Trump için ikici dönem çok zor

Nazmi GÜR yazdı —

  • Covid-19 salgınının en çok etkilediği ülke olan ABD, pandemi koşullarında sandığa gidiyor. ABD tarihinde “nevi şahsına münhasır” bir profil çizen Trump, ikinci dönem başkanlık seçiminde “zor” günler yaşıyor.

Yönetim anlayışı, dış politikada yürüttüğü “dengesiz” yaklaşımlar ve aldığı kararlar çok tartışılan Trump, Biden karşısında kendisi için, işlerin iyi gitmediğini biliyor. Bu nedenle, kaybetme telaşı saran Trump, kampanyasını sürdürürken ABD siyasetinin önemli “geleneklerini” yıkmakla meşgul.

ABD ekonomisinin pandemi nedeniyle “tarihi” bir daralmanın yaşandığı, işsizlik ve yoksullaşmanın tırmandığı, Covid-19 nedeniyle yaşanan ölümler Trump’ı seçimlerde en çok zorlayan gelişmeler. Yönetim tarzı ve izlediği dış politikada yarattığı belirsizlikler, bir ABD başkanı için ciddi bir sorun olması gereken “yalan” söyleme alışkanlığı (ABD medyası yalan konusunda iyi bir Trump arşivine sahip), ABD toplumunda derin bir “güven” sorunu yaratmış durumda.

Irkçı-beyaz ve cinsiyetçi bir söylemi çekinmeden kullanan Trump, popülizme sığınmakta beis görmüyor. Rakibi Joe Biden arayı açtıkça belden aşağı vurmadan çekinmiyor. Seçimi kazanmak için her şeyin “mübah” olduğunu düşünen Trump, seçim günü yaklaştıkça popülizmin dozunu arttırıyor.

Seçim yaklaştıkça Trump da, seçmeni etkilemek için “son” kozlarını oynuyor. ABD’de Koronavirüs vakalarının 5.5 milyonu aştığı, Trump’ın açıklamalarıyla 100 bin olması öngörülen ölüm sayısının 170 bini aşmasından Trump Çin’i “sorumlu” tutuyor. Demokrat Parti adayı Joe Biden’ı “solcu faşistlerin bilgisiz kuklası” olmakla suçlarken, Biden’ın başkan yardımcısı olarak ilan ettiği Senatör Kamala Harris hakkında ırkçı-cinsiyetçi bir dil kullanmaktan kaçınmıyor. ABD tarihinde, daha önce iki kez başkan yardımcılığına aday gösterile kadınlara karşı Trump, bu kez Demokrat Partinin başkan yardımcılığı için aday gösterilen Kamala Harris için; “… bazı erkeklerin hakaret olarak görebileceklerini…” söylemesi, bardağı taşıran son damla.

Trump’ın başvurduğu yöntemler çok tanıdık geliyor: içeride kargaşa-dışarıda kargaşa. Trump bu basit kurala başvurmaktan çekinmiyor. Öyle ki; ABD başkanlık seçimlerinin pandemi nedeniyle ertelenmesini önerirken, ABD posta kurumuna kendisine bağlı birini atayarak, seçimde mektup ile kullanılacak oyların “meşruiyetini” tartışma konusu yapıyor. Pandemi nedeniyle milyonlarca ABD yurttaşının mektupla oy kullanacağı biliniyor. Amerikan Posta Hizmetleri ülke çapında bu oyların “sayım” yerlerine, sayım günü “ulaştırılmasında gecikme olabileceğini” açıklaması, ABD’de şimdiden tartışmalara neden oldu.

Trump posta yoluyla verilecek oyların birçok soruna yol açabileceğini, dolayısıyla bu seçimlerin “yenilebileceğini sık sık dile getiriyor. Oysa Trump 4 yıl önce seçildiğinde, seçimdeki “Rus parmağı” hala tartışılıyor. Anlaşılan, Senatonun hazırladığı bin sayfalık rapor, Trump’ın canını sıkmışa benziyor. Postayla kullanılacak oyların “meşruiyet” sorununu gündeme getirmesi, bu can sıkıcı rapora bir yanıt olabilir. Ya da “kaybedilen” bir seçim için “seçimlerin yenilenmesi” zeminini oluşturabilirimi diye düşünüyor Trump. Ancak ABD’de seçimlerin “iptali ya da yenilenmesi” Başkanların yetkisinde değil. Kaldı ki, ABD tarihinde seçimlerin “yenilenmesi” görülmemiştir. ABD iç savaşı, iki dünya savaşı, 1930’lu yıllarındaki ekonomik buhran gibi önemli tarihi dönemlerde bile ABD’de başkanlık seçimleri yapıldı.

Trump’ın başkanlık seçimini kazandıracağına inandığı son hamlesi, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan “Barış Anlaşması”. İsrail-BAE arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve “normalleşme” sürecinin başlamasını Trump bir “zafer” olarak ilan etti. Bu “başarıyı” oy’a tahvil etmek isteyen Trump, rakibi Demokrat Joe Biden ile 10 puanlık arayı kapatmak için bir “avantaj” sağladığını düşünüyor. Trump, İsrail-BAE arasındaki anlaşmadan sadece politik olarak “yararlanmayı” ummuyor, bu anlaşmanın “ekonomik” kazançları da “bol” olacağını bekliyor. Çünkü ABD, BAE’ye milyarlarca dolar tutarında silah satışını da “garanti” etmiş oluyor: daralan ABD ekonomisine can suyu.

Merak edilen, bu can suyunun Trump’ın yeniden seçilmesini sağlamaya yetip yetmeyeceği ise muamma.

ABD seçimleri ve sonuçları, her zaman dünyayı “etkileyen” yanları olmuştur. Pandemi koşulları altıda yapılacak olan ABD seçimlerinde Trump’ın işi bu kez zor görülüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.