Faşizmin kara mizahı

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Erdoğan, konuşmasından bir hafta geçmeden HDP’li eski vekil ve yeni belediye başkanlarına geniş çaplı saldırıyı bir kez daha düzenleyerek kara mizahının anlamının pratiğini gösteriyor. Bunu sefahat içinde yüzdürdüğü başsavcıyı Saray’a çağırarak yaptırması bir başka kara mizah.

Erdoğan faşizminin fikirsel sefaleti, kadrolarını iktidar olanağından yararlanarak eğitimli kesimlerden çoğalttığı gerçeğiyle asla çelişmez. Fakat diktatöre biat, politik islamcı ve türkçü ideolojik bağnazlık, gözü dönük azami kâr sağlama amacı, faşizmin fikirsel sefaletini hergün üretiyor.

Yoğun demagoji/yalanla birleşiyor. Goebbels’in, “Bir yalanı ne kadar çok ve her gün tekrarlarsan inandıramayacağın kitle yoktur”, kötü ünlü kuralını izliyor. Faşizmin kara mizahına dönüşüyor.

Son kaba örneği, diktatörün ağzından dile getirildi. Faşist şef, kapitalist dünyaya örnek olarak “kalkınma ve demokraside Türkiye modeli”ni ilan etti. İlanı AKP genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığına göre, diktatör, demek ki parti kadrolarına ve kitlelere bu kara mizah örneğiyle sesleniyor, kadrolarının da böyle seslenmesini istiyor.

Faşist şef, kalkınmanın partisinin ötedenberi amacı olduğunu vurguladı. Bunun ne olduğu her geçen gün işçi sınıfı ve yoksul kitlelerin daha geniş kesimleri tarafından katlanılamaz hayat şartları içinde anlaşılıyor. Uzun haftalık iş saatlerine, düşük ücret ve yarısı sigortasız çalıştırılan işçi çalıştırma koşullarına, vahşi kapitalizme dayanan burjuva kalkınma. Diktatörün MÜSİAD’ı salgın sonrası hızlı sermaye birikimi için bu modelin daha planlı biçimini önerdi: “Üretim ve Yatırım Üsleri!”

İşçilerin aileleriyle birlikte hapsedileceği, zaman kaybetmeden ve örgütsüz çalıştırılacağı, “üs” kavramıyla açık ifade edilen bir nevi askeri kapitalizm. Vahşi kapitalizmin çağdaş sert biçimi. Tabii ki modelin ancak Erdoğan faşizminin saldırganlığı altında uygulanabileceği düşünülüyor.

Model yeni de değil. Güney Kore burjuvazisini ve Chaebol’lerini, 20 yıla yakın askeri faşizm altında hızla kalkındıran general Park Çung-Hee faşizminden alınarak geliştirilmiş.

Örnek demokrasi modeline gelince... Diktatör yine Batı emperyalizmiyle kıyaslama içinde sunarak milliyetçi gururu okşuyor. Erdoğan faşizmini demokrasi örneği olarak yüceltiyor.

Oysa Erdoğan’ın seleflerinden önemli farkı Yeni Osmanlıcılıkla ve övünç kaynağı askeri sanayiye dayanarak sömürgeci savaşlar yürütmeyi esas almasıdır. Bu, eleştirdiği Batı emperyalistlerinin karakteristlik “rekabet” içinde kendi karakteristiğine dönüştürmesinden başka bir şey değil. Kuzey Kürdistan’da kirli savaşı soykırımcı düzeye vardırarak, devrimin Rojava’sını işgal ederek, Kandil ve Güney Kürdistan’a yüksek teknikle bitmeyen savaşlar yönelterek kesin sonuç almak, diktatörün sömürgeci hasleti. Sömürgeci savaşı Musul-Kerkük’ten İdlib’e kadar uzatıp sömürgecilikte geniş çaplı ilhakı hedefliyor. Katar’dan Sudan’a uzanan askeri üsler sömürgeciliği izliyor. İdlib’den Libya’ya uzanan, Kuzey Kıbrıs ilhakını da kapsayan yanıyla hammadde alanları fethetme savaşçı zorbalığıyla bildiğimiz klasik sömürgeciliği gösteriyor.

Demokrasiye gelince.

Geçmişinde gerici ve faşist rejimlerle proleter devrim tehlikesini ezmiş Avrupa kapitalist ülkelerinin bugünkü haline demokrasi alternatifi olarak Erdoğan faşist rejimini göstermesi elbette hepimizin aklıyla alay etmektir. Avrupa kapitalizminin rejimleri çok demokratik oldukları içn değil. Erdoğan rejimi kapkara bir faşizm olduğu için!

Yalnızca 2015’ten beri Erdoğan faşizminin yaptıkları ve amacı, en küçük demokratik hakkın katledildiğinin resmidir.

Faşist Saray diktatörlüğü, Kürt özgürlük mücadelesini soykırımcı saldırılar, işgalci ve ilhakçı savaşlarla ezmeye girişerek, devrimci ve demokratik parti, kitle örgütleri ve güçlerini polis terörü, yasak ve zindanla tasfiye etmeyi hedefleyerek, faşist şeflik rejimini kurmayı amaçlıyor. Faşist şefin siyasi tekelinde, islamcı türkçü ideolojiyle kitle desteğinin pekiştirileceği, yalnızca demokratik güçlerin değil, burjuva muhalefetin de tasfiye edileceği bu tekçi faşist rejimi, dünyaya demokrasi örneği olarak sunmak “yerli ve milli“ faşizmin dünya, bölge ve ülkemiz halkları aklıyla alayından başka birşey değil. Erdoğan, konuşmasından bir hafta geçmeden HDP’li eski vekil ve yeni belediye başkanlarına geniş çaplı saldırıyı bir kez daha düzenleyerek kara mizahının anlamının pratiğini gösteriyor. Bunu sefahat içinde yüzdürdüğü başsavcıyı Saray’a çağırarak yaptırması bir başka kara mizah.

Hitler, Mussolini faşizmleri dünya halkları ve sosyalist güçlerince, köle rejimi kuran IŞİD Rojava devrimi güçlerince nasıl ki yenilgiye uğratılarak demokrasi kazanıldıysa, Erdoğan faşizmi de ancak yenilgiye uğratılarak demokrasi kazanılacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.