Komünalist yoldaşlık hareketi

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Silahsız gerilla demokratik konfederal komünalizmin öncüleri olmaya adaydır. Ben Başkan Apo'nun "silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum" sözlerindeki özgüveninin işte bu "komünalist yoldaşlık hareketi"nden kaynaklandığını hissediyorum.

Bugün PKK'nin silah bırakma töreni gerçekleşecek. Başkan Apo, tören öncesi, ilk defa görüntülü olarak yaptığı açıklamaya "Komünalist yoldaşlık hareketimiz" diyerek başladı. 

Eğer yanılmıyorsam, PKK hareketini bu tanımla nitelemek ilk defa oluyor. Bu da Başkan Apo'nun geliştirdiği paradigmasının özünü açıklıyor.

Artık biliyoruz ki, komünal yaşam en katıksız biçimde Kürdistan dağlarında gerçekleşti. İki defa gitme şansına kavuştuğum Kandil'de komünalist yaşama kısa süreliğine olsa da şahitlik ettim. Gerillanın nasıl savaştığını doğal olarak görmedim. İki savaş arasında nasıl yaşandığını gördüm. 

Ama yine de kritik görev yapanların duruşlarından savaş halindeki gerillayı gözümde canlandırdığımı söyleyebilirim. Bulunduğum alana KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık geldiği zaman onun korumalarıyla, bulunduğumuz kamp yerindeki gerillaların arasında kıyas yapma fırsatım oldu. Koruma görevi yapanlar çelik bir disiplinle bulunduğumuz yerin girişlerinde konumlanmışlardı. Her biri bir yönü gözlüyor ve dikkatlerini dağıtacak en küçük bir harekette bulunmuyorlardı. Yüzlerindeki sert çizgilerden yaptıkları görevin ciddiyeti yansıyordu.

Onlar bu görevi yaparken bulunduğumuz yerdeki gerillalar ise ilk bakışta sanki yemyeşil ağaçların altında piknik yapan sivilleri andırıyordu. Cemil Bayık kampa adım attığında, ben hepsinin sert bir biçimde ayağa kalkıp, topuklarını vurarak hazırol'a geçeceklerini, Bayık "merhaba gerilla" dediğinde hep bir ağızdan "çok yaşa" diye haykıracağını, "rahat" deyince bacaklarını iki yana hafifçe açacaklarını, kollarını arkalarından kavuşturacağını, "otur" denince oturacaklarını sandım. Öyle olmadı. Korumalar heykel gibiyken, alandaki gerillalar Cemil Bayık'ı güle oynaya karşıladı. 

Çok şaşırdım. Amansız ve vicdansız savaş, ölümler, yaralanmalar, aç susuz geçirilen mevzilerdeki vuruşmalar gerillayı "insan" olmaktan çıkaramamış, onu bir savaş makinasının "ruhsuz" vidasına dönüştürememiş, "askerleştirememişti". 

Gerilla mangalarını gezdiğim zaman bu mucizenin sırrını anlıyor gibi oldum. Kadınların yaşadığı mangalar rengarenkti. Neşe içindeydi. Yüzler gülüyordu. Buradan sonunda ölüme yolculuk yapacak kadın gerilla saçlarını özenle tarıyor, düğüne gider gibi hazırlanıyordu. Türkü söyleyenler, nakış işleyenler, resim yapanlar, komutanlar, savaşçılar aynı şartlarda, aynı çadırlarda yaşıyorlardı. Kim komutan, kim yeni savaşçı fark edilmiyordu. Leyla yoldaşla röportaj yapacaktım, ama onu tanımıyordum. Şöyle etrafı süzdüğümde komutana benzer bir kadın tipine rastlayamadım. "Hoş geldin, ben Leyla" dediği zamana kadar. 

Kadının varlığı erkeğin insafsız savaşta "insanlığını" korumasını sağlayan en büyük faktör olmuştu. Bu gerçeği tam anlayamasam da sezdim. Erkek gerillaların dillerinde, davranışlarında "erkeklik" denilen sahte kabadayılıktan, sahte sertlikten, buyurganlıktan eser yoktu. Gözüm görmese, kim kadın kim erkek ayıramayacağım bir insan tipi yaratılmıştı. Komünal toplumun on bin yıl önce yaşayan kadını burada yeniden doğmuş, "komünalist yoldaşlık hareketini" yaratmıştı.

Savaş tarihini bir nebze okumuşluğum var. Amerika'da Vietnam Sendromu hakkında nice film seyrettim. Sovyetler Birliği'nde partizan savaşına katılmış veteranlarla konuşma fırsatı buldum. Savaş sonrasında evlerine dönen askerlerin sivil yaşama uyum sağlamaktaki trajik deneylerini biliyorum.  

Ama bugün yapılacak olan silah bırakma töreninden sonra, er ya da geç aramıza katılacak olan "komünalist yoldaşlık hareketinin" bireyleri, eminim ki savaş sendromuyla en küçük bir uyumsuzluk yaşamayacak. Çünkü savaş onları insanlıktan çıkaramadı. Sadece bizim kapitalizmin çöplüğündeki hallerimize hayretle bakacaklar. 

Silahsız gerilla demokratik konfederal komünalizmin öncüleri olmaya adaydır. Ben Başkan Apo'nun "silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum" sözlerindeki özgüveninin işte bu "komünalist yoldaşlık hareketi"nden kaynaklandığını hissediyorum.

Her şeye rağmen gerillanın hüzünlü bir duyguyla "silahlara veda" ettiğini de...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.