Çözülme ve isyan

Aykan SEVER yazdı —

26 Ekim 2022 Çarşamba - 09:00

  • Rusya’nın, Kiev yönetiminin radyoaktif madde iliştirilmiş “Kirli bomba” kullanıldığına ilişkin açıklamaları ise işin taktik nükleer silahlar kullanılabileceği ve hatta daha ötesine taşınabileceğine dair işaretlerin güçlendiği yönünde görülmeli. 
  • İran’da Jina Amini'nin katliyle başlayan süreç hem İran’da hem de dünyanın genelinde ciddi bir karşılık buldu. “Jin, Jiyan, Azadi” sloganına çok farklı coğrafyalarda sahip çıkılması sadece İran’daki rejime tepki değil aynı zamanda kendi ülke yönetimlerine karşı çıkışın aracıydı. Ve sürüyor…

 

Post-modern karakterli yeniden paylaşım savaşı 2. Dünya Savaşı sonrası oluşan bütün “değer ve dengeler”i yıpratıyor. Bugünden yarına şekillenmeyecek olsa da savaş yeni güç ilişkileri tarifini zorluyor. Aynı zamanda kapitalizmin bizi yaşamaya mahkum ettiği “bugün”e karşı halklar lehine değişim dinamiklerini de açığa çıkarıyor.

3. Dünya Savaşı’nın Ukrayna cephesinde Putin yönetimi son dönemde taktik değişikliğine gitti. Enerji alt yapısını hedefliyor. Yapılan açıklamalar bakılırsa yüzde 40 civarı bu doğrultuda hedef vuruldu. Bu taktikle Rus yönetimi Ukraynalıları soğuğa ve olanaksızlıklara mahkum ederek yenmeye çalışacak. Buna karşın Zelenski yönetimi ise Biden ara seçim öncesi bir hediye verebilmek için Herson’u almaya çalışıyor. Rusya’nın, Kiev yönetiminin radyoaktif madde iliştirilmiş “Kirli bomba” kullanıldığına ilişkin açıklamaları ise işin taktik nükleer silahlar kullanılabileceği ve hatta daha ötesine taşınabileceğine dair işaretlerin güçlendiği yönünde görülmeli. Batılı istihbarat yöneticilerinin şimdilik nükleer bomba kullanılmayacağı dönük açıklamaları olsa da savaşın uzamasına yaptıkları yatırım/güven dünyanın geri kalanını endişelendirmeye sevk edecek düzeyde.

3. Dünya Savaşı’nın geldiği durum artık taraflar arasında kısa vadeli uzlaşma olasılıklarını henüz ortadan kaldırmadı. Fakat artık ok yaydan çıktı misali büyük değişime dönük hareketlenmeler de başladı. Kısaca bazı başlıklar halinde bunlara göz atalım. 2002’de Rusya liderliğinde kurulan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) sarsılıyor. Topluluğun üyesi Orta Asya ülkelerinde Rusya’ya dönük hoşnutsuzluk var. KGAÖ son olarak Azerbaycan’ın Ermenistan’a saldırısında üyesi Erivan yönetiminin talebine rağmen Ermenistan’ı savunmadı. Ermenistan ABD ve TC’nin teşvikiyle de olsa bu durumu sorgulaması ve topluluktan ayrılmayı gündeme getirmesi normal. Güney Kafkasya’da İran’ın TC-Azerbaycan ikilisine karşı  “Ermenistan'ın güvenliğini kendi güvenliğimiz olarak görüyoruz.” açıklaması yapması da not edilmeli.

Ukrayna savaşının AB üzerinde ABD-NATO hegemonyasını tekrar kurması üyeler arası halihazırda var olan sorunları artırdı. Özellikle Fransa ve Almanya arasında AB’nin geleceğine ilişkin farklı bakış açıları olduğu görülüyor. Aynı zamanda Ukrayna savaşı karşısındaki tutum da yakın planda genel gidişata ilişkin bir çözüm bulunamazsa bu çatlakları büyütmeye aday. Ayrıca Avrupa’da artan neo-faşist iktidarlar birliği yıpratma ve kaldıysa demokratik hedeflerinden uzaklaştırmayı zorlayacak.

İngiltere’de Sunak’ın başbakan olmasıyla siyasi kriz sadece biraz daha ötelendi. İngiliz politik zemininin taraflarının herhangi bir pozitif gelecek projesinden yoksun olduğu ve yapılacak erken seçimin de çare olmadığı şimdiden söylenebilir.

ABD hegemonyası ise yıpranmaya devam ediyor. Suudi Arabistan Biden yönetimine kafa tutmakta kararlı. Bu konuda Körfez ülkelerinin desteğini de alıyor. Çin’le ticari ilişkileri geliştiriyor. ABD’de ara seçimlerde Biden yönetimi kaybederse bu hegemonya yıpranması hızlanarak devam eder. Zira Cumhuriyetçilerin etkin olacağı yasama organlarından doğru-yanlış mevcut politikalarına da onay alamazlar. Örneğin İran yönetimiyle el altından sürdürülen uzlaşma arayışları da boşa çıkar. Fakat İran bu konuda ısrarlı olabilir. Irak’ta ABD ile yakalanan uzlaşı geçici bile olsa Lübnan-İsrail deniz sınırı anlaşmasında Hizbullah aracılığıyla dolaylı olarak desteklendi. Yeni dönemin arayışlarının ucu bir çok şeye açık,  “ilginç” kombinasyonlar doğurabilir. Mesela İran Venezuela'daki El Palito adlı rafineride günlük 100 bin varil petrol rafine etmeye başladı. Tahran Venezuela’da bir yeni işletmeye daha el atmış. Sonuçta Venezuela petrolünü İran işleyip ABD’ye satabilir.

Egemenlerin dünyası ile ilgili son durak Çin. ÇKP 20. Kongresi’ni hafta sonu tamamladı. Yapılan tasfiyeler, yeni politbüro yapısı ve Çin lideri Şi Jinping’in gücünü artırması ABD ile kaçınılmaz olduğu görülen sıcak savaşa hazırlık olarak yorumlanıyor.

Bizim cenahımıza gelince bütüne dönük çözüm önerileri ve bir ütopyadan yoksun olsa da halkların mücadele ve gelecek arayışlarının dinamiği dünya genelinde büyüyor. İran’da Jina Amini'nin katliyle başlayan süreç hem İran’da hem de dünyanın genelinde ciddi bir karşılık buldu. “Jin, Jiyan, Azadi” sloganına çok farklı coğrafyalarda sahip çıkılması sadece İran’daki rejime tepki değil aynı zamanda kendi ülke yönetimlerine karşı çıkışın aracıydı. Ve sürüyor…

Özellikle Avrupa’da kitle hareketleri her geçen gün artıyor. Yunanistan, Macaristan, Moldova, Almanya, Fransa, Danimarka, İspanya, İtalya, İngiltere, Belçika şimdiden mevcut iktidarlara ve politikalarına karşı şu ya da bu gerekçeyle geniş tepkilere sahne oluyor. Kış ayları yoğunlaşacak olan enerji/ekonomik kriz bu durumu tırmandıracaktır. En önemlisi temsili demokrasi, seçim vb araçlarla mevcut krizleri kolay kolay atlatamaz hale geliyor. Bu doğal olarak başka türlü arayışları da zorlayacak. Gerisi becerimize kalmış…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.