Ekonomisiz kılınmışlığın çığlığı

Zozan SİMA yazdı —

  • Her yıl Kürdistan’dan çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu onbinlerce kişi bahçe ve tarlalarda karın tokluğuna çalışmak için Batı illerine gidiyor. Ekonomik terör devletin Kürt kırımını sürdürme yöntemlerinden.

Sömürge halkların konumu çoğunlukla kadınlara benzetilir. İlk sömürge kadın üzerinde denenip sonuç almış yöntemlerin tarih boyunca halklara, ezilen kesimlere uygulandığına tanık oluruz. İnsanın beslenme olanaklarını oluşturma amaçlı toplumsal faaliyeti olarak tanımlanabilecek ekonomi bir kadın alanı, kadın mesleğiydi. Kendi bedeninde oluşan sütle çocuğu, avcılık ya da toplayıcılıkla elde edilen besini öğüterek, saklayarak dönüştürerek klanın ve ailenin geçimini sağlamak, tarım devriminin başat gücü olarak, hayvanların evcilleştirilmesini sağlayarak, ilk zanaatlar olan çömlekçilik, dokuma ve daha bir çok mesleğin kurucusu kadınlar ekonomik faaliyetin başat gücüydü.

Dünyanın en yoksullarını kadınların oluşturması, emeklerinin görünmez ve değersiz kılınmasına rağmen gerçek ekonomik faaliyet olan geçimlik faaliyetler hala büyük oranda kadınlar tarafından yürütülüyor. Kadının emeği, bedeni üzerindeki en acımasız sömürgecilik onun ekonomisiz bırakılmasıyla gerçekleşti. Emek teorilerinde yeri ve karşılığı olmayan bıktırıcı ev işleri ve çocuk yetiştirme ile sınırlanması kadının ekonomi alanın dışına atılmasını sağladı. Erkeğe muhtaç biçimde yetiştirilmek ve sınırlamalar, yasaklarla bunu garantiye alacak temelde okumasını, meslek edinmesini engellemek, miras hakkından yoksun bırakmak, mülk edinmesine izin vermemekle kadınların statüsü garantiye alınmış oldu.

Ekonomik özgürlüğü kadın özgürlüğünün temeli gören mücadele perspektifinin gerisinde bu gerçeklik yatmaktaydı. Her ne kadar ekonomik özgürlük tek başına kadın özgürlüğü anlamına gelmese de yaşamak, geçinmek için bir erkeğin her türlü hakaretine, saldırısına, tecavüzüne katlanmaya yol açan şey ekonomik özgürlüğünün olmamasıydı. Eğitim ve çalışma hakkı elde etmek, mirastan pay almak, koca ve baba onayı olmadan mülk edinmek, eşit iş için eşit ücret talebi, çalışma koşullarının düzeltilmesi için ya da mobing olarak adlandırılan işyerinde taciz ve tecavüze karşı sürekli biçimde mücadele yürüterek bazı kazanımlar elde edilse de ekonomisiz kılınmış kadın gerçeği aşılabilmiş değildir. Hatta neoliberal sistem bu mücadeleleri kadınların istihdam edilmesi adı altında emeğin sömürüsünde istismar etmekten de geri durmadı. Evden çıkıp piyasaya açılmak bir erkeğe muhtaç olmamayı sağlasa da kimi zaman çifte sömürüye yol açtı.

Bir devlet uygulaması, sömürgecilik yöntemi olan ekonomik sömürgecilik kadının ekonomisiz bırakılmasının yöntemlerinin halklara, ezilenlere uygulanma biçimidir. İnsanların işsizlik ve açlıkla teslim alınmasını, karın tokluğuna en ağır koşullarda çalışmalarını, işini ve ekmeğini kaybetmemek için boyun eğdirilmesini sağlayan korkunç bir devlet yöntemi kadının ekonomisiz bırakılmasına benzer toplumların ekonomisiz bırakılmasıdır. Önce bölgenin tüm kaynakları talan edilip, verimli toprakları baraj suları altında bırakılıp, işbirlikçi kesimlere peşkeş çekilerek insanların temel geçim kaynakları talan edilir. Ardından işsizlik, açlık ve yoksullukla toplumu teslim alınır.

Kürdistan’da Türk devleti bunu bir soykırım, kadın kırımı, emek sömürüsü yöntemi olarak uygulamaktadır. Kendilerine yapılan hakareti kabul etmeyen Mardinli tarım işçilerinin uğradığı saldırı ırkçılığın, kadına yönelik şiddetin ve emek sömürüsünün boyutlarını açığa vuran karakterdeydi. Her yıl Kürdistan’dan çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu onbinlerce kişi bahçe ve tarlalarda karın tokluğuna çalışmak için Batı illerine gidiyor. Bunların büyük bölümü de köyleri yakılmış, korucu, ihanetçi olmayı kabul etmeyen yurtsever ailelerden oluşuyor. Devlet bölgenin ekonomik kaynakları üzerinde yürüttüğü ekonomik terör ve talanla esasta işsizlik ve yoksulluğu derinleştirip insanları muhtaç hale getirerek ya göç etmelerine yada en kötü işlerde çalışmalarını garanti altına almış olmaktadır. Ekonomik terör devletin Kürt kırımını sürdürme yöntemlerinden.

Rebêr Apo mevsimlik işçi olan Kürt kadınlarının dolduruldukları kamyon ve traktör kasalarında can vermeleri olaylarına dair öfkesi biraz da toplum olarak uğradığımız ekonomik sömürgeciliğin farkında olmayışımıza dönüktür. Bu kırıma karşı savunma yöntemlerini geliştirebilmeliyiz. Kooperatiflerle, komünal yaşam ve dayanışma ile oluşturulmuş iş imkanları ile hiçbir ailenin, kadının emek sömürüsüne, hakarete ve linçe uğramasına izin vermemeliyiz. Toplumumuzu bu konuda bilinçlendirip alternatifler oluşturmalıyız. Şilan’ın çığlıkları halkımızın ekonomisiz kılınarak uğradığı ekonomik kırımın feryadları ve buna karşı özsavunma oluşturmaya çağrıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.