ABD’de bu kez durum farklı

Ziya ULUSOY yazdı —

Minneapolis’te polisin George Floyd’u öldürmesine karşı başlayan ayaklanma bugün 11. gününde ve 40’ı aşkın kente yayılmış durumda. ABD yalnızca emperyalist dünyanın hakim militarist devleti değil, aynı zamanda polis devletidir. İçerde başta siyahlar gelmek üzere yoksullara karşı polis terörünü en sert biçimde ve yoğun olarak kullanır.

ABD polis devleti bu yolla işçi sınıfının yoksul kesimlerine ve işsizlere boyun eğdirmeye çalıştı. Bu kesimleri kriminalize ederek daha geniş kesimleri mücadeleden uzak tuttu, emekçi sınıfların parçalanması ve yabancılaşmasını derinleştirdi. Siyahiler üzerindeki ırkçı baskıyla beyaz iyi ücretli işçi kesimini devlet yanlısı kitle desteği olarak tuttu ve uzun onyıllar bunu kapitalizmin istikrarı için sürdürebildi.

Yine de 60’lı yıllardan bu yana polisin siyahileri öldürmesine karşı onlarca ayaklanma gerçekleşti. Ayaklanmalar, 60’lı yıllarda ırkçılığa ve emperyalizme karşı mücadelenin yükseldiği süreçte, sürekliliği olan siyah halk hareketlerinin ve Kara Panterler gibi siyahi örgütlerin gelişmesine yolaçtı.

Fakat sonraki süreçte polis terörüne karşı siyahi ayaklanmalara rağmen, geniş kitlesel siyahi hareketler ile azçok güçlü devrimci örgütlenmeler gelişemedi. Özellikle 90’lı yıllardan bugüne bu durgun durum yaşandı.

Fakat şimdiki ayaklanma bir önceki dönem ayaklanmalarından farklı, durum da önceki süreçtekinden farklı.

Birinci fark, yaygınlaşan ayaklanmalara siyahiler dışında göçmenler başta gelmek üzere beyaz işçi ve antifaşist gençliğin katılımının kitlesel olması.

İkinci belirgin fark, başta Paris ve Londra’da onbinlerin katılımı olmak üzere şimdi dünyada ABD’deki ayaklanmaya kitlesel desteğin yaygınlaşması.

Süreç bakımından belirgin bir fark daha var. ABD’de şimdi sosyalizme sempati önceki onyıllardan farklı olarak gençler arasında kitleselleşiyor. Trump tarafından da Antifa hedef gösterilerek sol ve komünizm düşmanlığı yükseltilmeye çalışılıyor. Buna rağmen yeterli etkiyi göstermediği için, Çin’e karşı milliyetçi şoven rekabet kitleselleştirilerek ABD mali oligarşisi ve emperyalist savaş makinasına destek artırılmaya çalışılıyor. Bu etkili de oluyor.

Fakat bu etkinin de, Trump yönetiminin göçmen, siyahi düşmanlığı ırkçı hareketi kışkırtmasının da, sürecin maddi gerçeğindeki değişiklikler nedeniyle belirli bir seviyede sınırlı kalmasına yol açıyor.

2008 krizi ve koronavirüs krizi öncesinden başlayan ekonomik kriz bugün 40 milyon işsize yol açmış. Paralı sağlık sistemi yoksul işçi ve işsizlerin tedavi olabilmelerini bile engelliyor. Küçük burjuva iyi yaşama sahip kitlelerin bir kesimi işsiz kalarak veya düşük ücretli işçiliğe boyun eğdirilerek yoksullaşıyor.

Ayaklanmadaki farklılıklar, sürecin maddi gerçeklerindeki bu farklılıklar temelinde yükseliyor.

Bu, aynı zamanda yeni dönemde daha kitlesel siyahi ve göçmen hareketlerinin süreklileşmesini ve örgütlenmesini de koşulluyor. Göçmen, siyah ve beyaz yoksul işçi kesimleri ve anti ırkçı hareketlerin birleşik mücadele ve örgütlenmelerinin süreklilik ve kitlesellik kazanacağının da işareti.

ABD’li solcu bir yazarın güzel tarifiyle “ABD aşırı sağa mensup iki fraksiyonu olan tek partiye sahip!” Yükselecek ve kitleselleşecek mücadele bu “iki fraksiyonlu tek partililiğe” de son verecek, hem de bu kez işçi sınıfı ve yoksullar ile kadın hareketlerinin örgütleri/partileri alternatif olarak gelişecek.

Son söz diktatör Erdoğan’ın ikiyüzlülüğüne. ABD’deki ayaklanmanın başlangıcında G. Floyd’un öldürülmesini sözümona kınıyordu. Bu, Hitler’in içerde Yahudileri ve komünistleri kitlesel katlederken, başka ülkedeki polis terörünü kınamasına benzer yalan şampiyonluğu.

Erdoğan’ın içerde ve Rojava’dan Libya’ya ABD ve İsrailvari işgallerle gerçekleştirdiği katliamlarını ve vahşetlerini, politik islamcı ve Türkçü şovenizm sayesinde, yalan şampiyonluğuyla örtmesine izin verilmeli mi? Yalan şampiyonluğuyla faşizmin destek kitlesini korumasına seyirci kalınmalı mı?

Hayır ve asla!

Nitekim Erdoğan’ın genç yardımcı tetikçisi Altun, Trump’la konuştuklarını, Antifa ve diğer tüm solcu “terör” örgütlerine, Kürt Özgürlük Hareketiyle dayanışma içinde olan ezilenlerin bütün mücadele örgütlerine karşı, Trump’la birlikte hareket etme ortaklığına vardıklarını ilan etti.

Trump’tan Erdoğan’a bütün ırkçı ve faşistler birleşiniz ki, zalimliğiniz, işçi ve ezilen düşmanlığınız kendi ülkelerinizdeki halklar tarafından kolayca anlaşılsın, yalan şampiyonluğu dağılsın, özgürlükler için mücadele yükselsin! ABD’de de, Türkiye’de de!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.