SOHR Efrîn’i raporladı

  • SOHR raporuna göre; işgalden önce Efrîn bölgesinin tamamında yaklaşık 700 bin kişi yaşıyordu. Sürekli saldırı altındaki Efrîn’den 300 binden fazla insan zorla yerinden edildi. Bunlardan 25 bini sonrasında evine dönse de saldırılar devam ediyor. 

CEMAL SARI / İSTANBUL

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) yayınladığı rapora göre; Efrîn’de 275 bin kişi farklı bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Efrîn halkına ait taşınmaz mülkler yağmalandı veya mülklere el konuldu.

Türk devletinin 20 Ocak 2018 günü başlayan işgal saldırıları, 18 Mart 2018 günü Efrîn Bölgesi’nin tamamının işgal edilmesiyle sonuçlandı. İşgalin ardından Türk devleti ve çetelenin sistematik kırım ve talanı başladı. SOHR raporu, Türk devlet işgali altındaki Efrîn’de yaşanan demografik değişimi ve mülk gaspını, bir kez daha gözler önüne serdi.

SOHR raporuna göre; işgalden önce Efrîn bölgesinin tamamında yaklaşık 700 bin kişi yaşıyordu. Sürekli saldırı altındaki Efrîn’den 300 binden fazla insan zorla yerinden edildi. Bunlardan 25 bini sonrasında evine dönse de saldırılar devam ediyor. Ayrıca evlerine geri dönenler, zorla kaybettirmelere karşılık ağır vergilerle tehdit ediliyor. 

Türk devletinin talan politikası

Efrîn’i terk eden yurttaşların yerine Türk devletinin yönlendirmesi sonucu Suriye’nin diğer bölgelerinde savaşan çeteler ve aileleri yerleştiriliyor. Bölgeyi terk edenlerin malları ve mülkleri Türk devleti tarafından el konulduktan sonra bu kişilere veriliyor. SOHR raporuna göre, Türkiye’nin saldırıları sonucu yakılan ve yıkılan köylerin yerine yeni köyler inşa ediliyor. Bu köylere yine çetelere bağlı elemanlar ve aileleri yerleştiriliyor. Efrîn bölgesinde şehir merkezi başta olmak üzere ilçelerden göç edenlerin yerine yerleştirilenlerin belli başlı ve önemli ilçe/bölgelere göre sayısı şu şekilde:

74 bin cihadcı yerleştirildi

* Efrîn kent merkezi: 100 binden fazla insanın yaşadığı Efrîn’de işgalden sonra sayı 30 bine düştü. Türk devleti tarafından cihadcılar ve aileleriyle birlikte 74 bin kişi kente yerleştirildi.

* Cindires: 20 bin kişinin yaşadığı ilçede nüfus işgalden sonra 10 bine düştü. Türk devleti ilçeye 17 bin kişi yerleştirdi.

* Şeyh Hadid: İşgalden önce 4 bin 800 kişi vardı, 2 bin 500’e düştü. Türk devleti 5 bin kişi yerleştirdi.

* Mabata: 4 bin 800 kişi yaşadığı ilçede işgalden sonra bin kişi kaldı. İlçeye 6 bin 500 kişiyi yerleştirildi.

* Raco: 6 bin nüfuslu ilçede işgalden sonra bin 200 kişi kaldı. Türk devleti ilçeye 6 bin 500 kişiyi yerleştirdi.

* Bilbile: İşgalden önce 3 bin kişinin yaşadığı ilçenin nüfusu 220’ye düştü. İşgalciler ilçeye 2 bin 750 kişi yerleştirdi.

* Şera: 1.600 kişinin yaşadığı ilçede işgalden sonra sayı 400’e düştü. Türk devleti ilçeye 1100 kişiyi yerleştirdi.

* Gelma: 8 bin kişinin yaşadığı ilçede işgalden sonra sayı 2 bin 500’e düştü. Türk devleti buraya 4 bin 800 kişi yerleştirdi.

Demografik yapı değişti

Türk devletinin tarihsel olarak adını “iskan siyaseti” olarak koyduğu demografik değişim politikası, Efrîn’de yüz binlerle ifade edilebilecek yurttaşın göç etmesine sebep olmakla birlikte, bölgenin kültürel yapısını ve ekonomi faaliyetlerini de etkileyebilecek şekilde gelişti. Örneğin Êzîdî yurttaşların ağırlıklı olarak yaşadığı 80 haneli 250 kişinin yaşadığı Baflune köyü, işgalden sonra tamamen insansızlaştırıldı. Türkiye buraya 750 kişilik bir grubu yerleştirdi. SOHR’un raporunda, Efrîn köylerindeki demografik değişim detaylı bir şekilde yer aldı.

Ekonomiye de el koydu

Efrîn’deki ekonomi faaliyetleri de Türk işgalinden nasibini aldı. Efrîn’in işgalinin ilk gününden bu yana evlere, sivil ve idari kurumlara, altyapı ve kamu tesislerine saldırılar sürüyor. Konutlar, halka açık hayvan çiftlikleri, mezbahalar, camiler, okullar, tıp merkezleri, fırınlar, akaryakıt istasyonları, ağır makine sanayi ve onarım atölyeleri, zeytin değirmenleri, kamu ve özel elektrik jeneratörleri, elektrik tesisatları ve ağları, kablosuz iletişim merkezleri, su depoları ve istasyonları, sulama kanalları, kontrol panelleri, depoları kısmen veya tamamen tahrip edildi. Böylelikle temel ekonomik faaliyetlerden ve mevcut ekonomik faaliyetlerin el değiştirmesinden faydalanan Türk devleti ve bağlı çetelerı, bölgeyi insansızlaştırmakla birlikte geçim kaynaklarının ve mülklerin el değiştirmesini sağladı.

Efrîn Bölgesi’nde, göç etmeye zorlanan yurttaşların taşınmaz mülklerinin yaklaşık yüzde 70’i ve tarım alanlarının yüzde 50’si gasp edildi. Bu mülkler ve tarım alanları bölgeye yerleştirilen çeteler arasında paylaştırıldı. Ancak bunlar görünürde olan kısmı. Türk devleti içerisinde son dönemde yaşanan mafya-siyaset hesaplaşmasında, Rojava ve Suriye’de yaşanan talan ve yağmayı Türk burjuvazisinin yönettiği artık sır değil. Bu talan ve yağmayı yönetenlerden birinin ise Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak olduğu biliniyor. 

 

Raporunun tamamına şu bağlantıdan ulaşılabilinir: https://www.syriahr.com/en/218687/

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.