Mezarlardan gelen sesler

Aykan SEVER yazdı —

  • Kolombiyalıların işleri zor. Fakat en azından bir kısmı devrimci politikanın hedeflerinden biri olan BARIŞın uzlaşmayı değil hesaplaşmayı/değiştirmeyi önüne koyan bir mücadele süreci olduğunun farkında.

 

Kolombiya’da Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri-Halk Ordusu (FARC-EP) ile barış antlaşması çerçevesinde kurulan Özel Barış Hukuku (JEP) mahkemesi geçen hafta, 2002-2008 yılları arasında ülkenin çeşitli bölgelerinde 6 bin 402 kişinin yargısız infaz sonucu öldürüldüğünü; bu katliamlara ilişkin soruşturmalara öncelik vereceğini açıkladı. Savunma Bakanlığı raporlarına göre aynı dönemde çatışmalarda öldüğü açıklanan kişi sayısı 12 bin 908’di. Anlaşılan gerçekte (en azından mahkemenin belgelediği kadarıyla) öldürülenlerin yarısı sivillerden oluşmuş.

JEP’in verilerini İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW), araştırmaları da destekliyor. HRW ”yanlış pozitif” ölüm diye adlandırılan yoksul, uyuşturucu bağımlısı ve engelli sivillerin kaçırılıp Kolombiya devleti tarafından öldürüldüğünü daha önce açıklamıştı. Katliamcılar kurbanlara sonradan gerilla süsü vererek kamuoyuna sunuyor ve bundan çıkar da sağlıyorlardı. Tipik her faşist kurguda olduğu gibi onlar politik muhaliflerle birlikte “toplumun işe yaramaz kesimini” oluşturdukları için yok edilmeliydiler.

Álvaro Uribe’nin devlet başkanı olduğu (2002-2010) dönemde gerçekleşen katliamların bir kısmının açığa çıkmasının Kolombiyalılar için sürpriz olduğunu sanmıyorum. Çünkü bu kişi şu anda da bu türden infazları savunuyor, yapanları “vatan kahramanı” olarak görüyor ve organize ediyor. Nitekim kendisi savunma olarak “böyle şeyler olmadı, yalan” demedi; onun yerine HRW Amerika direktörü Jose Miguel Vivanco’yu “FARC aktivisti” olmakla itham etmeyi seçti. Sanırım size de bu tepki tanıdık geliyordur.

Burada bir kaç ögenin altını çizmeliyim. Evet Uribe önemli bir suçlu. Babasının ölümünü de FARC-EP’ye bağlayarak olanları kişisel bir garezle de süslüyor. Bir kan davası gibi bugün de devam eden katliamlar sürecinin arkasında. Fakat bütün bunları yaparken dün de tek değildi şimdi de. Araştırmalarda “yanlış pozitif” ölümler için başlangıç tarihi olarak 1978 alınıyor. Uribe’nin başkanlık dönemine kadar binlerce sivil katlediliyor. Sonra da başka faillerin katılımıyla devam ediyor. Örneğin Uribe’nin savunma bakanları sırasıyla Marta Lucia Ramirez, Jorge Alberto Uribe, Camilo Ospina’nın yanı sıra FARC’ı “eksik barış” tuzağına çeken, imza attıran eski Devlet Başkanı Santos da Uribe’nin 2006-2009 tarihleri arasında savunma bakanıydı. Sonra onun başkanlığı döneminde de “yanlış pozitif” cinayetleri sürdü. Ayrıca barış imzacısı eski FARC-EP savaşçıları (En son José Paiva Virguez’in öldürülmesiyle katledilen eski gerilla sayısı 249’a ulaştı.) ve yüzlerce sosyal lider katledildi. Şimdi de cinayetler devam ediyor ve iktidarda Uribe’nin kuklası olarak görülen Başkan Duque var. Gerek 200 yıldır ülkeyi kanla yöneten oligarşi gerekse de bizzat devlet ordu, yargı gibi kurumlarıyla doğrudan işin içinde oldu ve devam ediyorlar. Şiddet Kolombiya oligarşisi için baştan beri halkı yönetmenin ana ögesi oldu. 2. Dünya Savaşı sonrası ABD’nin Soğuk Savaş politikalarından da destek alarak 1948’den bu yana sürdürülen iç savaş halkı sinik, apolitize topluluklara dönüştürürken aynı zamanda kokain ticaretiyle iç içe geçmiş yoz bir militarizm üretti. Oligarşinin burada en büyük başarısı gerçekte faili olduğu 200 yıllık tarihinin bütün günahlarını devam etmekte olan iç savaşa indirgemesi ve devrimcilere mal edebilmesi.

Şimdilerde siyasi prestijini önemli ölçüde kaybetmiş olan Duque hükümetinin iç savaşı derinleştirme doğrultusunda adımlar atmaya çalıştığına dair işaretler var. 

Duque geçtiğimiz haftalarda elit komando birliği kurulacağını açıkladı. Araya uyuşturucu çeteleri lafını (Laf dememin nedeni Kolombiya’da Duque yönetiminde koka üretim alanı 46 bin hektardan 200 bin hektara çıktı. Yıllık 1.120 ton üretimle dünya kokaininin yüzde 70'inin Kolombiya’da üretiliyor.) sıkıştırsa da gerçekte hedefin ELN ve FARC-EP’den kalanlar, topraklarını korumaya çalışan yerliler, sosyal liderler olduğunu tahmin etmek zor değil.

Kolombiyalıların işleri zor. Fakat en azından bir kısmı devrimci politikanın hedeflerinden biri olan BARIŞın uzlaşmayı değil hesaplaşmayı/değiştirmeyi önüne koyan bir mücadele süreci olduğunun farkında.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.