Uzlaşma faşizmi azdırdı

Ziya ULUSOY yazdı —

  • Burjuva muhalefet Mİ, Erdoğan-Bahçeli çetesinin Kürtlere ve devrimci harekete saldırılarını ve işgalci savaşlarını çoğu zaman destekleyerek bazen de uzlaşarak bu cesareti verdi.
  • Bunun karşısında diktatöre saygınlık halesi vererek ve saldırılarıyla uzlaşarak, burjuva muhalefet “faşizmden seçimle kurtulma” hayalini halka pompalıyor. Halk kitlelerinin mücadele sahnesine girmesini engelliyor. 

ZİYA ULUSOY
Erdoğan faşizmi İstanbul belediyesini gasp saldırısı başlattı. 

Fakat elbette Erdoğan faşizmi, süregelen saldırılarının tümünde burjuva muhalefetin uzlaşmasından cesaret aldı. Aldığı cesaretle ezilenlere karşı azarak sınırsızca saldırırken, burjuva muhalefete de ara ara nabız yoklayarak baskı uyguladı. 

Erdoğan-Bahçeli çetesi, İslamcı-Türkçü faşizmi kurumsallaşmakla yetinmiyor. Rejimi kalıcı kılmak istiyor, bu amacından vazgeçmiş değil. “Durursam düşerim” misali görünüm vermesine rağmen, gerçekte yönetimi altındaki rejimi kalıcı kılmak amacıyla hem ezilenlere sürekli darbelerle saldırıyor, hem de yoklama saldırılarını yürüttüğü Millet İttifakı’na (Mİ) karşı da sertleşiyor. 

Kitle desteği güçlüyken de bunu yaptı, şimdi kitle desteği zayıflamışken de yapıyor. 

Burjuva muhalefet Mİ, Erdoğan-Bahçeli çetesinin Kürtlere ve devrimci harekete saldırılarını ve işgalci savaşlarını çoğu zaman destekleyerek bazen de uzlaşarak bu cesareti verdi. En son Erdoğan’ın Medya Savunma Alanları’nda kimyasal savaş suçu işlemesine sessiz kalarak suç ortaklığı yaptı. 

Erdoğan faşizminin, Suruç-Ankara Gar-Amed HDP mitinglerindeki kitlesel katliamlarına karşı sesini bile yükseltmedi. Cizre-Sur vahşetini Kürtlere yaşatırken sessiz seyretti. Hatta “teröre karşı mücadeleye destek veririz” tavrı bile takındı.  

Erdoğan’ın HDP vekillerinin dokunulmazlığını kaldırmasını, “anayasaya aykırı ama oy vereceğiz” ile referanduma kalmadan gerçekleştirmesi için destekledi. HDP’lilerin içeri atılmalarına ses çıkarmadı. 59 HDP belediyesini Erdoğan gasp ederken seyretti.

Erdoğan HDP’yi kapatarak seçimi yapacak. Mİ liderleri “parti kapatılmasından yana değiliz” demekten başka bir şey yapmayarak diktatörü cesaretlendirecek.

Burjuva muhalefet işgalci savaşlara tezkere desteği verdi. “Askerimizin ayağına taş değmesin” sözüyle sömürgeci savaş cazgırlığı yaptı. 

Erdoğan kitle örgütleri yöneticilerini zindana atarken burjuva muhalefet, uzlaşarak onu cesaretlendirdi. Demokrat akademisyenleri tasfiye ederken ses çıkarmadı. 

İmralı ve F tipi zindanlarda tecriti koyulaştırırken  ve pek çok devrimciyi zindanda öldürürken burjuva muhalefet sessiz kalarak onay verdi. 

Erdoğan grevleri yasaklarken Mi liderleri işçinin grev hakkını bile savunmadılar. 

Erdoğan kendilerini fiziki saldırıyla tehdit edince ve “bu daha ne ki” sözüyle korku salınca Mİ liderleri düşük seviyede itirazdan başka bir şey yapmadılar. Kılıçdaroğlu’na Çubuk saldırısını dokunulmazlığın kaldırılması brifingi/emri vermiş olan veren Akar ile Soylu yönetiminde gerçekleştirdi. Mİ liderleri basit sözlerden başka bir şey yapmadı. 

Sürekli vurgulamak gerekir ki, Erdoğan Kürt Özgürlük Hareketi ve yanı sıra devrimci hareketi, saldırılarıyla bitirebilseydi, sadece İstanbul belediyesini gaspla kalmayacak Mİ partilerini de kapatacaktı. 

Son olarak Erdoğan Rojava’ya savaşı genişletme kararını ilan ederken bahane olarak İstiklal caddesi katliamını düzenledi. Mİ liderleri ne provakatif katliamı teşhir ettiler ne de “Suriye rejimiyle anlaşarak yap” demekten başka bir şey yaptılar. Bu oyuna suç ortağı oldular.

Sömürgeci savaşı yoğunlaştırarak Mİ liderlerini arkasına dizme, HDP’yi kapatarak, sosyal medya sansür yasasıyla susturarak, hile yaparak seçim oyunu oynama Erdoğan’ın taktiği. 

Bunun karşısında diktatöre saygınlık halesi vererek ve saldırılarıyla uzlaşarak, burjuva muhalefet “faşizmden seçimle kurtulma” hayalini halka pompalıyor. Halk kitlelerinin mücadele sahnesine girmesini engelliyor. 

Erdoğan kendilerine de saldırmasına rağmen Mİ liderleri burjuvazinin ortak sınıf çıkarı nedeniyle “siyasi kriz derinleşmesin” amacını güdüyor. Bu kaygı nedeniyle diktatörle işbirliği ve uzlaşma yolunu tercih ediyorlar. 

Faşizm anacak işçi sınıfı ve halkların burjuva muhalefetten bağımsız halkçı ve sosyalist mücadelesi yükseltilerek, kitleler mücadele alanlarına ve saflarına, hakları için, özgürlük için, toplumsal talepler için seferber edilerek yenilgiye uğratılabilir. 

Bu yol parlamenter rejim restorasyonu değil, faşizmi yıkarak halk demokrasisi kurma yolu, kararlılıkla yürünmesi gereken yoldur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.