Otomobil tuttu yolu, bu yol macera dolu 

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Erdoğan’ın TOGG’u ile, Hoca’nın beygiri tozu dumana katmış, yarışıyormuş. Ahali şaşkın. Biri “seçim yarışı bu” diye bağırmış.

Önce işin ciddi yanına bir iki cümle ile değineyim. Konu TOGG. Şimdi oturalım düşünelim. Diyelim ki, bu TOGG, hepsi çoktan Türkiye pazarını aralarında paylaşmış olan dünya otomotiv devleriyle elbette rekabet edemeyecek, vatandaş ise bunları satın alamayacak, tıpkı köprüler, havaalanları gibi, devlet bu arabaları vatandaşın vergisiyle satın alma garantisi verecek, seçimden sonra da ya kapısına kilit vurulacak, ya da bir otomotiv devine satılacak. Eğer Erdoğan bu TOGG ile seçim sandığını ezip geçerse, ne ala, geçemezse TOGG’un cenazesini Altılı Masa kaldırırken, altında ezilecek.
TOGG nedir? Türkiye ekonomisine atılmış bir “kimyasal bombadır”.

Gerilla kimyasala er geç çare bulur, buluyor da. Ama Türk ekonomisi bu TOGG bombasına çare bulamayacak kadar çoktan enkaza dönmüştür.

Sakın bu alamete binip, kıyamete gitmeyin.

Sıra işin acıklı-matraklığında.

Erdoğan’ın el koyduğu Hürriyet Gazetesi’nin manşeti şöyleydi: “Bu otomobil Türkiye’nin”. Erdoğan’ın sermaye sahiplerine zorla dayatıp, ürettirdiği TOGG adındaki “zat’ül hareke”, Türkçesi “kendi gider, yani otomobil Türkiye’nin imiş.
Ahmet Kudsi Tecer’i hatırlamazsınız. Ama şiirinin ilk kıt’asını bilirsiniz.

“Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.”

Mardinli bir dostumun yakılmış, dümdüz edilmiş köyündeydik. Nereden aklıma geldiyse, işte bu şiiri mırıldanmışım. Dostum yüzüme tuhaf tuhaf baktı. Şiire meraklıydı. Anında yazdı:

“Orda bir köy yok, uzakta
O köy bizim köyümüzdü
Eshabını görmesek de
O köy bizim köyümüzdü.”

“Eshab da nedir?” diye sordum. Kendisi melladır. Şöyle izah etti:

“Eshab, sahibler demektir, Peygamber efendimize rastlayıp, iman eden merhum mü’minlere atfen söylenir”… Parmağıyla işaret etti: “Onlar şimdi şu gördüğün mezar taşları bombalarla parçalanmış kabristanda yatarlar.”
Bu acılı öyküyü unutun gitsin. Biz yine Hürriyet’in manşetine dönelim. Ve bu defa biz Tecer’in şiirini bu TOGG’a uyarlayalım:

“Orda bir TOGG var, uzakta,
O TOGG bizim TOGG’umuzdur.
Binmesek de sürmesek de
O TOGG bizim TOGG’umuzdur.”

Erdoğan ilk otomobilin icadından dört yüz sene ve Abdülhamit’in 1900 başında otomobili yasaklamasından 125 yıl sonra direksiyona geçip sürdüğü bu TOGG’la seçim sandığına doğru “uçup, gidecek.”

Der demez, Münir Nurettin’in ünlü şarkısı aklıma geliverdi. Muhtemelen Erdoğan direksiyonda kamuoyu yoklamalarını düşündü ve “sandık benden kaçar gider” dedikten sonra bu şarkıyı mırıldandı.

“Otomobil uçar gider
Gönlüm gibi geçer gider
Ben talihin peşindeyim
Talih benden kaçar gider.”

Emine hanım, muhtemelen “talihin kaçtığını” duyunca, “boynu devrilesi herif, ne diye bindirdin beni bu alamete, gidiyoruz kıyamete” diye kocasının böğrünü dürtüklemiştir.

TOGG hakikaten de “bir alamet” gibi bir şey. “Alametin” kendisi yerli ve milli ama TOGG hayli “beynelmilel” bir “zat’ül hareke. Erdoğan’ın seçim sandığına “uçup gitmek” üzere koltuğuna tünediği bu TOGG’un dışı bizi, içi milleti fena halde yakar. Buyurun: Fiyakalı tasarımı İtalyan. Mekanik aksamı ve şasi sistemi, yani omurgası İngiliz, entegrasyonu, yani tüm kan dolanımı Alman. Motoru, yani beyni de Alman. Bataryası, yani içi elektrikle dolacak olan işkembesi ise Çin.

Nasreddin Hoca, hırası çıkmış beygiriyle köyüne giderken, bizim gazetede yayınlanan yazımı okuyormuş. Bitirince kendi kendine, şu bizim beygire İtalyanlar “zer düs palan vursa”, zavallının çökmüş omurgasını İngiliz tımar etse, tıkalı damarlarını Alman açsa, bir de buna motor taksa, açlıktan cidarları birbirine yapışan karnını da Çinli aşçı doyursa, Allah sizi inandırsın, bu hırası çıkmış beygirim de TOGG olur, şu tozlu yolu öyle bir “tutardı” ki, “macerasına” doyum olmazdı” diye mırıldanmış. Ardından beygirine “deh” derken, o da Erdoğan gibi şarkı söylemeye başlamış:

“Beygirim tuttu yolu
Bu yol macera dolu
Yuları Hans’ın elinde
Gönlüm ardına koşulu…”
Aslı şöyle:
“Otomobil tuttu yolu
Bu yol macera dolu
Direksiyon yar elinde
Gönlüm ardına koşulu.”

Yoldan geçenler şöyle bir garip manzaraya şahit olmuşlar: Erdoğan’ın TOGG’u ile, Hoca’nın beygiri tozu dumana katmış, yarışıyormuş. Ahali şaşkın. Biri “seçim yarışı bu” diye bağırmış, o bağırınca fırlama bir oğlan çocuğu başlamış avazı çıktığı kadar bir başka otomobil şarkısı söylemeye:

“Onun arabası var güzel mi güzel
Şoförü de var özel mi özel
Bastı mı gaza gider mi gider
Maalesef ruhu yok
Onun için hiç mi hiç şansı yok.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.