Güçle boyun eğdirme

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Trump ABD’sinin Batı yarımkürede yeniden kesin hakimiyet sağlayarak stratejik düşman Çin’i hedefleyen askeri-ekonomik rekabetinin, yeni savaşlara yol açacağı net.

Kuşkusuz güç kullanmanın en yüksek hali savaştır. İçte halkına, dışta ise hasmına savaşla boyun eğdirmek, tarih boyunca hakim sınıf ve devletlerin başlıca işi oldu. Kapitalist dünyada ise emperyalist (ve bölgesel) devletler, sömürge edinmek ve rakiplerine boyun eğdirmek için çok daha büyük çaplı ve gelişkin teknik silahlarla savaşlara başvurdu. Kuşkusuz kapitalizm ve özellikle kapitalist emperyalizm çağında askeri güç, ekonomik maddi temele bağlıdır.

ABD, savaş gemileriyle Karayipler boyunca güç gösterisini sürdürüyor. Venezuela’nın balıkçı teknelerini vurarak onlarca insanı öldürdükten sonra şimdi de petrol tankerine silahla el koydu. M.C. Machado’ya Nobel Ödülü verilmesi, Machado’nun ödülü Trump’a ithaf etmesi ve ABD’nin askeri saldırısını onaylaması da ABD’nin askeri güç/savaş tehdidiyle Venezuela’da rejim değişikliğini amaçladığını gösteriyor. Maduro'nun, gelişkin hava savunma sistemleri ve araçlarını müttefiki Çin-Rusya ittifakından, geçmiştekinden farklı olarak sağlayamadıktan sonra, arka kapı diplomasisiyle uzlaşıcı bir boyun eğme tavrı gösterdiği söylentisi, dünya medyasında yayılıyor.

Yeni stratejiye uygun saldırı

Trump’ın yeni strateji doktrininin öngördüğü ‘Amerika kıtasında yabancı güçlerin (rakiplerin) ekonomik ve askeri etkinlik elde etmesi önlenecek, ABD’nin kıtada dayanakları güçlendirilecek’ hedefine uygun bir saldırı. Batı yarımkürede hakimiyet güçlendirme hedefine de uygun. Propaganda aracı olarak sunduğu ‘dünya çapında ülkelerin içişlerine karışılmayacak’ politikasına aykırı. Trump ABD’si, Yeni Belge’deki bu söylemle ABD iş birlikçisi teokratik monarşileri,  Avrupa’daki “vatansever partiler” dediği faşistleri, Siyonist soykırımcı iktidarı açıktan desteklemeyi hedefliyor.

Biden döneminin bir dışilişkiler yetkilisi, röportajında Trump’ın askeri güç tehdidi ve ekonomik/mali ambargo yoluyla boyun eğdirme politikasının etkili ve yararlı olduğunu överek destekliyordu. Trump’ın Yeni Belge’sinde temel olmayan çıkarlar uğruna dünya çapında askeri faaliyetler ve mali yardımlar için hesapsız harcamaları gereksiz görmesi, içte ABD halkına yönelik propaganda faaliyeti olduğu anlaşılıyor.

Trump’ın Kanada’dan Gröndland’a uzanan ilhak söylemi,   savaş bütçesinin trilyon dolara doğru tırmandırması ve  Pentagon’un bağlı olduğu bakanlığın adını doğrudan 'savaş bakanlığı' olarak değiştirmesi; NATO’yu Avrupa dışı ülkelere açmayı öngörmesi; Çin’le rekabeti tırmandırma ve Asya-Pasifik bölgesinde askeri varlığı güçlendirme politikasına devam etmesi; Ortadoğu’da İsrail savaş makinası aracılığı ve destekle  yeniden hakimiyetini güçlendirmesi, bu gerçeği gösteriyor.

Trump’ın Ukrayna savaşında barış öneri ve çabası, Rusya’yı Çin’den kopararak Çin’e karşı yoğunlaşma stratejisinin bir gereği olduğu anlaşılıyor.

Maduro'nun halk desteği geriledi

Tekrar Karayipler’deki savaş tehditine dönersek, askeri abluka, korsanca saldırıların savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği net değil ama muhtemelen savaş tehdidi ve kısmi savaş saldırıları, içerideki zayıflamayla birleşerek rejimin Venezuela oligarşisine devredilmesine yol açacak. Maduro’nun Bolivarcı kesimi de oligarşi yanında palazlandıran politikası Chavez’ci çizginin oligarşiyle uzlaşmasının bir sonucu olduğu gibi, halk nezdindeki desteği de geriletti. Chavez’e ABD’ci askeri darbeyi,  milyonların eylemli desteği yenilgiye uğratmıştı. Şimdi, Latin Amerika milliyetçiliğinin bunu sağlayamayacağı görülüyor.

Trump ABD’sinin Batı yarımkürede yeniden kesin hakimiyet sağlamak ve buna dayanarak stratejik düşman Çin’i  hedefleyen askeri-ekonomik rekabetinin yeni savaşlara yolaçacağı net. Askeri güç tehdidinin gerçekleştireceği kısmi savaşlar, bu yoldaki öncü tehdit ve depremler. ABD’nin bu tehditlerle sağladığı devasa haraçlar ve yer altı/yerüstü  zenginliklerine rakipleri zararına elkoyması, içeride halkın yoksulaşması ve hoşnutsuzluğunun artışını engellemeye yetmedi. Dışarda da halkların haklı öfkesini büyütüyor.

ABD’nin askeri güç tehdidi, sertleştirdiği ticaret savaşları ve yol açtığı/yol açacağı savaşlara karşı mücadele, her ülkedeki sınıfsal ve antifaşist mücadeleyi güçlendirmek yoluyla güvence sağlayabilir. Milliyetçi burjuva söylem de Çin-Rusya ittifakının ehveni şerliği de bu güvenceyi sağlayamaz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.