HTŞ mi, Kürtler mi?

Zeki AKIL yazdı —

  • Türkiye neden HTŞ’yi Kürtlere tercih ediyor? HTŞ, Türkiye’nin nesi oluyor? HTŞ’yle Kürtlere karşı ittifak, Türk-Kürt kardeşliğine uyar mı?

Türkiye’nin Suriye’de yaptıklarını bilmek gerekir. AKP hükümeti şimdi Türkiye’de Kürt-Türk kardeşliğini sağlayalım, çatışmaya son verelim diye propaganda yapıyor. Ama Suriye de ise bunun tersi bir çalışmanın içinde. Kürt-Türk kardeşliği olacaksa bu bütün Kürtleri kapsamak zorunda. Türkiye’deki Kürt’e kardeşlik Suriye’dekine de düşmanlık olmaz. Suriye’de Kürtlere yıkımı dayatmak ve katliamın kucağına atmak Türkiye’deki söylemini de sorgulatır. Özellikle Türkiyeli aydınlar, demokrasi güçleri Suriye’de olan biteni sorgulamak zorundalar.

CHP ve diğer muhalefet partileri Suriye konusunda suskunlar. Ya izlemiyor ve ilgisizler ya da Kürtlere karşı sürdürülen düşmanlığa katılıyorlar. Halbuki orada olanlar Türkiye’yi ve demokrasisini çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye demokratik bir Suriye’yle mi komşu olsa daha iyi ya da El Kaide ve DAİŞ zihniyetli HTŞ’nin hakimiyetindeki bir Suriye’yle mi? Bu basit bir soru değil, Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. Türkiye mevcut durumda bütün yatırımını HTŞ’ye yapmış durumda. HTŞ Alevilere, Dürzilere karşı katliam yaptığı halde Türkiye tarafından bir eleştiri almıyor. Erdoğan kayıtsız şartsız A. Şara’yı desteklediğini açıklıyor.

Suriye halklarının demokrasi talepleri, özgürlük arayışı Türkiye tarafından görmezlikten geliniyor. Bu halklar Baas rejiminden çok çektiler. Milyonlarca insan yerinden edildi. Yüz binlercesi yaşamını yitirdi. Geriye yıkılmış bir ülke ve yoksulluk içinde ayakta kalmaya çalışan bir halk kaldı. Baas yıkıldı, halk bir nefes alacak ve gün yüzü görecek beklentisindeyken daha beteri ile karşı karşıya bırakılıyor. HTŞ’nin kurmaya çalıştığı sistem kesinlikle Baas’ı aratacak bir sistemdir. Şimdiden bunun bütün göstergeleri var. HŞT ulusal birliği sağlamak ve kapsayıcı bir hükümet kurmak yerine sadece kendisiyle sınırlı bir hükümet kurdu. Egemenliğini sağlamak için Alevi ve Dürzi katliamlarına imzasını attı.

Türkiye bu rejimi egemen kılmak için çok çalışıyor. Özellikle Kürtleri örgütsüz ve savunmasız bırakarak bunu yapmak istiyor. Çünkü Suriye’de mevcut durumda Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik bir yönetim var. Oradaki halklar barış içinde bir arada yaşamayı başardılar. Bütün halklar, inançlar ve kültürler özgürce varlığını sürdürüyor. Bu modeli ortadan kaldırmayı Türkiye kendisi için görev olarak bellemiş. Özerk Yönetim ortadan kaldırılsın, SDG tasfiye edilsin diye bastırıyor. Ne olursa olsun Kürtlerin bir kimliği ve statüsü olmasın, diyor.

Türkiye işgal harekatları düzenledi, işgal ettiği yerleri Kürtlerden temizledi. Bölgeyi sürekli bombaladı, çeteleri halkın üzerine sürdü, ekonomisini yıkmaya ve istikrarsızlaşmaya çalıştı. Koalisyonu baskıya alıp SDG’yle ilişkilerini kesmeye zorladı. Kısacası özerk bölgeyi ortadan kaldırmak için her şeyi yaptı. Ancak istediği gibi tümden çökertmeyi ve dağıtmayı başaramadı. Buna rağmen bu amacından da vazgeçmedi. Bütün olanakları ve fırsatları kullandı ve kullanmaya devam ediyor.

Şimdi ABD, Fransa ve İngiltere, Şam yönetimi ve özerk bölge arasındaki görüşmelere katılma kararı aldı. Türkiye bunu istemiyor. Etkili güçlerin arabulucu olması işine gelmiyor. Olası bir anlaşmayı bozma şansı olmayabilir. Bu güçler anlaşmanın garantörü olabilirler. Bu açıdan HTŞ üzerinden görüşmeleri engellemeye veya anlaşmayı yokuşa sürmeye çalışıyor. HTŞ üzerinden yaptığı girişimlerle 25 Temmuz’da Paris’te yapılan görüşmeyi erteletti. Ama görüşmenin yapılacağı tekrar teyit edildi. Bu ayın ortalarında görüşmenin yapılacağı anlaşılıyor. Buna karşı Türkiye’nin bölgede karışıklık yaratma girişimleri arttı. Türkiyeli bakanlar art arda Suriye’ye çıkartma yaptılar. Türk yetkilileri SDG ve Özerk Yönetime tehditleri artırdılar.

Türkiye Özerk Yönetimi kötüleyecek fazla argüman bulamayınca, bu defa aşiretleri HTŞ’yle birlikte örgütleyip istikrarsızlık yaratmak için çalışmalarını hızlandırdı. Dürzilere karşı yaptıkları gibi aşiretler SDG’ye başkaldırıyor diye tahrik edip propaganda yapacaklar. Aşiretler neden başkaldırsın? Öyle bir ortam ve ihtiyaç mı var? Hayır. Bu tamamen Türkiye ve HTŞ’nin çakılması ve istikrarı bozma girişimleridir.

Türkiye bir yandan da ABD ve İsrail’e karşı bir denge kurmak için Rusya’yı devreye koymayı deniyor. HTŞ’nin Moskova görüşmesini örgütleyen ve sağlayan güç de Türkiye’dir. ABD ve İsrail’den istediği sonucu alamadı, kaygıları var. Ona karşı Rusya kartını oynamayı deniyor. Rusya’nın Suriye’de kalma isteğini biliyorlar. Rusya’ya, tamam, kal ama Kürtlere karşı HTŞ’nin yanında ol, istediğin anlaşmaları imzalamayı kabul ederiz, dediler.

Dikkat edilirse, bütün çelişki ve dengeleri Kürtlere karşı kullanmayı strateji olarak benimsemişler ve bunda ısrarlıdırlar. Türkiye ve Kürt halkı şu soruyu sürekli sormalılar; Türkiye neden HTŞ’yi Kürtlere tercih ediyor? HTŞ, Türkiye’nin nesi oluyor? HTŞ’yle Kürtlere karşı ittifak, Türk-Kürt kardeşliğine uyar mı?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.