Mülteciler hasta da olmasın!

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Kriz durumlarında, ki zaten kriz alarmı verilmiş durumda, mültecilere sert müdahale, sınırlarda başvurulara yönelik karar verilmesi, ki bu genelde reddedilmesi hesabı üzerinden yürüyecek, hapishaneye benzer ve AB sınırları dışında barınma yerlerinde mültecileri olabildiğince tutma, yeni düzenlemenin ana hatlarını oluşturuyor.

Geçen haftaki yazımızda Almanya’nın mülteci sorununa yönelik tartıştığı çözüm modelleri ve bu konudaki yorum ve önerilere yer vermiştik. Sorunun çözümünde sert önlemlerin öncelendiği Danimarka modeli de kapının eşiğinde önemli bir seçenek olarak duruyordu.
Nihayetinde ülke gündeminden düşmeyen bu konu ile ilgili somut adımlar ışığında (!) tartışmalar sürüyor.
Uzun bir süredir tartışılan, ( aslında bu düzenlemeyi nasıl kazasız belasız onaylarız üzerinden yürütülen tartışmalar dersek belki daha doğru olur) AB genelinde geçerli olması öngörülen İltica Reformu’na Almanya onay verdi. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser düzenlemeyi Federal Hükümet adına onayladığını duyurdu.
Mülteciler ve şu an mülteci sorunu olarak tartışılan gündem üzerindeki absürt yorumlara birazdan geleceğiz.
Geçtiğimiz Haziran ayında AB üyelerinin içişleri bakanları,(Polonya ve Macaristan’ın itirazları olsa da) ortak bir iltica reformu üzerinde anlaşmaya varmıştı.
Ülkeler arasında mültecileri dengeli paylaşımın yanı sıra mültecilere yönelik daha sert tedbirler alınması bu reformun (!) temelini oluşturuyor.
Kriz durumlarında, ki zaten kriz alarmı verilmiş durumda, mültecilere sert müdahale, sınırlarda başvurulara yönelik karar verilmesi, ki bu genelde reddedilmesi hesabı üzerinden yürüyecek, hapishaneye benzer ve AB sınırları dışında barınma yerlerinde mültecileri olabildiğince tutma, yeni düzenlemenin ana hatlarını oluşturuyor.
Avrupa’nın en fazla mülteci barındıran ülkesi olan Almanya’nın bu düzenlemeye onay vermesi demek, düzenlemenin uygulamaya geçmesinde önemli bir adım anlamına da geliyor.
Gelelim Almanya’daki iç tartışmalara...
CDU lideri Friedrich Merz bir televizyon programında aslında bu sorunu insan hakları temelinde düşünmeyelerin yüreğine su serpti.
Zira ırkçılara daha fazla motivasyon veren bu açıklamalarda Merz, 300 bin mültecinin sığınma başvuralarının reddedildiği halde ülkede kaldığını, buna karşın para ve sağlık hizmeti aldığını iddia etti. Halkın bu duruma tepki gösterdiğini iddia ederek aşırı sağa seçim propagandası olacak önemli bir veri de paylaştı(!)
Merz "Sığınmacılar doktorda, dişçide tedavi olup, dişlerini yaptırırken, Alman vatandaşları randevu bile alamıyor" dedi.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, mültecilerin sadece akut hasta olmaları ya da acı çekmeleri durumda tedavi edildiklerini söyledi ve bu yönlü bilgi kirliliğini eleştirdi. Faeser bu açıklamaları bir eleştiriden çok, sanki bir savunma gibiydi.
Almanya’da ırkçılık üzerinden yaşanan tartışmalar uzun bir süreci kapsıyor elbette. Mülteciler argümanlı devam eden bu tartışmalarda Merz, aslında bakış açısını somut sözlerle dile getirdi. CDU ise hem sessiz kalarak, hem de yer yer yorumlarda Merz’e arka çıktı.
Örneğin Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti CDU’lu Başbakanı Hendrik Wüst, Merz'i sadece düzensiz göçteki keskin artışın devlet, toplum ve sosyal sistem üzerindeki genel yüküne dikkat çekmek istediğini söyleyerek savundu.
Merz’in sözleri Almanya’nın ileriki süreçte mültecilere yönelik olası düzenleme ve uygulamalarına ışık tutuyor.
Türkiye’de mülteciler üzerinde yürütülen tartışmalarda iktidarın politikaları sorgulanmıyor, bilakis sorunun tek kaynağı olarak mülteciler görülüyor, üstelik hedef gösteriliyorlar. Hatta CHP seçim vaadi olarak, özellikle Suriyeli mültecileri geri göndereceğini vaat ediyordu. Fakat meclisten geçen savaş teskerelerinde onların da imzası olduğunu unutuyordu.
Elbette birebir karşılaştırma yapacak iki örnek olmamakla birlikte Almanya’daki tartışmalarda da, sorunların kaynağı olarak mülteciler gösteriliyor. Bir çok kez dile getirdiğimiz gibi devletin güvenlik politikaları yerine mültecilere eleştiri yöneltmek kolaycılığa kaçmaktır. Bu tartışmalar ise mültecileri toplumda hedef haline getiriyor. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.