Yalancı kardeşlik 

Ahmet TURHALLI yazdı —

  • Türk Müslüman kardeşin her şeyi var. Devleti, okulları, ekonomisi, bayrağı, askeri, siyasetçisi var, diğer kardeşin her şeyi yasak. Münafık Türk kardeşe her şey helal ve hak ama Müslüman Kürt kardeşe her şey haram ve yasak. 

“Biz kardeşiz” sözcüğünü ekseriyetle Türk devlet yöneticileri ve onlara yardakçılık yapan işbirlikçi hainler dile getiriyor. Her kavramın ve sözcüğün içeriğini boşalttıkları gibi, bu kutsal kavramın da içeriğini boşalttılar, anlamsızlaştırdılar hatta nefret ettirir hale getirdiler. 

Kendi iktidarlarını sürdürebilmek uğruna, Kürt milletini boyunduruk altında tutabilmek için her kutsalı tükettiler. Kürt’ün ve kendi boyundurukları altında bulundurdukları toplumların gözleri açılmasın, hakikati görmesinler diye, bütün kutsal inançları, beşeri ideolojileri, bilimi, diplomasiyi, teknolojiyi ve maddi imkanları ahlaksızca kullandılar/kullanmaktalar. 

Bizleri inançsal, kültürel, dilsel ve biyolojik olarak katledenlerin ve katletmeye çalışanların, hemen hepsinin ilk sözcükleri “Bizler din kardeşiyiz, etle tırnağız” olmakta. Biz kardeşiz; dış güçler bizim kardeşliğimizi bozmak için bu sorunları çıkarıyor! 

Eskiden Türkiye’de kendilerine sol, sosyalist diyenler ise “Biz yoldaşız, hep beraber devrim yapacağız, enternasyonalizmi getireceğiz, boş verin bu hak aramayı, biz dünyayı kurtaracağız, dünya bizim olacak, adalet gelecek ve dünyada yaşayan bütün insanlar kardeş olacak, yoldaşlar” diyorlardı. Birde gerile gerile “yoldaş” diyenler, bıyıklarını ağızlarına çekerek konuşma yapanlar, yeşil askeri parkalar giyerek Marks ve Lenin’den teorileri ezbere okuyarak Kürt’ü susturmaya ve kafasını karıştırmaktaydılar. 

Kürt ulusal mücadelesi ve onun Önderi kendi milletlerinin hak ve hukuklarından söz ettiklerinde ise; devrim ve sosyalizm karşıtı olarak gösteriliyor ve kendilerine sosyalistim diyenler tarafından linç ediliyorlardı. Kürt hareketi on binlerce şehit vererek bu hakikati ortaya çıkardılar. Devlet zihniyetli Türk ırkçıları şeklen sol görünseler de, iktidarların birer kirli parçalarıydılar. 

Kürt ulusal mücadelesi geliştikçe, kendilerine sosyalistim diyen devletler, kişiler ve örgütler de ifşa oldular. Başka bir hakikat daha mücadele ile ortaya çıkarıldı: Gerçek yoldaşlar olarak meydana çıkan Hakki Karaer, Kemal Pirler de yoldaşlık kavramının ruhunu oluşturdular. Mücadele sahtekar yoldaşlarla, dürüst yoldaşlar arasına düşünce ve pratik manada kalın bir çizgi çekmiş oldu. Sahtekar yoldaşlar çürüdü, yok oldu, dürüst yoldaşlar kadim Kürdistan milletine ve coğrafyasına ruh vererek insanlık vicdanında taht kurdular.

Türkiye diye isimlendirilen coğrafyada, Türk İslam sentezinin bütün renkleri ile muktedirliğinden sonra, kardeşlik ya da din kardeşliği tavan yapmış durumda. İslam da kardeşlik kavramı kutsal bir kavram olarak geçmekte. Hem Kur’an ayetlerinde hem de peygamber yaşamında bu kardeşliğin ölçüleri, gerekleri ve sorumlulukları yazılmış, Peygamber ve ilk Müslümanlar bunu hayatlarında uygulamışlardı. 

