Filistin sorununa benzetmemek
Cafer TAR yazdı —
- Sonuçta Filistinliler ülkelerini kaybetmiş bir diaspora haline dönüşmüş olacaklar. Birgün muhakkak Netanyahu gidecek ve yerine gelen muhtemelen İsrail devleti adına belki lütfedip Filistinlilerden özür dileyecek! Fakat hepsi bu!
Modern zamanlarda çoklu düşünemeyen ve etrafında olup biteni çoklu anlamaya çalışmayan bir beyin, çoğu zaman etrafında gelişen olayları anlayamaz ve bir süre sonra kontrolü kaybeder. Kürtlerin son kırk yılda edindikleri en önemli özellik, kendilerine ve etraflarında olup bitene bir mesafeden objektif bakabilmeleri olmuştur.
Özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan en kritik zamanlarda kendisinin bu yönünü öne çıkararak defalarca Kürtlerin çok önemli tarihsel dönemeçlerde ağır hasarlar almadan yol almalarını sağlamıştır. Başlangıçta Ortadoğu‘nun eli en zayıf halkı olan Kürtler günümüzde bölgenin en önemli dinamiklerinden biri haline gelmişlerdir.
Yüz yıllardır Kürtlere düşmanlık yapan çevreler bile artık Kürtleri görmemezlikten gelememektedir. Kürtler sadece fiziki olarak değil; aklen, olaylara bakış açıları ve politik meseleleri ele alış biçimleri olarak da göz dolduruyorlar.
Siyasal İslam ve Hamas‘la doğru düşünme ve etrafında olup biteni anlama yeteneği hasar almış Filistin halkının bir kısmı göz göre göre önceden hazırlandığı çok belli olan bu tuzağa koşar adım düştü.
Devletlerin ve büyük şirketlerin çekmecelerinde her zaman çalışılmış rezerve planlar vardır. İsrail devletinin elinde daha 7 Ekim olmadan, 7 Ekim benzeri olası bir saldırıya nasıl tepki vereceğine dair planlamalar muhakkak vardı; fakat Hamas‘ın olmadığı veya olsa bile çok berbat bir plan olduğu son iki yılda yaşananlardan sonra net olarak anlaşılmıştır.
7 Ekim saldırısı Filistin halkının son yüz yılda yaşadığı en büyük yıkımlardan birine dönüşmüştür. Doğrudur, bu büyük yıkım İsrail eliyle gerçekleştirildi; fakat bunda Hamas‘ın ve onun bu yanlış planlamasına destek veren Erdoğan gibi çevrelerin sorumluluğu yok mudur?
Vardır!
Filistin halkına karşı işlenen suçlardan sadece İsrail‘i sorumlu tutmak çok yerinde olmaz. Bunda hiçbir hazırlık yapmadan milyonlarca insanı ateş çemberinin içine sürükleyen, sonrasında da sadece konuşan, sanki mazlumların yanındaymış gibi yapıp milyonlarca insanın öldürülmesini siyasal ranta dönüştüren çevrelerin de en az İsrail’in yaptığı yıkım kadar kabahati var ve bunun da teşhir edilmesi gerekir.
7 Ekim sonrası başlayan İsrail karşı saldırıları sonucunda Gazze nüfusu önemli ölçüde göçertildi, bütün şehir yaşanılmaz hale geldi. Artık bu saatten sonra Gazze‘de Filistinli nüfusun tutunması, bir süre sonra orada çoğunluğu oluşturması mümkün olmayacak. Yani Gazze‘nin demografisi tamamen değişecek.
Siyasal İslamcılar Gazzelilerin arkasından sahte göz yaşları dökecekler, ısrarla Filistin halkının çektiği acıları siyasal ranta dönüştürmeye çalışacaklar. Kimi vicdanlı insanlar, demokratik kamuoyu bütün samimiyeti ile onları anacak, parlamentolar İsrail‘i kınayan kararlar alacak!
Fakat bütün bunlar neyi değiştirir?
Sonuçta Filistinliler ülkelerini kaybetmiş bir diaspora haline dönüşmüş olacaklar. Birgün muhakkak Netanyahu gidecek ve yerine gelen muhtemelen İsrail devleti adına belki lütfedip Filistinlilerden özür dileyecek! Fakat hepsi bu!
Önderlikler tarihin tam da bu anında ortaya çıkıyor. Halkını bu felaketten koruyan bir lider o halkın gerçekten önderi olmayı hak eder. İşte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bu kadar zorlu geçen bir sürece rağmen Kürt Halkını ve Kürdistan‘ı bu tarz felaketlerden kurtardığı için bu halkın defalarca hak edilmiş önderidir ve bundan sonra da hep öyle kalacaktır.
Tarih bir kez daha kendisini haklı çıkardı; Kenya‘da Türkiye‘ye uluslararası bir komplo sonucu getirildikten sonra, tarihin o en kritik anlarından birinde, kendisi de çok yoğun baskı altındayken söylediği en etkili sözlerden biri “Kürt sorununu, Ermeni ve Filistin sorununa benzetmeyeceğim” olmuştur.
Şimdi bu sözün ne kadar derin ve Kürt halkına karşı muazzam bir sorumluluk duygusu içerdiği daha net anlaşılıyor. Kürtler şanslı bir halktır; çünkü güçlü bir önderlikleri ve bütün zorluklara rağmen her defasında muazzam fedakarlıklarla ayakta kalan bir örgütlülükleri var.
