Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yolu açık

Demir ÇELİK yazdı —

  • Emek ve Özgürlük İttifakı, devlete karşı toplumu ve özgürlüklerini koruma misyonu ile hareket etmeli, sistem içi çözümü esas alan partilerin stratejisi yerine, devlet ve iktidar dışı toplumun öz gücünü esas almalıdır.

Türk devleti ve onun elit siyaset yürütücüleri, ulus- devletin ikinci yüzyılında da Kürt, Kurdistan ve demokrasi karşıtı stratejisinde ısrarcıdırlar. Gerek AKP’nin 'Türkiye Yüzyılı' deklarasyonunda, gerekse CHP’nin 'İkinci Yüzyıl Çağrı Beyannamesi’ nde bu karşıtlığı görmek mümkündür. Kürtler, Aleviler, kadınlar ve demokrasi güçleri karşısında yeniden dizayn edilen devleti ve onun ala çıkarlarını esas alan bu siyasi partilerin ve onlardan oluşan ittifak güçlerinin ulus- devletin neden olduğu sorunları çözme iradesi ve anlayışında olmadıklarını iyi bilmek durumundayız. Aralarındaki nüans farkına rağmen hepsi, devletin çöktürme planı ile Kürt siyasal hareketini ezme, demokratik siyaseti tasfiye etmek istiyorlar. Devletin askeri, siyasi, diplomatik, kültürel topyekûn saldırısına, toplumsal, siyasal, kültürel ve ekolojik kırıma itiraz etmek, barışı ve ortak yaşamı savunmak yerine savaşı ve savaşçıl politikaları savunuyorlar. 

Millet İttifakı’ nın 30 Ocak’ta kamuoyuna deklere ettiği 240 sayfalık mutabakat metninde çözüm yerine iktidarın kötülüklerine bolca vurgu var. Bugün yaşanan toplumsal kırım ve yıkımın, yoksulluk, açlık ve sefaletin temel nedeni devletin yüzyıldır halklara ve inançlara karşı yürüttüğü savaştır. Önceki yılları bir yana bırakacak olsak bile 1984’ ten bu yana devletin Kürtlere karşı sürdürmekte olduğu savaşın maliyeti 3 trilyon doları çoktan aşmıştır. Katar ve Suudi krallarından 5-10 milyar dolar arayışının çaresizliğine düşmek yerine oluk oluk milyar dolarları akıttıkları savaşı sonlandırmanın rasyonel tedbirlerine başvurmuş olsaydılar bunca yoksulluk, açlık ve sefalet yaşanmazdı. İktidarın eleştirilmesi ve alternatif çözüm perspektifini geliştirmek varken muhalefet olanların iktidarın inkârcı, katliamcı ve soykırımcı zihniyetinden farklı seçenekler geliştirememeleri Türkiye’nin temel problemidir. Türkiye aşırı merkeziyetçi üniter devlet yapısını aşmadan demokratik hukuk düzenine kavuşamaz.    

Kürt Siyasal Hareketi’nin kırk yıllık mücadelesinin ülkede ve tüm dünyada yarattığı meşruiyete rağmen Türkiye’ de hala hak ettiği itibarı görmemesi, milliyetçi ve ırkçı zihniyetin ötekileştirmesine maruz kalması temel problemdir. Bu problem giderilmeden Türkiye düze çıkamaz, demokratik ve hukuka dayalı bir sistem inşa edilemez. Halbuki onca mağduriyetine, toplumsal, siyasal ve kültürel kırıma ve geç modernitesine rağmen Kürtler ve Kürt siyasal hareketi demokratik ulus projesi ile Türkiye’ de ortak ve birlikte yaşam yolunda tüm topluma büyük fırsatlar sunuyor.

Siyasal boşluğun, yetmezliklerin, geri çekilme, büzüşme ve daralmanın yaşanmakta olduğu bu süreçte nitelikli, örgütlü ve kolektif hareket edebilme kapasitesi yüksek olan öncü güce çok büyük ihtiyaç vardır. Bu anlamda HDP ve Emek ve Özgürlük İttifakı bu süreçte etki- tepki ikileminden çıkmalı, demokratik halk iktidarının siyaset dilini geliştirmeli, halklarımızı inkârcı, katliamcı ve soykırımcı zihniyet sahiplerine muhtaç etmemelidir. Demokratik siyaset reaksiyoner değil, siyasal öncü olmanın siyaset tarzı ile hareket etmeli, toplumsal kesimlerin eşitliğine ve siyasal temsiliyetine dayalı toplumsallığı inşa etmek görevi ile bu sürece yaklaşmalıdır. Seçimi kurtuluş yolu olarak gösteren, ikbal ve iktidar vaadi ile hareket eden elit siyasetin yol açtığı kast ve hiyerarşiye karşı toplumun dikey olmayan yatay örgütlülüğü siyaseti ile döneme cevap olmalıdır. Türkiye’nin geniş coğrafyasının çoklu kimlik ve çoklu kültürlerini bir potada eritme ısrarının neden olduğu bu ağır siyasal ve sosyal travmanın çözüm yolu, özerk bölgesel yönetimlerdir. Geniş coğrafyayı, farklı halklar ve inançlardan 85 milyonu Ankara’ dan yönetme ısrarının neden olduğu bürokratik kastlaşma değişim ve dönüşüme kapalıdır ve statükocudur.

