Enerji savaşları 

Cafer TAR yazdı —

  • Rusya ve Batı ülkeleri arasındaki güç mücadelesi ve enerji savaşları kısa vadede şiddetlenerek artacak gibi duruyor. Bir kez daha filler tepişecek otlar ezilecek; önümüzdeki dönemde üretim ve yatırım yapacak herkes daha fazla düşünerek davranmalı.

Rusya’nın en önemli markası ve enerji şirketi olan Gazprom Almanya’ya gaz taşıyan Kuzey Akım 1 hattının St Petersburg yakınlarındaki bir kompresör istasyonunda tespit edilen sızıntı nedeniyle belirsiz bir süre için kapalı kalacağını duyurdu.   
 
Ancak hemen sonra açıklama yapan Almanya’nın enerji piyasasını belirleyen Federal Ağ Ajansı (Bundesnetzagentur) Başkanı Klaus Müller Gazprom’un kararını teknik açıdan anlaşılmaz bulduğunu ifade etti. Müller doğalgaz sevkiyatının Moskova tarafından Avrupa’ya yönelik bir tehdit aracı olarak kullanıldığını söylemektedir.     
 
Federal Ağ Ajansı Başkanı Müller, “şu an doğalgaz depolarının doluluk oranının yaklaşık olarak yüzde 85 olduğunu, bu noktada olası kesintilere hazırlıklı olduklarını söylemiştir.” Fakat bunların hepsi geçici çözümlerdir ve AB’nin enerjide dışa bağımlılığını ortadan kaldırmaz.   
 
İsterseniz gelin AB’nin enerjide dışa bağımlılığına biraz daha yakından bakalım.  
“Enerjide dışa bağımlılık Avrupa Birliği’nin temel problemlerinden bir tanesi; hatta biraz abartarak ifade edersek en önemlisidir!” dersek sanırım çok abartmış olmayız. Bu konu çok uzun bir süredir AB içerisinde huzursuzluğa; hatta kimi zaman AB ülkelerinin birbirleri ile ilişkilerinin bozulmasına neden olmaktadır.  
 
Birçok ülke AB kurumlarının arkasından dolanarak enerji problemlerini kendi başlarına çözmeye çalışıyorlar; bu da söz konusu ülkelerle AB kurumlarının ve diğer AB ülkelerinin ilişkilerinin bozulmasına neden oluyor.  
 
Biraz daha geniş bir açıdan bakarsak AB’nin enerjide dışa bağımlılığı sadece AB’nin problemi de değil; küresel bir problemdir.   
 
Şöyle ki; eğer AB alternatif enerji kaynakları üretemez, ya da enerji arzını veya başka bir değişle enerji alacağı adresleri çoğaltamazsa önemli ölçüde Rusya’ya olan bağımlılığı artacaktır.  
 
Bu da bir süre sonra sadece AB’nin problemi olmaz; aynı zamanda Rusya ve Çin ile küresel bir rekabet içerisinde olan ABD’nin de problemi haline gelir.   
 
İşte tam da bu nedenden dolayı hem ABD hem de AB el birliği ile AB’nin enerji problemlerini çözmeye çalışıyorlar. Suriye iç savaşından, Kafkaslar’da yaşanan gerilimlere oradan Ukrayna’ya uzanan çatışmalarının en önemli nedenlerinden birinin genel olarak enerji, biraz daha daraltırsak “AB’nin enerjide dışa bağımlılığıdır!” dersek sanırım buna çok itiraz gelmez.  
AB gibi dünyanın gelişmiş ülkeleri enerjiye sadece gereksinim duymazlar; onlar aynı zamanda yüksek derecede enerji bağımlısıdırlar. Bu toplumlarda enerji olmadan ne üretim ne de tüketim olur.   
 
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi Rusya’dan birçok noktada daha ileride olan ülkelerdir. Birçok alanda Rusya’dan daha ileri teknolojiler kullanan bir ekonomiye ve eğitimli bir nüfusa sahiptirler.   
 
Fakat bu onların enerjide Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaz. Burada söz konusu olan enerjinin tek başına kendi değeri değildir. Enerjinin üretim ve tüketim süreçlerinde oynadığı roldür.   
 
Fiyatından bağımsız enerji olmazsa bu ülkelerde hiçbir şey olmaz; hayat durur. İşte bu nedenle Rusya kolaylıkla AB ülkelerini petrol ve gazla tehdit etmektedir. Bu öyle boş bir tehdit de değildir.  
 
Olası bir enerji krizi sadece AB ülkelerinin ekonomilerini değil; aynı zamanda iç istikrarlarını da tehdit eder; birçok ülkede siyasal istikrarsızlıklar baş gösterir.   
 
Konuyu çok yakından takip edemeyen arkadaşlarımız “AB ve ABD’nin yaptırımlarının neden Rusya’yı çok etkilemediğini” soruyorlar. Bunun nedeni çok basit AB ülkeleri Rusya’ya yaptırımlar konusunda çok ileri gidemiyorlar.   
 
Bu konuda İngiltere çok istekli o da enerji konusunda Rusya’ya neredeyse hiç bağımlılığı olmayan bir konumdadır.   
 
AB ülkeleri yaptırımlar konusunda çok ileri giderlerse, Rusya’nın da kendilerine enerji arzı konusunda aynı sertlikte karşılık vereceğini biliyorlar. Dolayısıyla her iki taraf da pozisyonunu uzun vadeye göre ayarlamaya çalışıyor.   
 
Rusya ve Batı ülkeleri arasındaki güç mücadelesi ve enerji savaşları kısa vadede şiddetlenerek artacak gibi duruyor. Bir kez daha filler tepişecek otlar ezilecek; önümüzdeki dönemde üretim ve yatırım yapacak herkes daha fazla düşünerek davranmalı.  
 
Hepimizin ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gereken bir döneme giriyoruz; daha dikkatli üretmekte ve tüketmekte fayda var!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.