Êzîdî Soykırımı

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Êzîdîlerin yaşadıklarına yönelik alınan soykırım kararı önemli. Fakat bu kararların hukuken de bağlayıcı olması gerekiyor. Bu kararlar bir adım sonrasında uluslararası soykırım mahkemelerinin kurulmasına vesile olabilir.

Soykırım ya da jenosit Birleşmiş Milletler'in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre   etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen suçlardır.

DAİŞ çeteleri Şengal’e saldırdıklarında soykırım suçu işlediler. 3 Ağustos’ta bu konu bir kez daha güncellendi. Zira bazı ülkeler soykırım suçunu tanısa da hukuken bağlayıcılığı bulunmuyor.

Süreci bazı başlıklarla tekrar hatırlayalım...

3 Ağustos, tarihte en kara sayfalardan biri. Şengal’de DAİŞ çetelerinin saldırısı sonucu binlerce Êzîdî dünyanın gözü önünde korkunç bir şekilde katledildi.

Binlerce kadın köle pazarlarında satıldı, kayıp çocukların sayısı bilinmiyor.

DAİŞ bir insanlık suçu işledi, yaktı, yıktı, katletti. DAİŞ’in bitmediği ve hala katliamlarına devam ettiği aşikar. Bu cümleleri binlerce kez dile getirdik, binlerce kez de dile getirmek gerekiyor.

Kadim bir inanç olan Êzîdîlik yok edilmeye çalışıldığı gibi, Êzîdîler de her daim asimilasyonun kıskacında oldular. 74. Ferman olarak değerlendirilen son süreç ise teknoloji çağında, insanlığın gözleri önünde, bir çoğunun canlı olarak izlediği bir süreçte yaşandı. Etkileri uzun süre devam edecek büyük bir travma yaşadı Êzîdî toplumu… Yurtlarına dönemeyen, kamplarda, sığındıkları ülkelerde yaşam mücadelesi veren Êzîdîler uluslararası araneda yaşadıklarının soykırım olarak tanınmasını istiyor.

 Almanya en büyük Êzîdî diasporasına sahip ülke, 200 bin dolayında Êzîdî’nin yaşadığı tahmin edilen ülkede Êzîdîlere yönelik gelişmeler merakla takip ediliyor

Êzîdîlere yönelik mahkemede alınan bir karar hem ilk, hem de emsal teşkil eden bir karar olması itibarı ile oldukça önemli bir karardı.

 2021 yılının sonlarında Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi, DAİŞ üyesi Taha El-Jumailly’nin insanlığa karşı suç işlediğine kanaat getirdi ve Êzîdîlere yönelik soykırım uyguladığı gerekçesi ile ömür boyu hapis cezası verdi. Bu kararla ilk defa bir DAİŞ’linin soykırım suçu işlediği resmi olarak kayıtlara geçti.

DAİŞ üyelerinin yargılanmaları sonraki süreçte de devam etti. Son olarak Koblenz kentinde Alman vatandaşı DAİŞ’li Nadin K., Êzîdî bir kadını köleleştirdiği ve soykırıma suç ortaklığı yaptığı için dokuz yıl hapse mahkum edildi.

Alman mahkemelerinde soykırım kararı akıllara Nürnberg Mahkemeleri ile Nazilerin Yahudi Soykırımı’nı mahkeme tutanaklarına koyan kararları getirdi. Nitekim tarihte ilk kez  insanlığa karşı suçlar kavramı böylelikle kayıtlara geçmişti.

Mahkeme kararlarının ardından gözler Federal Meclis’te alınacak kararlardaydı.

Alman Federal Meclisi 19 Ocak 2023’te, Êzîdîlere yönelik soykırımı kabul eden yasa tasarısını oy birliğiyle kabul etti.

İngiltere de nitekim geçtiğimiz günlerde Êzîdî Soykırımı’nın 9. yılında soykırım olarak tanıdığını açıkladı. Şu ana dek Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler'in yanı sıra ABD, Fransa, Kanada, Avustralya, İskoçya, İrlanda, Ermenistan, Portekiz, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'un da aralarında olduğu çok sayıda ülke Êzîdî Soykırımı'nı tanıdı. Yine İsviçre’de de bu yönlü adımlar atılıyor.

Êzîdîlerin yaşadıklarına yönelik alınan soykırım kararı önemli. Fakat bu kararların hukuken de bağlayıcı olması gerekiyor.

Bu kararlar bir adım sonrasında uluslararası soykırım mahkemelerinin kurulmasına vesile olabilir. Zira insanlık suçu işleyen, bu koşulların oluşmasına vesile olan, göz yumanların da yargılandığı bir süreç, gerçek bir yüzleşmenin gerçekleşmesine vesile olur.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.