Suriye’de seçimler, kara bir mizah!

Zeki AKIL yazdı —

  • İçinde halk yok. Partiler yok. Özgürlükler ve demokrasi yok. Tam da Türk devletine, HTŞ’ye yaraşır bir devrim! Suriye halklarına ve dünyaya seyrettirilen kötü bir tiyatro oyunu! Şaka gibi ama gerçek bu.

Suriye’de Baas rejimi yıkıldı. Devrim olduğuna dair dünya halklarına açıklamalar yapıldı. Devrimler halkların irade kazanması, baskı ve zulüm çarklarının kırılmasıyla bilinir. Halkın önüne kurulan barikatlar yıkılır. Özgürlük alanları genişler. Demokrasinin önü açılır. Devrim olduğu söylenen Suriye’de bunların hiç biri olmadı. Gitti Baas, geldi HTŞ! HTŞ demokrasi kavramını bile kullanmıyor. Devleti ve ona bağlı basını ele geçirdiler. Kendilerinin dışında kimsenin sesinin duyulmasını istemiyorlar. Özgürlükler adına ortada hiçbir şey yok. HTŞ içindeki gruplar ölüm mangaları gibi, girdiği bölgeleri katliamdan geçiriyorlar. Tıpkı DAİŞ gibi korku ve dehşet saçarak halka boyun eğdirmeye, biat etmelerini sağlamaya çalışıyorlar. Kadınlara yaklaşımları facia ve kafa yapıları akıl almaz bir düşmanlıkla yoğrulmuş. Kadınlar kaçırılıyor, köleleştiriliyor, ganimet olarak görülüyor.

Alevi bölgelerinde yapılan katliamlar dünyada hak ettiği tepkiyi uyandırmadı. Bu katliamları Baas rejiminin artıklarına operasyon diye lanse etmeye çalıştılar. Batılı ülkeler de İran gibi güçlerin etkisi silinsin diye hoş gördüler. Ancak Dürzilere yapılanlar HTŞ’nin gerçek yüzünü daha iyi gösterdi, duyarlılık yarattı. Bunda İsrail’in de payı olduğunu belirtmek gerek. Çünkü İsrail direkt müdahale ederek askeri güç kullandı ve Dürzilerin katliamı ancak öyle sınırlandırıldı.

HTŞ güya Siyonist rejim diye İsrail’e karşı olduğunu söylüyor. İsrail’le ilişkide diye insanları hain olarak ilan ediyor. Ama kendi vatandaşı olanları katlediyor, mallarını yağmalıyor, şehirlerini, evlerini yakıyor. Suriye vatandaşlarının can ve mal güvenliklerinin yönetim olduğunu söyleyen güç tarafından sağlanması gerekiyor. Pratikte ise olması gerekenin tersi oluyor. Hükümet olduğunu söyleyenler halkın üzerine ölüm mangalarını gönderiyor. Buna karşı halk yardım istediğinde, başka güçlere başvurduğunda da hain ilan ediliyor. Halkına bunu yapan bir yönetim ancak faşizm olarak nitelenebilir.

HTŞ’nin tek seçeneği katliam ve zor aygıtlarını, kara propagandayı devreye koymak değildi. Baas yıkıldıktan sonra halkta büyük bir umut ve beklenti oluştu. HTŞ bunu iyi kullanabilirdi. Suriye’deki bütün bileşenleri kapsayarak, onları sürece katarak güvenlik ve istikrarı sağlayabilirdi. Geniş temsili bir geçici hükümet kurabilirdi. Ama HTŞ kendisine biat etmeyen bütün güçleri devre dışı bıraktı. Geçici hükümeti kendisinden oluşturdu, anayasayı kendi zihniyetiyle sınırlandırdı. Halkların taleplerine kulak asmadı. İtirazı olanların üzerine de askeri güç gönderdi.

HTŞ, Suriye’de Baas’tan daha katı ve baskıcı bir rejim kurmanın temellerini attı. İç savaştan ötürü bu kadar ağır bir bedel ödemiş, yıkıma uğramış ülkede çatışma ve ötekileştirme politikalarından vazgeçmedi. Birkaç ay içinde bu kadar acı olay yaşanmış ve Suriye’nin hiçbir sorunu çözülmemiş haldeyken onlar hala aynı yönetme biçiminde ısrar ediyorlar. Şimdi yine tek yanlı ve bir oldu bitti biçimde parlamento seçimlerini gündeme getirdiler. HTŞ ben yaptım oldu tarzına alışmış görünüyor. Tabii onlara bu cesareti veren Türkiye ve Batılı güçlerin yaklaşımlarıdır. Türkiye kayıtsız şartsız HTŞ’yi destekliyor. Onu bu yola yönlendiriyor ve koruyor. Batılı güçler de “dur, böyle olmaz” demedi. HTŞ’yi kendi saflarına çekmek, İsrail’le İbrahim anlaşmasını imzalamak için uğraşıyorlar. Bu yaklaşımlar HTŞ’ye açık ki cesaret veriyor, belirttiğimiz gibi ona hareket serbestisi sağlıyor. HTŞ de bunu sonuna kadar kötü ve tek yanlı kullanıyor.

HTŞ daha önceleri seçimler ancak 4-5 yıl sonra yapılabilir diyordu. Milyonlarca insan göç etmiş. Göç edenlerin dönmesi için zaman gerekli. Milyonlarca seçmeni kaydetmek, adreslerini belirlemek ve seçmen kartı sahibi olmalarını sağlamak ancak yılların işi diyorlardı. Ayrıca ortada ne bir partiler yasası ne de bir seçim yasası var. Bu sorunlar giderilmemişken ne oldu da HTŞ parlamento seçimleri için karar aldı? Hem de Eylül ayının ortalarında. Bir buçuk ay için seçmenler nasıl belirlenecek, adreslerine seçmen kartları gönderilecek?

HTŞ’yi parlamento seçimlerine zorlayan bir gelişme yok. Halk örgütsüz. HTŞ zaten çok partili bir sisteme karşı. Şimdi yapılacak seçimlere zaten partileri katmıyor. Üstelik Baas rejiminden daha kötü bir seçim planlıyor. Baas zamanında da seçimler şeffaf değildi. Adaylar eşit şartlarda yarışmıyorlardı. Halkın ne kadarının sandığa gittiğinin önemi yoktu. Sonunda Baas rejimi seçim sonuçlarını ilan ediyordu. Şimdi HTŞ’nin aldığı seçim kararı Baas’ın seçimlerini aratacak durumda. Baas rejiminde B. Esad devlet başkanı olarak milletvekillerini atamıyordu. En azından şeklen adaylar seçimle seçiliyorlardı. Şimdi 210 üyeli parlamentonun 70 üyesini A. Şara atayacak deniyor.

Gel de sevinme, devrim dediğin işte böyle olur! İçinde halk yok. Partiler yok. Özgürlükler ve demokrasi yok. Tam da Türk devletine, HTŞ’ye yaraşır bir devrim! Suriye halklarına ve dünyaya seyrettirilen kötü bir tiyatro oyunu! Şaka gibi ama gerçek bu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.