı da bireyden ziyade toplumla düşünür. İnandığı değerleri ve mücadeleyi sadece hakkında konuşulup üzerine tartışılacak meseleler olarak görmez, onları yaşamaya da önem verir” diyor.
Mücadeleye bakışı
“Mücadeleyle tanışmak kendisi için adeta bir atılım, bir filizlenme oldu” diyen kardeş Akay, ağabeyinin karakterine dikkat çekerek, “Soydan yazan bir insan. Düşüncelerini her şekilde paylaşan bir insan. Kendi düşüncelerini tarih ve felsefeyle buluşturabilen bir insan. Bu yüzden bugün yaşanan hiçbir şeyin bu andan ibaret olmadığına inanıyor. Mücadeleye de böyle bakıyor. Hele ki söz konusu Kürtlerse meseleyi asla şimdiden başlatmaz, tarihi kökleriyle ele alır. Kürtlerin sorunlarının kaynağının çok derinlerde yattığını ve mücadelenin de bu nedenleri anlamaya, çözmeye dönük bir mücadele olduğunu savunur. Soydan her şeyi bir bütün olarak görür. Mücadeleyi de sadece siyasi mücadele olarak görmeyip kadın, çocuk, doğa, tarih, felsefe bağlamlarını da kapsayacak şekilde bütünlüklü ele alır. Onu mücadeleye çeken yanı da bu. Kürt özgürlük mücadelesini sadece bugünün sorunu gibi görmeyip binlerce yıllık tarihiyle ele alır, mücadeleyi uzun soluklu bir maraton gibi görür” diye anlattı.