Hareket, değişimin ruhudur 

Forum Haberleri —

PKK/Kürtler/foto:AFP

PKK/Kürtler/foto:AFP

  • Elli yıllık deneyime sahip bu hareket, ancak özgür iradeye sahip devrimcilerin değişimi esas alabileceğini ve toplumu dönüştürebileceğini kanıtlamıştır. Devrimcilik de budur. Apocu Hareket, değişimin ta kendisidir.

ŞEMSETTİN ÖZER

Özgür düşünce ve iradeye sahip olanlar, değişimi esas alır ve gelişir. Kısaca, “neden değişim?" sorusuna yanıt aramak için diyalektiğin tarihine bakmak önemli olacaktır. 

Diyalektiğin tarihsel kökenleri ve gelişimi

Diyalektikten ilk bahseden, M.Ö. 500 yıllarında Anadolu’da yaşayan Herakleitos’tur. Sürekli dönüşüm yasasını ortaya koymuş, her şeyin değiştiğini ve sonsuz bir akış içinde olduğunu savunmuştur. Doğadaki zıtlıkların birliğini keşfeden de odur. Zenon ise diyalektiği, döneminin görelilik anlayışını yıkmak için kullanmıştır. 

Avrupa’nın karanlık çağlardan kurtulması ve dogmatik zihniyetin yıkılıp aydınlanmaya ulaşması, diyalektik mantığın izleri üzerinde gelişen demokratik ve özgürlükçü düşünceler sayesinde olmuştur. Rönesans, Aydınlanma ve özgür eğitimin gelişimi de bu diyalektik felsefe temelinde şekillenmiştir. Tüm sosyalist devrimler—Marx’tan Lenin’e, Mao’ya kadar—kazanımlarını diyalektik ruhuyla elde etmiştir. 

Ancak bu hareketler, değişimi reddettikleri anda dogmalaşmış, kendi içlerinde çürüyerek ya sonlarını getirmişler ya da sistemle bütünleşip kapitalizmin yedeğine düşmüşlerdir. Dolayısıyla, her gelişim veya gerilim kavramı, düşünce kavramıyla yakın bir ilişki içindedir. Fakat burada "değişim" kavramı, ne sıradan bir olgu ne de dıştan dayatılan bir süreçtir. Dıştan dayatılan değişim, gerçek bir değişim olamaz; o başka bir şeydir. Çünkü değişim, kendi tarihsel, siyasi, teknik, politik ve kültürel gelişim dinamiği üzerinden yükselir. 

Apocu hareketin değişimi de, küresel gelişmeleri bilimsel analizlere tabi tutarak, kendi özgür düşünce dinamikleri üzerine inşa etmiş, değiştirmiş, geliştirmiş ve geliştirilmiştir. 

Diyalektik kuram ve toplumsal dinamikler

Diyalektik kuram, sosyolojinin temel problemlerinden biridir. Toplumun statik olmadığının, sürekli bir değişim içinde olduğunun farkında olan bireyler, örgütler ve toplumlar, ekonomik ve teknik diyalektiği bu minvalde geliştirir. Diyalektiğin kelime anlamına ve tarihteki temsilcilerine değinerek kuramsal bir çerçeve çizmek, Apocu hareketin önemini anlamak için yeterli değildir.

Diyalektik, tarihle başlar. İnsanoğlu var olduğundan beri diyalektik de vardır. Evrendeki her şey değişime uğradığından, her fenomen hareket halinde olduğundan ve sosyal hayat çelişkiler üzerine kurulu olduğundan, diyalektik insanlıkla yaşıttır. Devrimci düşünce tarihi, aynı zamanda bir değişim tarihidir; buna -bilimsel-devrimci diyalektik , diyoruz. Apocu hareket, bilimsel diyalektiği temel alarak başlamış ve her aşamada bu devrimci ruhu koruyarak önderliksel bir nitelik kazanmıştır. 

Diyalektiğin  etimolojik ve felsefi temelleri

Diyalektik, Eski Yunancada "konuşmak, tartışmak" anlamına gelen “dialego “sözcüğünden “türemiştir . Antik dönemde, karşıt iddialardaki çelişkileri ortaya çıkarak düşünceyi geliştirme yöntemi olarak kullanılmıştır. Apocu felsefesi, hiç bir tartışmadan korkmadan, çelişki ve zıtlıkları reddetmeden hareket eder. Uzun soluklu direnişinin temelinde bu anlayış yatar. 

Apocu hareketin özgünlüğü ve karşı-hegemonik tavrı

Apocu hareket, hiçbir harekete benzemez. Tarihe ve değişime direnenler- ister devletler, ister dinler, isterse kaba materyalist çevreler olsun- şu gerekçelerle statükoyu savunur: 

- Sosyalistler, değişimi emperyalizmin bir oyunu olarak görüp zamanla dogmalaşmış, ya amacından sapmış ya da sistemle bütünleşmiştir. 

- Dinciler, değişimi ve bilimi ilahi güce karşı bir tehdit olarak algılar; toplumu dogmalarla hipnotize ederek hurafelerini dayatır. 

- Demokratik ve sosyal adaletten yoksun devletler , "vatan-millet" söylemiyle toplumu baskı altında tutarak çatışma, açlık ve sefalete mahkûm eder; böylece modern köleler (işçi sınıfı) yaratır. 

Bu nedenle Apocu hareket, en radikal ve bilimsel diyalektik temelli devrimci harekettir. Bunu anlamak için, 1976 Ankara sürecinden bugüne uzanan tarihsel serüveni doğru okumak gerekir. Bu süreç, bilimsel ve felsefi bir perspektifle ele alınmadığı takdirde, Apocu hareketin değişim dinamikleri anlaşılamaz.

Devrimcilik ve değişim diyalektiği

Devrimci bilinç, değişimdir. Apocu hareket, hiçbir harekete benzemez; çünkü onun diyalektiği, köklü bir dönüşümü içerir. Nasıl ki başlangıçta dünyanın objektif ve sübjektif koşullarını analiz edip özgün bir devrim anlayışı geliştirdiyse, bugün de küresel dinamikleri bilimsel, felsefi ve sosyolojik açıdan değerlendirerek değişimi zorunlu kılmıştır. 

Değişmeyi bilmeyen, değiştirmeyi de bilemez. Paradigma, ancak diyalektik bir kavrayışla dönüştürülebilir. 

Sonuç:

Özgürlük Hareketi’nin diyalektiği tarihseldir. Hakikatin dönüşümü, sosyolojik-tarihsel ve zamansal diyalektiğin iç içe geçmiş üçlü bütünlüğüyle mümkündür. Elli yıllık mücadele deneyimi, bilimsel analizlerle özgür iradenin uyumunu kanıtlamıştır. 

Apocu hareketin tarihini iyi okumayanlar veya onu suçlamaya çalışanlar, bu süreci çarpıtarak "teslimiyet" olarak yansıtmaya çalışır. Oysa gerçek şudur: Tarihi yazanlar, değişimi de yönetir.

Sözde "Kürt" geçinen YouTube yorumcularına ve barış istemeyen ulusalcılara söyleyecek sözümüz yoktur. Biz, kendi içimize bakarak Apocu hareketin nasıl herkesi şaşırttığını ve yine aynı kararlılıkla yoluna devam edeceğini biliyoruz. 

Elli yıllık deneyime sahip bu hareket, ancak özgür iradeye sahip devrimcilerin değişimi esas alabileceğini ve toplumu dönüştürebileceğini kanıtlamıştır. Devrimcilik de budur. Apocu Hareket, değişimin ta kendisidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.