Tozkoparan, rantsal dönüşüme direniyor

Tozkoparan

Tozkoparan

  • İstanbul’un Güngören ilçesinin Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen mahalleleri, 23 Haziran’dan beri elektriksiz, susuz ve doğal gazsız bırakıldı. Mahalleli, rant için göz konulan mahalleleri için direniyor.

 

MİNA ROJ/İSTANBUL

Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği (Toz-Der) Başkanı Ömer Kiriş, bölgedeki kentsel dönüşüm tartışmalarının geçmişinin 12 yıl öncesine dayandığını, mahallelerinin 9. sırada olduğunu hatırlatarak, “Burayı rant diye kıskacına almışlar. Haramzadelerin göz bebeği halini aldı bir anda” dedi.

İstanbul’un Güngören ilçesinin Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen mahalleleri, 21 Nisan 2020’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle bir anda afet bölgesi ilan edildi. Afet bölgesi ilan edilen mahalleler aslında 9. sırada yer alıyor. Yapılan zemin testinde de depreme karşı dayanıklı olduğu kanıtlanmış. Evlerinden çıkarılmak istenen mahalleliye 7 ay önce yıkım çalışmalarının başlayacağına dair tebligat gönderildi fakat komşulardan birine giden tebligat bir diğerine gidemedi. ‘Evlerinizi terk edin’ talimatına karşı konu yargıya taşındı.

İstanbul 10. İdare Mahkemesi, tahliye ve yıkım işlemlerine yönelik yürütmeyi durdurma kararı vermişti, ancak 2 Haziran’da mahkeme durdurma kararını kaldırdı. 33 dava açıldı ve 28 tane yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu kararlar bilirkişi talebine rağmen Mayıs 2021’de iptal edildi. 23 Haziran’dan beridir de evlerinden çıkmak istemeyen Mehmet Nesih Özmen ve Tozkoparan Mahallesi sakinlerinin elektrik, su ve doğal gazları kesildi. Şehrin göbeğinde olan iki mahalleyi karanlığa boğdular. Polis, biber gazı, gaz bombası ve plastik mermiyle mahallelilere saldırdı. Elektriksiz, susuz ve doğal gazsız kalan mahalleler, bir su kuyruğunda, bir tüp kuyruğunda. 23 Haziran’dan bu yana E-devlet üzerinden ev sahipleri olan mahalleli evlerine ait tapu kayıtlarını da göremiyor.

Bu mahallelerin bir diğer ‘sorunu’ ise aslında muhalif olmaları. 80li yıllardan beridir aynı evlerde oturan insanlarla dolu. Yıkımdan yerleştirilen aileler. Bağcılar, Esenler gibi çevre ilçelerden gönderilerek yine kendi evlerine karşı ev verilmiş. Yani başka bir yıkımdan çıkıp geldikleri evlerinden yıllar sonra yine bir yıkımla çıkarılıyorlar. 15 senedir bu iki mahalleye de hizmet gitmiyor. İstanbul’un nadir semtlerinde Arnavut kaldırımları var. Betonu seven bir hükümet-belediye anlayışına karşın bu mahallelerde halen 40 sene önce yapılmış Arnavut kaldırımları var. Her binanın bir bahçesi, her bahçenin bir kiraz, elma, narenciye ağacı var.

Erdoğan Tozkoparan'ı sevmedi

2019’da Güngören’e gelip miting düzenleyen AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingine gitmeyen mahalleliye ceza olarak afet ilanı beklenmeyen bir şey de olmamış. Mahalleli Cem Yavuz’un aktarımıyla, ‘Erdoğan Tozkoparan’ı unutmam demişti’ ve çok bekletmeden talimatlı yıkım başlamış. Direnişin başladığı günden bu yana 5 insan kalp krizi geçirerek yaşamını kaybetti. Mahalleliler, suyun olmadığı evlerde yıkanmak için çevre mahalledeki akrabaların ya da kapılarını açan insanların evlerine gidiyor.

Elektrik olmayan evlerde, telefonlar seyyar USB cihazlarıyla şarj ediliyor. İnsülin ilacı kullananların ilaçları bozuluyor, her çöp konteynırın etrafında ilaç kutularını görmek mümkün. Dolaplarda bozulan yiyecekleri atıyorlar teker teker. Çevre mahallelerden de yardımlar geliyor sık sık dayanışmayla. Su tankerleri gelince Whatsapp gruplarından bildiriyorlar birbirlerine. Yaşlı insanların evlerine mahallenin gençleri su taşıyor. Saat başı tüm mahallede turluyor bu gençler, ekmek, su, yemek ihtiyacı olan yaşlıların taleplerini almak için. Hava kararmaya başladığı andan itibaren de mahallenin merkezinde olan Barış Parkı’nda toplanıyorlar. Parkın girişinde İBB’nin çay, çorba ve kahve aracı hep duruyor. Sık sık polis araçları da turluyor.

