Kürtlerin barışı, bazılarının en büyük telaşı

İlham BAKIR yazdı —

  • Kürtler bir barış inşası geliştirmek ihtimaliyle karşı karşıya iken “Diren Kürdistan’ım” diye şarkı yapmak, en aşağılığından ve en pespayeliğinden bir ikiyüzlülüktür.
  • Grup Yorum’un bu şarkısı, aslında Kemalist kolonyalizmin etkisi altında gelişmiş sahte Türk solculuğunun ve çakma antiemperyalist ruh dünyasının bir özeti ve itirafıdır.  

İLHAM BAKIR

Tarihin her döneminde bilgeler, filozoflar, bilim insanları, aydınlar, entelektüeller ve sanatçılar toplumlardaki sapmalara, iktidarlaşmalara; iktidarların yarattığı yozlaşma, çürüme, sömürü, baskı, şiddet ve savaşlara karşı durmuş; halktan, haktan, ezilenden, mazlumdan yana ahlaki ve vicdani bir duruşun sahibi olmuştur. Çoğu zaman da bu duruşlarının onlara ödettiği ağır bir bedel olmuştur. Bütün dünyada halklar direnirken, özgürlüklerini ve geleceklerini savunurken, Seyit Nesimi’den Pir Sultan’a, Giardano Bruno’dan Hallacı Mansur’a, Hozan Serhed’den Victor Jara’ya sanatçıların, bilgelerin direnişleri ile yarattıkları moral değerleri, kendilerine yollarını aydınlatacak kutup yıldızı yapmışlardır. Zalim’in karşısında mazlumdan yana duruşlarını savaşların, çatışmaların, şiddetin yoğunlaştığı zamanlarda barış ikliminin yeşertilmesi, adil ve onurlu bir barışın gelişimi yönünde çaba harcayarak da göstermişlerdir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın  Barış ve Demokratik Toplum çağrısıyla gelişen ve 100 yıldan fazladır sürmekte olan bir savaşın sona erdirilme ihtimalinin doğduğu, Kürtlerin hak ve özgürlük talebi direnişine karşı devlet merkezli sürdürülen şiddet sarmalında derin acılar ve büyük yıkımlar yaratan bu sorunun demokratik ve siyasi yollarla çözüm olanaklarının  muhtemel olduğu koşullarda beklenir ki; tüm sanatçılar, bu sürecin sadece destekçisi değil, öncüsü, motor gücü olsun. İstanbul’dan Amed’e, Toroslardan Zagroslara barış zincirleri kursunlar, barış ihtimalini zedeleyen zehirli dile karşı halkların barış dilinin inşacısı olsunlar. Ne yazık ki; Türkiye coğrafyası ezelden beri namuslu, vicdanlı aydın, entelektüel, sanatçı yetiştirebilmiş bir coğrafya değil. Bilimde, sanatta, hatta felsefede iktidara tabi, muktedirin hınk deyicisi bir bilim, sanat ve entelijensiya gelişimi söz konusu olmuştur. Ne Ermenilere, Süryanilere Rumlara, Kürtlere, Alevilere karşı yapılan katliamlar, ne doğanın talanı ve yıkımı ne de milyonlarca insanın aç, evsiz ve yoksul oluşu bu insanların gündemi oldu. Ya sessiz kalmışlardır ya da çoğu zaman iktidarların arkasında saf aldılar. 

Grup Yorum’un pespaye dili

Son dönemde Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemine giren Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın açıklamalarını, özellikle sosyalizm ve komünalizmle ilgili görüşlerini Türkiye solunun önemli bir kısmı sosyalizm, sosyalist mücadele onların mülküymüş gibi bir edayla karşılıyor. Bu görüşleri küçümseyen, Kürtleri sürekli emperyalizmin yardakçılığını yapmakla suçlayan bu dil ve tavır, en nihayetinde Grup Yorum’un çıkardığı yeni bir şarkıyla sol tandanslı sanat camiasında da zuhur etti. Bu şarkıdaki dil öyle bir dil ki; siyaset ve entelejansiya camiasında zuhur eden dilden daha pespaye bir dil. Daha trajikomik bir  ahval ve ikiyüzlülük barındırıyor içinde. Şarkı, 'hevalno' diye bir seslenmeyle başlıyor, “Neden bu hale düştük/Dost kim düşman kim, ayırt edemez olduk/ Uğruna can verdiğimiz şey nedir bilmiyoruz/ diye devam ediyor ilk kıtası. Bu şarkıyla, Kürtlere sesleniyor, barış ve müzakere sürecini kastederek 50 yıldır Ortadoğu cehenneminde dört sömürgeci güce karşı savaş veren Kürtlerin dost ve düşmanının kim olduğunu ayırt edemediğini, artık ne için savaştığını bilemediğini söylüyor. Aslında ironik bir şekilde bütün video klip boyunca resimleri gözüken ölüm orucunda hayatlarını kaybeden Helin ve İbrahim’in fotoğrafı bu sözleri söylüyor gibi. Sahi Helin ve İbrahim ne için öldüler?

Barış dostla mı yapılır?

Yine oksimoron bir ifadeyle “düşmanla barış olmaz” diyor şarkının devamında. Barış dostla mı yapılır? Kiminle savaşıyorsan barış ve müzakereyi onunla yürütürsün eşyanın tabiatı gereğince, öyle değil mi? Devamında Kürt Özgürlük Hareketi'ni Amerikan uşağı olmakla itham ediyor ve “Diren Kürdistanım” diyor.

Rojava'yı küçümseyip, Esat'a konser verdiler

Rojavayê Kurdistan’da Kürtler, Esat tarafından büyük bir zulme uğrarken onlar Suriye’de ve İstanbul’da Esat’a destek konserleri veriyordu. DAİŞ’e karşı on binlerce kızını ve oğlunu şehit vererek Kürdistan’ı özgürleştirirken, dünyanın dört bir yanında enternasyonal savaşçılar gelip Rojava’da Kürt halkı için savaşırken onlar, Amerika’yı bahane ederek bu devrimi ve direnişi küçümsüyordu.

Kürdistan'ı görmeyip, HAMAS'a ağıt yaktılar

Sur’da, Cizre’de Kürt gençleri kolonyalizme karşı direnişte toprağa düşerken, bodrumlarda canlı canlı yakılırken onlar susuş kumkumasıydılar. Kürdistan halkı on binlerce şehit verirken, binlerce köy yakılıp yıkılırken aklına Kürdistan gelmeyenler, Filistin’de cihatçı HAMAS öncülüğündeki direnişe destek veriyorlardı.

Sahte solculuğun en aşğılık hali

Şimdi Kürtler bir barış inşası geliştirmek ihtimaliyle karşı karşıya iken “Diren Kürdistan’ım” diye şarkı yapmak, en aşağılığından ve en pespayeliğinden bir ikiyüzlülüktür. Grup Yorum’un bu şarkısı, aslında Kemalist kolonyalizmin etkisi altında gelişmiş sahte Türk solculuğunun ve çakma antiemperyalist ruh dünyasının bir özeti, bir itirafıdır.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.