Erdoğan, Soylu ve Hulusi Akar, Tarikatçılar, Diyanet ve bu sistemden nemalanan herkes din kardeşliğini sürekli bir şekilde dillendirmekte.

“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurat 10)

“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor durumda yüzüstü bırakmaz…”
(Tirmizî, Birr, 18)

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez.2 (Müslim, “Birr” 58; Tirmizî, “Hudud” 3)

“Sizden biriniz kendisi için istediğini mü’min kardeşi için de istemedikçe gerçek mü’min olamaz.” (Tirmizî, “Sıfatü’l-Kıyâme” 59)

İslamın zihinsel ve yazımsal kardeşlik prensipleri bunlardır. Uygulama için ise köle olarak bilinen Siyahi Bilali, Süheyli Rumi ve Selmani Farisi örnekleri vardır. Bu köleler İslamla tanıştıktan sonra özgürlüklerini kazanmışlar ve Peygambere en yakın kardeşler olmuşlardır. Siyahi Bilali Habeşi, köle ve siyahi ayrımcılığın yapılmadığı, kardeşliğin huzurunu İslam’da ve Müslümanlar arasında yaşamıştır. Mekke müşriklerinin Bilali’yi Kabe’ye yaklaştırması yasak iken, dini kardeşlik kavramını yaşatan peygamber ve Müslim kardeşleri, köle olan Bilali’yi Kabe’nin üzerine çıkartarak ezan okutmuşlardır.

Bizlere “Müslüman kardeşilerimiz” diye seslenen, Münafık Abdullah İbni Selüller. “Bizler etle tırnak gibiyiz” diyen iki yüzlüler, sizlerin kardeşlik sözcükleri bir aldatmadan ibarettir. Kardeşlik sözcüğünüz bizi özgürleştirip iman sahibi yapmaya yönelik değil, aldatıp köleleştirmeye yönelik tuzaktır.

Kardeş kardeşin dilini yasaklar mı? Kardeş kardeşini katleder mi? Kardeş kardeşin namusuna el uzatır mı? Kardeş kardeşin malını talan eder mi? Kardeş kardeşin topraklarını işgal eder mi? Kardeş kardeşinin çocuklarını asimile eder mi?

Kardeş kardeşe işkence yaparak, zindanlara tıkar mı? Kardeş kardeşin haklarına kavuşmasın diye şeytanla işbirliği yapar mı?

Kardeş ABD, Rusya, Çin, Avrupa ve İsrail ile işbirliği yaparak Müslüman kardeşim dediğinin dağlarını, bombalar, ormanlarını yakar ve coğrafyasını talan eder mi? 

Türk Müslüman kardeşin her şeyi var. Devleti, okulları, ekonomisi, bayrağı, askeri, siyasetçisi var, diğer kardeşin her şeyi yasak. Münafık Türk kardeşe her şey helal ve hak ama Müslüman Kürt kardeşe her şey haram ve yasak. 

Bunun yanında saf tutan menfaatçi Kürt’e sorarsan o da kardeş ve hiç bir şeye ihtiyacı yok. Nasıl olsa biz din kardeşiyiz, o sahip ben köle, o ağa ben hizmetkar, o sultan ben teba. Hani bizler din kardeşiydik. Müslüman kişi güvendiği kişinin kardeşidir, kandırmaya çalışanın kardeşi değildir. İslam kardeşliği bir bedenin azası gibi olmak demektir. 

Hadis ne diyordu: “Kendi nefsiniz için istediklerinizi, kardeşiniz için istemediğiniz müddetçe iman etmiş olamazsınız.” Bizlerle kardeşlik yapanlar ne zaman bizi kendilerine tercih ederlerse, bizimle kardeş olabilirler. Bizlere bunları reva görenler kardeşlerimiz olmamalılar/olamazlar. Mümin feraset sahibidir, aldatmaz ve aldanmaz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.