Borçlanarak almamızı istiyorlar

Muhammet Haluk Çavuşoğlu, kısaca süreci şöyle anlattı: “Dava açtık, bir el bütün davaları Danıştay 10. Daire Başkanlığında topladı ve daha önce alınmış bütün yürütmeyi durdurma kararları kaldırıldı. Güngören Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sunduğu bölgelerde 1972’nin raporları falan var. Danıştay savcısı görüşü buranın riskli alan olmadığı yönünde. Süreç devam ediyor. En az 180 bin lira borçlanarak almamız isteniyor, bir de şimdi ödeyeceğim dersen, tek taksitte ödetmiyorlar. 15 yılık faizli bir takside tabi tutuluyor. Yani düşünsenize bir muvafakatname imzalattılar orada, ‘mücbir sebeple yüklenici şart koyduğu şeyi yerine getiremez’ diyor. Yani 200 bin liralık fark koyduysa ekonomik gerekçelerle bunu 400 bine çıkarabilir, bunun önünde engel yok.”

Bu ağaçlar bu çiçekler hep el emeği

Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahalleleri Kültür ve Dayanışma Derneği (Toz-Der) yıllardır kentsel dönüşüm adı altında hayata geçirilmeye çalışan projelere karşı mücadele ediyor. Toz-Der Başkanı Ömer Kiriş, bölgedeki kentsel dönüşüm tartışmalarının geçmişinin 12 yıl öncesine dayandığını söyledi. Kişir de mahallelerinin 9. sırada olduğunu hatırlatarak, “Başka yıkımlardan gelen aileler bunlar. Devlet dar gelirliler için kurdu bu mahalleleri, şimdi de çıkın diyor. Burayı rant diye kıskacına almışlar. Haramzadelerin göz bebeği halini aldı bir anda. Önce de hizmet bile gelmedi buralara. Bu binaların çitlerini bile mahalleli yaptı, bu ağaçlar bu çiçekler hep el emeği, göz nuru. Belediye yetkilileri ile yılladır görüşmek istiyoruz, kapı duvar. İnsanları milyarlarca borca sürüklemek istiyorlar. Elektriği kesilerek, sudan mahrum edilmek istenerek adeta cezalandırmaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. Günlerdir duş alamayan çocuklar, yaşlılar var burada. Bu salgın koşullarına rağmen hem de” şeklinde konuştu.

Bu borcu nasıl öderiz biz?

Çalışmak zorunda olanlar da iş çıkışı parka geliyor. Bir anda karnaval halini de alıyor bu park. Moral ve motivasyon için türküler söyleniyor. Çocuklar için balonlar dağıtılıyor. Sokak lambalarının altında oturan kadınlar da eşlik ediyor türkülere. Bazı aileler geceyi parkta geçiriyor. Yüksek katlı binalara karanlıkta çıkamayan yaşlılar da banklarda uyuyor sabaha kadar. Cem Yavuz, bütün mahalleyi gezdiriyor bana, kimisi anlatmak istemiyor sorunlarını ama genelde mahalleli bir an önce evlerine kavuşmak için avaz avaz anlatıyor. Ayşe teyze de onlardan biri. “Ben 78 yaşındayım. Susuzluktan namaz kılamıyorum” diyerek ağladı. Derin bir sessizlikten sonra, evinde kalamadığını, eşinin de kendisinin de karanlıkta kalmaktan çekindiklerini söyledi. Yaşlılık maaşlarıyla geçindiklerini belirterek, “Bize yüklenen bu borcu nasıl öderiz biz? Deprem riski var diyorlar. Tamam ben kabul edeyim madem varsa, evime karşılık ev verilecek yine buradan verilsin ve kendi değerinde. Nasıl öderim ben fazlasını” diye ekledi.

Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen sakinleri, önceki gün Ankara’ya gitti. Davaların bir an önce sonuçlanması talebiyle ilk olarak Danıştay Başkanlığı Binası önünde pankart açtılar, ardından CHP İl binası önünde bir araya geldiler. Mahalleli, AKP Genel Merkezi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı aradıklarını ancak görüşme tekliflerinin kabul edilmediğini dile getirdi. Direnme kararından vazgeçmiyorlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.