Bir yüzyılın kapanmakta, yeni yüzyılın konuşulmakta olduğu bu Anayasasızlık ve kriz halinin yaşandığı bu süreçte, demokratik siyasetin temsilcisi HDP ve Emek ve Özgürlük İttifakı daha nitelikli politik hattı örmeli, sonuç alıcı ve kazandıran eylemselliği üretmelidir. Faşist iktidar bloğunun Kurdistan’daki yayılmacı, işgalci politikasına, kadın kırımına, toplumsal, kültürel, ekolojik kırıma ve Kürt iradesini tanımayan Şark Islahat Planı’nın kayyum politikalarına karşı öncü politik duruşu ve devrimsel eylemsellik tarzını esas almalıyız.

Günün temel gündemi; tecriti kırmak, faşizmi yenilgiye uğratmak ve demokratik cumhuriyeti inşa etmektir.  Dolayısıyla en geniş ölçekte demokrasi cephesini örgütlemek en temel görev olmalıdır. Türkiye halkları ve ezilenleri adına hareket edenlerin siyasal demokrasiyi geliştirmeleri ve toplumsal kurtuluşta üçüncü yolun ne denli hayati bir konu olduğu konusunda milyonları ikna etmesi yapılması gerekendir. Bu temelde de faşizm ile sorun yaşayan emekçileri, Kürtleri, Alevileri, kadın hareketini, gençlik hareketini, ekoloji, inanç ve kimlik mücadelesi veren toplumsal kesimlerin birleşik mücadelesine ihtiyaç vardır.

İktidar ve elit siyasal parti ve ittifaklar seçimleri, inkârcı, katliamcı rejime meşruiyet kazandırmak ve yönetilenleri yönetilmeye ikna etmek için kullanmak istiyorlar. Anti demokratik Anayasa ve faşist seçim ve siyasi partiler yasasının yürürlükte olduğu, tek adam diktatörlüğü ve faşizmin olduğu bu koşullarda değişim ve dönüşüm ancak radikal demokrasi programı ile mümkün olabilir. Cumhur İttifak’ında kümelenmiş partilerin mevcut faşist rejimi sürdürme kararlığına karşı, Millet İttifakı’nın sistemi restore etme arayışı sadece ve sadece bize zaman kaybı, emek ve kaynak israfı anlamındadır. Türkiye’nin yaşamakta olduğu ekonomik ve siyasal krizin temel nedeni tekçi uluş devlet ve onun inkârcı, katliamcı zihniyetidir. Kürt sorunu eşit, adil ve kolektif haklar temelli çözümü geliştirilmediği sürece kriz ve kaos devam edecektir. Görünen odur ki, direniş odaklarının özgüce dayalı örgütlü mücadelesi olmaksızın Kürtler’in ve Aleviler’in eşit yurttaşlık temel taleplerinin karşılanması mümkün görünmüyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı bu mücadeleyi örgütleyecek radikal demokrasi programıyla ekonomik ve siyasal krizin neden olduğu ve halklarımızı açlık ve yoksulluğa mahkûm eden, siyasal, toplumsal yıkıma karşı tüm direniş odakları ile yan yana gelerek, eylem ve dayanışma içinde topluma öncülük yapmalıdır. Bugün için demokratik siyasetin doğru öncülükle inisiyatif geliştirmesine, örgütsel genişlemeye, politik eylemseliklerle toplumsal mücadele dinamikleri ile buluşmaya, ortaklaşmaya ve birlikte mücadeleye ekmek kadar, su kadar ihtiyaç vardır.

Sistemin siyasal partileri; kitleleri devletçi sisteme razı olmaya, yığın olarak gördükleri toplumsal kesimleri yönetilmeye ikna etmek için vardırlar. Emek ve Özgürlük İttifakı, devlete karşı toplumu ve özgürlüklerini koruma misyonu ile hareket etmeli, sistem içi çözümü esas alan partilerin stratejisi yerine, devlet ve iktidar dışı toplumun öz gücünü esas almalıdır. Çünkü yaşanan sorunların nedeni ve kaynağı devlet ve iktidarcı zihniyettir. Çözüm; iktidara eklemlenmekle, ona yedeklenmekle değil, her tür iktidarı ve hiyerarşiyi red eden, insan toplumsallığının dikey olmayan yatay örgütlülüğü ile mümkün olabilir.

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.