Savaşa rağmen…

Aykan SEVER yazdı —

30 Kasım 2022 Çarşamba - 08:30

  • AB, Biden yönetimine kızgın. Avrupa ülkeleri ciddi zorluklar yaşarken Amerikalıları savaştan servet kazanmakla suçluyorlar. Kazanç kapıları malum, silah ticareti ve doğalgaz. 

3. Dünya Savaşı’nın Ukrayna cephesinde savaş kış aylarına girildiği şu sırada giderek daha da acımasızlaşıyor. Rusya Ukrayna’nın enerji alt yapısına dönük saldırıları son haftalarda yoğunlaştırdı. Bunun devam etmesi bekleniyor. Ukrayna’nın genelinde enerji kısıtlamalı sürüyor. Bu durum Ukrayna’dan enerji akışı olamadığı için Moldova’yı da etkiliyor.

Enerji yokluğu başta ısınma ve su sorunu olmak üzere bir sürü insani problemin doğmasına yol açıyor. Ukrayna yönetimi saldırıları “soykırım”la eş değer görüyor. AB “savaş suçu” değerlendirmesi yapıyor fakat benzer saldırıları TC Kürt halkına karşı yapınca niyeyse ses yok!

Moskova yönetiminden daha önce yapılan açıklamalarsa tıpkı Batılı güçlerin yaptığı gibi Orwellyen saçmalıkları yinelemenin ötesine geçmiyor.

BARIŞ’a gelince maalesef iki taraftan da olumlu herhangi bir adım yok. Emperyalist güçler, uluslararası sermayedarlar savaşın sürmesinden memnun. Zira ABD yönetimi bırakın insanların hayatlarının daha fazla dünya çapında mahvolmasının önüne geçmek için tarafları müzakere masasına oturmaya zorlamayı, aksine silah yardımlarını artırarak bu sürecin hiçbir biçimde sonlanmamasını isteyen bir görünüm veriyor. Biden iktidarının yeni planı 150 kilometre mesafeli füze tedariki. Hatta Ukrayna için küçük çaplı bombaları taşıyabilen yeni roket sistemleri geliştirecekler çünkü küçük çaplı bombalardan Amerikan cephaneliklerinde bir hayli fazla varmış.

İşin bir başka boyutuysa Avrupa’da artan ve daha da çoğalması beklenen grevlerin, protestoların da etkisiyle AB yöneticilerinin yavaş yavaş ABD ve İngiliz sermaye çevreleri tarafından Ukrayna savaşı sayesinde çekildikleri tuzağı fark etmeleri. AB, Biden yönetimine kızgın. Avrupa ülkeleri ciddi zorluklar yaşarken Amerikalıları savaştan servet kazanmakla suçluyorlar. Kazanç kapıları malum, silah ticareti ve doğalgaz. Avrupalıların ABD gazına ödediği bedelin, Amerika'daki fiyatının neredeyse dört katı olduğu belirtiliyor. Bu gerçeğin elbette sadece bir yanı savaştan kazanan çok sayıda Avrupalı enerji şirketi de var. Asıl mesele ise paylaşım savaşının sadece cephelerde değil aynı zamanda sermaye kesimleri arasında da ceryan ettiğidir. Savaşı hazırlayan ABD ve İngiltere’nin tek hedefi Rusya değildi aynı zamanda Avrupa’nın yeniden fethiydi. Bunu bugün kullanışlı araçları NATO ve sermaye çevreleri sayesinde önemli ölçüde elde ettiler. İsveç ve Finlandiya ile tamamlamak istiyorlar. Savaşın adeta parolası haline gelen  bütün bu “demokrasi-otokrasi” şaklabanlığını destekleyen kesimler sayesinde hem de Avrupa ve bütün dünyada neo-faşizmi yükseltiler. AB sermaye çevreleri özellikle Biden yönetiminin uygunladığı sübvansiyonlardan şikayetçi.
Ama savaşa direnmeyerek önemli ölçüde bu sorunu tartışma hakkını baştan kaybettiler. 

Meselenin trajikomik tarafıysa, alenen tüm süreçlere devlet-siyaset müdahalesi o kadar çıplakken olanları “serbest piyasanın dalgalanması” ile açıklayan sahtekarlık! Maalesef doğanın ve dünya haklarının geleceği yerine kendi statü ve istikbali için sermaye kesimlerinin yalanlarını yaygınlaştırmaya kendini adamış entellektüel tabakanın akıllarımıza hükmettiği bu devirde, paylaşım savaşı Ortadoğu’da ivmelenir, Güney Kafkasya’da ise yavaş yavaş yeniden hareketlenirken daha uzun zaman dünyanın bütününde savaşın kanlı-boğucu dumanını solumaya devam etmemizi istiyorlar. Ancak yanılıyorlar! Nasıl bugün İran ve Rojhilat’da umudun sesini bastıramadılarsa başka coğrafyalardan da yeni bir dünya özleminin haykırışları isyanlar eşliğinde yükselecektir!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.