Avrupa'da faşizm tehlikesi büyüyor

Aykan SEVER yazdı —

  • Karşı durulmadığı takdirde hepimizi yutacak büyüklükte bir kara delik var. Tıpkı Nazilerin yükseliş dönemindeki gibi şu ya da bu gerekçeyle hızla bugün selam verdiklerinizin, komşularınızın da Nazileştiğini görürseniz şaşırmayın.

Yukarıdaki başlık size 1930'ların dünyasından alınmış bir gazete başlığı gibi gelebilir. Ancak maalesef bugünümüzü ifade ediyor.

Geçenlerde hayatını kaybeden ünlü düşünür Negri, göçmenleri değişim için önemli bir dinamik olarak görüyordu. Hatta somut politik düşünce yerine fantastik hayallere kapılıp Kürtler dahil herkese göç etmeyi öneriyordu. Göç etmek zorunda kalanın neleri geride bıraktığı ve nelerle karşılaşacağını unutuyordu.

Negri'nin hayata veda ettiği günlerde memleketi İtalya'da onun hayallerinin karşıtı olan neo-faşist bir zirve vardı. İtalya Başbakanı Meloni'nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve dünyanın en zengin şahsı Elon Musk da katıldı.

Toplantıda yapay zeka gibi başka konular konuşulsa da kutsal mesele göçmenlerden nasıl korunacağız olmuş. Ayrıca “Ulusun kalbi: Aile için yeni bir ilkbahar” gibi neo-faşist aklın fantezileri arasında yer alan bu başlık da ilgi çekici. Ayrıca İsrail ve Ukrayna'ya bol bol bol gülücükler saçılmış.

Musk'ın da katıldığı bu hülyalar arasında İtalya/Avrupa'yı bir kale gibi örüp, çalışmak için istedikleri sayıda ve nitelikte  "köle" göçmeni kalenin duvarlarından içeri alıp gerisini denize dökmek, olmuyorsa parası neyse veririz hesabıyla Arnavutluk  ya da Afrika, TC gibi coğrafyalarda toplama kamplarına tıkmak var. Arnavutluk-İtalya bu çerçevede bir göçmen anlaşması yapmıştı. Arnavutluk Anayasa Mahkemesi şimdilik buna izin vermedi.

Elbette bu zirvede “Yasa dışı göçü durdurmalıyız” diye vaaz verenlerin problemin kaynağı ve nasıl çözülebileceğiyle  ilgili bir soruya kafalarında yer yoktu. İtalyanlara “Lütfen daha fazla İtalyan yapın" diyen Musk'ın aklıyla, onu alkışlayanların zihinleri ırkçı olduğunu saklamayan "Göçmenler Amerika’nın kanını zehirliyor" diyen Trump'tan farklı değildi. Kendi fantezilerinin başkalarının kabusuna kolayca dönüşebileceği akıllarının ucundan bile geçmiyordu, geçse bile umursamıyorlardı. Nitekim aynı günlerde Libya'dan Akdeniz'e açılıp İtalya'ya ulaşmaya çalışan en az 61 kişi daha sulara gömülmüştü.

Bu toplantıya katılmasalar da Avrupalı liderlerin çoğunun kafası maalesef farklı çalışmıyor. Alman militarizmi bugünler de şahlanma arayışında. Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius'un ağzından çıkan "silahlanma yarışına katılmalıyız, zorunlu askerliği geri getirmeliyiz" gibi sözler itirazsız kabul ediliyor. Almanya'nın neo-faşist partisi AfD Saksonya eyaletinin Pirna kentinde tarihlerinde ilk büyük belediye başkanlığını kazanıyor. AfD’nin ülke genelinde oy oranı yüzde 23 ve ikinci parti. Sosyal Demokratların, Yeşillerin ağzından savaşın, kanın eksik olmadığı yerde neo-faşizmin güç kazanmasından daha "normal" ne olabilir?

ABD, İngiltere ve Almanya yeni yasalarla göçmenlik koşullarını ağırlaştırıyor. Fransa'da Macron şimdilik bu başlıkta parlamentodaki muhalefeti aşamadı. Avrupa kamuoyu tarafından Macron gibi "makul" görülen liderler konumlarını kaptırmama adına daha sağa yaklaşıp ırkçılaşıyorlar. Ya da Hollanda'da olduğu gibi açık ırkçı-göçmen karşıtı kesimler iktidar oluyor.

Bu durum karşı durulmadığı takdirde hepimizi yutacak büyüklükte bir kara delik. Tıpkı Nazilerin yükseliş dönemindeki gibi şu ya da bu gerekçeyle hızla bugün selam verdiklerinizin, komşularınızın da Nazileştiğini görürseniz şaşırmayın. Zira bu büyük bir yangın ve çürüme...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.