Türkiye yeni yıla belirsizliklerle giriyor!

Forum Haberleri —

.

.

  • Türkiye’nin bu karanlık tablosuna ışık, topluma umut olabilecek tek güç faşizme teslim olmadan, her türlü baskıya, zulme karşı çıkan, direnen örgütlü muhalefettir. Bunların başında da Kürtler gelmektedir.

Rauf KARAKOÇAN

Karanlık bir tünelde el yordamıyla yol alan Türkiye, ağır ekonomik sorunların, siyasi istikrarsızlığın, askeri başarısızlığın ve diplomaside çaresizliğin etkisi altında yeni yıla girmektedir. Toplum; çok tehlikeli iki aşırı milliyetçilik akımı olan ırkçı, şoven, etnik milliyetçi faşizmin ve dini milliyetçiliğe dayalı faşizmin flört ettiği siyasi ittifakın iktidarına mahkûm olmuştur. Dini ve etnik milliyetçi gibi iki eğilimin karmasından oluşan faşist iktidar bu yılı geride bırakırken, toplumun geleceğini karartarak yeni yıla ışıksız giriyor.

Faşist AKP-MHP iktidarı toplumsal ayrıştırma üzerine oturttuğu politikalarla kriz üretmek zorundadır. Çelişkileri derinleştirerek, kendisine milliyetçi destek sağlamak gibi bir açmazın içindedir. Yılın son ayında dolar karşısında eriyen TL’nin yol açtığı ekonomik sorunlardan tutalım, bütün yapısal sorunların kaynağında kültürel farklılık üzerinden sürdürülmeye çalışılan savaş vardır. Kürtlere karşı sürdürülen siyasi kültür savaşının etkileri Türkiye’yi bu karanlığa gömmüştür.

Türkiye’nin bu duruma gelmesi ya da getirilmesi bilinçli bir tercihin sonucu olduğunu anlamak gerekir. Dini ve etnik milliyetçiliğin söylemi ve eylemi çelişki, çatışma, kutuplaştırma, ayrıştırma, ötekileştirme üzerinden baskı uygulama, zulüm estirme, tutuklama, rehin alma ve sön dönemde de zindanlarda katletmedir. Bu faşist zihniyet farklılığı aynı zamanda siyasi kültür çelişkisi yaratmıştır. Bu siyasi kültür çatışması görülmeden toplumsal çelişkilere çözüm üretilemez. 

Siyasi kültür çatışması faşizmin gıdası olmuştur. Kültürel aidiyetler üzerinden sürdürülen siyaset, milliyetçiliği körüklemekte ve milliyetçilerden kendisine taban bulmaktadır. Başka türlü taban oluşturması mümkün değildir. Bu nedenle uzlaşmaya, çözüme, diyaloğa asla gelmez. Faşist devletin Kürtlere düşmanlığını bu temelde değerlendirmek gerekir. Toplumu sosyal farklılıklar üzerinden tanımlayan siyaset bilimi veya siyaset sosyolojisinin en fazla eğildiği konuların başında bu konu gelmektedir.

Eski çağlardan beri süre gelen kilisenin egemen olduğu karanlık çağda Din-Devlet, köy-kent, merkez-çevre, etnik-dini bölünmüşlükler yine sosyal tabakalar olarak varlıklı-yoksul gibi sınıfsal farklar arasında ki çelişkiler siyasi ve kültürel bölünmüşlüklerin temelini oluşturmaktadır. Günümüzde ise bu çelişkilerin yoğunlaştığı en toplumsal bölünmüşlük etnik ve dini ayrışmadır. Bulunduğumuz bölgenin en temel sorunu da bu toplumsal ayrımdan ve ayrışmadan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de ki faşist milliyetçi zihniyet bu ayrışmaya milli beka dediği milli coğrafik ayrışmayı da ekleyerek çok daha tehlikeli bir zihniyetin kurumlaşmasına gitmektedir.

Avrupa, yaşadığı toplumsal ayrışmalardan çok ağır bedeller vererek bir şekliyle kendi konumlarına uygun bir çözüm üreterek aşarken, Ortadoğu toplumları ise bu ayrışma içinde debelendikçe debelenmektedir. Bunların başında da Türkiye gelmektedir. Türkiye’nin geleceğini karartan ve toplumu derin ekonomik sorunların girdabında boğuntuya getiren faşist zihniyet daha da gerilere giderek kendisine ilmiye sınıfına benzer bir taban oluşturmaya çalışıyor. Bu nedenle tek adam diktatörlüğüne dayalı sistemin varlığını sürdürmektedir.

Halkın siyasete katıldığı, kendisini ifade ettiği, temsil ettiği ve aynı zamanda muhalefet ettiği demokratik yapılanmalar çözüm üretir. Bunun tersine faşist milliyetçi zihniyete dayanan tek adam diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Türkiye’de sorunların çözümü mümkün değildir. Bu nedenle önü karanlıktır ve kestirilemeyen sorunlara gebedir.

Yeni yıla genellikle klişeleşmiş sözcüklerle dile gelen umutlar, beklentiler, heyecanlar, sağlık-mutluluk gibi iyi dileklerle girilmeye çalışılır. Barışa, demokrasiye, kardeşliğe vurgu yapılır. Sorunların aşılmasına dönük temenniler dile gelir. Türkiye’de ise bütün bunlar yerine mevcut faşist iktidardan nasıl kurtuluruz? bunalımdan nasıl çıkarız düşüncesi dışında dağarcıkta bir şey yok. Çünkü bıçak kemiğe dayanmış bir şekilde yeni yıla girmektedir. Açıkçası toplum öyle bir hale getirilmiş ki, umudu nerdeyse tükenmiş, yeni yılda dilek tutacak mecali kalmamış bir hale getirilmiştir. Açlığa ve sefalete sürüklenmiş halde yeni yıla girecektir. 

Türkiye’nin bu karanlık tablosuna ışık, topluma umut olabilecek tek güç faşizme teslim olmadan, her türlü baskıya, zulme karşı çıkan, direnen örgütlü muhalefettir. Bunların başında da Kürtler gelmektedir. Siyasi kültür savaşının kıskancına alınmış olmalarına, her gün mengenede sıkıştırılmasına rağmen boyun eğmeyen, bütün dinamikleriyle mücadele eden Kürt halkı ve Kürt özgürlük hareketi, özgürlük umudunun tek adresi olmuştur.

Bütün cephelerden, çok gelişmiş askeri teknik donanımla, var gücüyle saldırmasına rağmen faşist iktidar sonuç alamamıştır. Başarı şansıda kalmamıştır. Faşist diktatör Erdoğan’ın şahsım iktidarını yıkacak güç hiç kuşkusuz direnen halkın olacaktır. Zafer, demokrasiye inanan, örgütlenen, dağda, zindanda, sokakta direnen, mücadele eden, devrimci halk savaşını geliştiren gerillasıyla, halkıyla Başkan Apo önderliğinde zafer çizgisinde yürüyenlerin olacaktır. Bu dilek ve temennilerle yeni yılı karşılıyoruz. 2022 yılı Kürtlerin başarı ve zafer yılı olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.