ÇİP

Aykan SEVER yazdı —

  • Korona salgının paralelinde dünyada genel bir yoksullaşma-çürüme hali yaşanıyor. Bu durum epeydir içinde bulunduğumuz Cesur Yeni Dünya-1984 karışımı distopya atmosferindeki çalkantıya daha da güç veriyor.

Yoksullaşanların yanında “zenginleşenler” daha doğrusu parası her geçen gün yeni dağ yığınları halinde büyüyen J. Bezos gibiler de var. Ama rahat yok. Kapısının önünde onu bekleyenler, başkalarının yaşamı pahasına o dağların büyüdüğünün farkında olanlar var. Fakat giyotinle Bezos’u tehdit ederek protesto olur mu demeyin orası Amerika, başkan da malum…

Dünyanın bir numaralı zengini Bezos’u protestocularla şimdilik baş başa bırakalım ilk ona son günlerde dahil olup insanlığa “müjdeler”i olan E. Musk’a bakalım. Musk’ın geçen Cuma haberlere yansıyan yeni girişimi kısaca şöyle: Musk’ın sahibi olduğu Neurolink adlı firma insan beynine yerleştirilerek, çok sayıda sağlık sorununu gidermesi beklenen bir elektronik çip geliştirdi. Söz konusu çipin gelecekte ağrı tedavisinde faydalı olmasının yanında, görme bozukluğu, işitme kaybı, uykusuzluk, beyindeki hasarlar ve zedelenmiş omuriliğin tedavisinde çok önemli rol üstleneceği; yeni dilleri, uzak doğu savaş sanatları gibi maharetleri bu çip sayesinde kısa zamanda öğrenebileceğiz. Çipleri beyne takacak robotları da yapmışlar ve yakın zamanda da bu işlem 3-4 bin dolara kadar inip “ucuzlayacak”mış. Ne güzel değil mi, birçok sağlık sorunu daha kolay çözülebilecek, belki de eğitime gerek kalmayacak; hatta TC Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen maaşlarını artık dert etmeyecek falan derken bir süre sonra olayın bu şekere bulanmış kısmının sonuna yaklaştığımızı hissediyoruz. Musk açıklamasında “insanların yapay zeka ile rekabet edebilmesi için gelecekte beyinleri ile bilgisayarlar arasında bağlantı kurmaları gerektiğini” de söylüyor. 

Şimdilik yeni düşman “yapay zeka” meselesini bir kenara bırakıyorum, çünkü ondan önce başka sorular var. Mesela insan bilgisayarın/elektronik sistemlerin bir parçası haline gelirse neler olur dersiniz? Şimdi zaten avuçlarımızdan düşmeyen cep telefonları sayesinde biraz öyle değil mi? Bunun yaygın ve gelişmiş halini düşünelim. Örneğin yeni türlerin böyle zeminde yaratılması-üretilmesi kaçınılmazlaşır. Yemeyen, içmeyen, hastalanmayan, yorulmayan, stresi olmayan yani fani insanlığın taşıdığı bir sürü “özür”den uzak ÖLÜMSÜZ türler. Yarı insan yarı robot ya da sadece kafasında bir insanın hafızasını içeren çipten ibaret yeni robotlar. Size çok uzak ve saçma gelebilir ama bana bu halihazırda içinde adeta kaybolduğumuz ve her gün parçası olmaya zorlandığımız linç yoğunluklu mahşeri havanın katlanarak büyümesinin kaçınılmaz sonuçlarından biri olacak gibi geliyor. Bunun bir diğer anlamı “insanlık”ın olduğu kadarını da terk etmek, posaya dönüşmek.

Bu durumda belki çok uzak olmayan bir gelecekte mesela yüzyıl sonra ihtiyaç duyarlarsa; tüketim için “doğal insan üretme çiftlikleri”, ziyaret edilebilecek “insan bahçeleri”, doğada kendi başına dolaşan vahşi insan nüfusunun azaltılması için düzenlenen av ihale ilanları görebilecek. Terminatör orduları, Matrix, Joker, adını şimdi hatırlayamadığım birçok benzer filmin sahnelerin yığınından oluşan bir “yaşam” olabilecek.

Çok mu karamsarım? Bu çip hikayesi pekala bir ütopyanın yaşam bulmasının da zemini olamaz mı? Olabilir! Fakat bazı “küçük” engeller var. Trump ve onun kankası Musk gibilerin “GÜÇ”ten başka bir şey aramayan zihnini şekillendiren değerler yığını. Güç’ün peşinde koşanlar bu zihniyeti dizginleyebilecek herhangi bir aletten yoksun; aksine “ben yapmazsam o yapar” rasyonelliğinde. Doğru da! Örneğin Çin ya da Rusya’nın bu konularda ne tür adımlar atabileceğini özellikle Çin’in sergilediği kadarıyla dahi elindeki teknolojik olanakların nelere kadir olabileceğini tahmin etmek zor değil. Memleketteki kudurmuşlar rejiminin hayallerini saymıyorum bile. Hikâye yine gelip dayanıyor insanlığın önemli bir kısmını esir alıp köleleştiren erkek kapitalizme ve ona karşı mücadeleye…

Biz yine mucidimiz ve onun kankasına dönelim. İklim krizini durdurmak için çalışmak yerine epeydir Mars’a nasıl koloni kurarız diye uğraşan Musk, malum çiple ilgili sunumunu yaparken reklamcı uyanıklığıyla “belki ben de kafamda çip taşıyorum” diyerek en azından bizi Trump’ta çip olmadığı konusunda rahatlatıyor. Çünkü eğer çipli olsaydı hiç olmazsa doğru düzgün bir İngilizceyle tiwit atmayı becerirdi…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.