Yunanistan/ABD ilişkileri

Cafer TAR yazdı —

  • Yunanistan Hava Kuvvetlerine ait 4 F-16 savaş uçağı beş gün önce kuzey Ege'nin uluslararası sularında hidrografik alanda bilimsel ve teknik araştırmalar yapan TCG Çeşme gemisini taciz etti.

ABD'nin Atina Büyükelçiliği Savunma İşbirliği Ofisi Yunanistan Özel Kuvvetleri'ne 9 milyon dolar değerinde askeri yardım yapıldığını açıkladı. ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, “Yardımın iki ülke arasındaki müttefiklik ilişkilerinin ve savunmadaki işbirliğinin genişletilmesi hedefiyle uyumlu olduğunu” söyledi.

ABD, NATO çerçevesinde Orta ve Doğu Avrupa'da yapacağı “Defender Europe 21” tatbikatı için Yunanistan'ın Dedeağaç limanına 145 helikopter, 1800'den fazla zırhlı araç ve 20 binden fazla askeri personel çıkarmaya başladı.

Görevden ayrılmadan çok kısa bir süre önce Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis ile birlikte Girit Adası'ndaki NATO üssünü ziyaret eden Mike Pompeo, “Bugün Amerika'nın tüm Avrupa'daki en güçlü askeri ilişkilerini sergilemek için Girit'teyim, biz Amerikalılar Yunanistan'ı Doğu Akdeniz'de istikrar ve refahın gerçek bir sütunu olarak görüyor, Yunanistan'ın liderliğini desteklemekten olağanüstü bir gurur duyuyoruz!” demişti.

Bütün bunları üst üste koyduğunuzda ABD/Yunanistan ilişkilerinde muazzam bir hızlanma olduğunu görüyoruz. Özellikle Türkiye ile sürekli Ege ve Akdeniz'de karasuları ve adalar konusunda ihtilaflı olan Yunanistan'da, Girit adasından yüzünü Türkiye'ye dönüp bunları söylemenin bir manası olmalı!

Aynı konuşmanın başka bir yerinde Mike Pompeo, “Rusya'nın bölgeyi (ben bu ifadeden Türkiye'yi anlıyorum!) özellikle de Libya'yı istikrarsızlaştırdığı bir dönemde Yunanistan ve ABD arasındaki işbirliğinin özellikle önemli olduğunu ve ABD/Yunanistan ilişkilerinin tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğunu ve daha da güçleneceği”nin altını çizmişti.

Mike Pompeo'dan sonra söz alan Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis ise, ABD'nin Yunanistan'ın pozisyonunu paylaşmasından duyduğu memnuniyeti belirterek, “ABD/Yunanistan ilişkilerinin artarak devam edeceğini” belirtmişti.

Nitekim geçen 2020’nin Ekim ayında ABD ve Yunanistan arasında imzalanan “Savunma İşbirliği Anlaşması”, Yunan Parlamentosunda 33'e karşı 175 milletvekilinin oylarıyla onaylandı. Buna göre Yunanistan'ın; Larissa, Stefanovikio ve Alexandroupolis'deki (Dedeağaç) askeri üs ve tesisleride ABD ve NATO'nun ortak askeri kullanımı artırılacak; ayrıca Girit adasındaki Amerikan deniz üssündeki altyapı ve diğer imkanlar ortak kullanılacak.

Yunanistan hükümeti ABD'den MQ-9 Guardian İHA'ları almak ve F-35 savaş uçağı programına katılmak istediğini çok önceden açılamıştı. Ayrıca geçen yıl açıklanan savunma programı kapsamında Fransa'dan sipariş edilen 18 Rafale savaş uçağının da sorunsuz Yunanistan Hava Kuvvetlerine katılması halinde, havada güç dengesi tamamıyla Yunanistan lehine değişmiş olacak. Böylece Yunanistan tıpkı İsrail gibi bölgesinde cüssesini aşan bir askeri kapasiteye ulaşmış olacak.

Bütün bu anlatımın bir izaha ihtiyacı var; “Neden başta ABD ve Fransa olmak üzere, neredeyse bütün batılı ülkeler Yunanistan'ın savunmasına bu kadar önem vermeye başladılar?” Halbuki şimdiye kadar özellikle ABD Türkiye ve Yunanistan'la olan ilişkilerinde dengeyi esas alırdı; fakat şimdi açıktan Yunanistan'dan yana tavır alıyor.

Basra Körfezinden başlayıp Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa pazarlarına uzanan enerji geçiş hatlarının güvenceye alınması lazım ve Türkiye bu noktada güvenilir bir müttefik olarak görülmüyor; bundan dolayı enerjinin toplanma merkezi olarak Yunanistan seçildi.

Ayrıca Amerika son yıllarda kaya gazı faaliyetlerini artırarak 768 milyar 834 milyon metreküp doğalgaz üreterek dünyada en fazla doğalgaz üreten ülke haline geldi. Bunu enerji piyasalarında bir avantaja dönüştürmek isteyen ABD gazı dondurup Yunanistan'a getirmek ve Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı üzerinden Avrupa pazarlarında satmak istiyor.

ABD böylece hem Rusya'yı enerji piyasalarında sıkıştırmak hem de enerji piyasalarında daha etkili bir oyuncu haline gelmek istiyor. Buradan bakınca kolaylıkla ABD'nin hem kendi doğalgazını hem de Doğu Akdeniz üzerinden Yunanistan'a ulaşan enerjinin güvenceye alınmak istendiğini görüyoruz; fakat bu sadece bölgeye dışardan gelen güçlerce sağlanamaz; işte bunun için Yunanistan askeri açıdan güçlendirilmesi gerekiyor.

Bütün Doğu Akdeniz ve Ortadoğu için güvenilmez bir ülke haline gelen Türkiye kontrol altına alınmak isteniyor. Türkiye bu sıkışıklık durumdan “S-400”leri alarak değil; demokrasisini güçlendirerek ve bölge halklarına güven veren demokratik bir güç olarak çıkabilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.