Şengal’de filizlenen tohum

Zozan SİMA yazdı —

  • Şengal dağında kalan Êzîdîler, Êzîdîliğin yaşamasının son şansıdır. Şengal’de işgale geçit vermemek insanlık borcudur.

Toprak hissettirir ve hatırlatır üzerinde yaşananları. Hissedecek duyarlılığa ve farkına varacak bakışa sahipseniz eğer, sırlar serilir önünüze. Hoyrat ellerden, soğuk yüreklerden, duygusuz akıllardan sakınmak ve korunmanın yöntemi bilgiyi ‘sır’lamaktır. Yani gizemlere bürümektir. Kadim çağın bilgeleri bu yüzden bilginin peşine düşen hakikat arayıcılarını sınavlardan geçirirlerdi. Sırları ve gizemleri ancak onu taşımaya layık olana verirlerdi. Şengal binlerce yıllık sırların saklandığı o değerli topraklardan. Aramasını, öğrenmesini, keşfetmesini bilenin toplumsallığın, inancın, kadının, Kürtlüğün, ahlaki-politik toplumun tarihinin sırlarını öğreneceği topraklar. Çokça yıpranmış, artık sadece tortuları kalmış olsa da toplumsallığın kök hücresi rolündeki sınırlı mekanlardan. Bu nedenle Şengal’i savunmak, sahip çıkmak bir şehrin işgaline direnmenin ötesinde anlamlara sahip.

73. ferman gerçekleşmeden çok önce Êzîdî yaşlıları ya da her Perşembe geleceği okumak için açtıkları defterlerde bu fermanın yazılı olduğu rivayet edilir. Kara bir ordunun gelip yurtlarını talan edeceği, bu fermanın diğer fermanlardan daha acı olacağı, Meleke Tawus’un göndereceği bakire kadın ve erkek meleklerden oluşan bir ordunun bu fermanı önleyeceğinden bahsedilir. Buna benzer bir başka rivayette ise onları bu fermandan kurtaracak ordunun Êzîdîlerin kutsal kişilerinden ve Şengal’de türbesi olan Şerfeddin’in ordusu olduğu ve Şengal dağına sığınmış küçük bir grup Êzîdî’yle kültürlerinin yaşamaya devam edeceği anlatılır. Hikaye gerçek üstü ve mitolojik figürlerle bezenmiş bir hakikati anlatmaktadır. HPG ve YJA STAR gerillaları Meleke Tawus’un ya da Şerfeddin’in meleklerden oluşan ordusu olarak ‘sır’lanmıştır Şengal halkının anlatımında. Şengal dağında kendi özyönetimini kuran Êzîdîleri ise kendi geleceklerinin teminatı olarak belirlemişlerdir.

Şengal’de ve Êzîdî halkında farklı kavramlarla ifade edilse de demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma, onların yaşama bakış açılarının ifadesidir. Demokratik uygarlık tarihi olarak anlattığımız tarihsel gerçeklik onlarda egemenlere karşı direnmiş herkesin Êzîdî görülmesi temelinde anlam bulur. Aşiretler, kastlar, bayramlar, ritüeller yüzlerce komünal örgütlenme ağı gibi kurulmuştur. Her bireyi toplumda bir örgütlü yapı içinde, toplumsal bir işte konumlandıran bir toplumsal sisteme sahiptir. Üzerinde katliamların yarattığı yıkımları ve tozları, ataerkilliğin ve kapitalizmin cilalarını kaldırdığınızda canlı doğa anlayışının, ahlaki-politik toplum yapısının en duru haline tanık olursunuz. Şengal özyönetime, özsavunmaya, kadın özgürlüğüne, demokratik-komünal yaşam kültürünün yeşereceği en verimli toprak olduğu gibi bunun dışında yaşama koşulları da kalmayan alanlardan. Yani kehanet doğrudur.

Şengal dağında kalan Êzîdîler, Êzîdîliğin yaşamasının son şansıdır. Belki dünyanın birçok yerinde, Kürdistan’ın farklı bölgelerinde de Êzîdîler yaşamaya devam edecektir, ancak onu besleyen ana kaynak kurumuş olacaktır. Kuruyup çöle dönmek üzere olan toprağın son şansı onda boy verip serpilecek tohumların ekilmesidir. Onlar yeşerdikçe toprak tekrar nemine, minarellerine, verimine kavuşur. Saddam rejimi sırf yaşam alanı olmasın diye, kuruyup gitsin diye Şengal’in çeşmelerine keçe ve ziftle doldurmuş, incir ağaçlarını kesmiş yıllarca oralarda ekim yapılmasına izin vermemiştir. Çünkü yeşeren, canlılığını koruyan toprak, insanı kendisine bağlar.

Şengal’de filizlenen tohum 73. fermanı durdurmak için o topraklara yürüyen 12 gerilla ile taşındı. Agit Civyan, Zeki Şengalî, Zerdeşt ve Nûjiyanların, Nazêlerin elleriyle toprağa ekildi. Şengal’de işgale geçit vermemek insanlık borcudur, kadın özgürlüğü için mücadele ettiğini söyleyen herkesin sorumluluğudur, Kürtlük değerlerine sahip çıktığını iddia edenlerin yükümlülüğüdür, ilerici, demokrat, sol-sosyalist, ekolojik mücadele yürütenlerin ortak mücadele gerekçesi olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.