İsrail’i boykot yalanı

Cafer TAR yazdı —

  • Türkiye’den İsrail’e her yıl yaklaşık olarak 1,5 milyar dolarlık çelik ihraç ediliyor. Türkiye’den giden çeliğin özellikle İsrail askeri kompleksi tarafından silaha dönüştürüldüğünü herkes biliyor. Bu silahı da İsrail Gazze’de kullanıyor.

Türkiye’de siyaset de bir tür gösteri sektörüne (Show Business) dönüştü. İnsanların en kıymetli değerleri/duyguları siyaset sektörü tarafından pervasızca suistimal ediliyor. Bütün burjuva siyaseti gerçeği gizleme ve gösteri yapma faaliyetine dönüşmüş durumda.

Türkiye 2024 yılına Bilal Erdoğan’ın başrolde sahne aldığı Gazze mitingi ile girdi. Mitinge Erdoğan ailesi başta olmak üzere iktidara yakın bütün çevreler katıldılar. Miting aracının üzerinde önünde prompterla konuşurken babasını taklit etmeye çalışan Bilal Erdoğan bir kez daha İsrail’le ticareti boykot çağrısı yaptı ve “Elimizden geleni yapacağız ki bu sermaye sahipleri ayağını denk alsınlar!” dedi.

Aklını iktidara rehin vermiş on binlerce insan öylece Bilal Erdoğan’ı dinlediler ve birçoğu mest olmuş olarak evlerine gitti. Öyle ya, yüzbinler sokağa çıkmış, Bilal Erdoğan önderliğinde hem kendilerini yoksullaştıran sermayeye hem de Filistinlilere zulmeden İsrail’e öfkelerini haykırmışlardı.

Bu çok tipik bir Erdoğan ve AKP klasiği oldu; iç kamuoyunu bağıra çağıra bir pozisyona getir; sonra uluslararası muhataplarınla tam tersini yap. Erdoğan’ın geçmişinde bunun sayısız örnekleri var. Amerikalı Rahip Andrew Craig Brunson ve Deniz Yücel olayları, yine Norveç ve İsveç’in NATO’ya alınması konusunda Erdoğan’ın iç kamuoyuna yüksek perdeden atıp tutmaları ve ilk NATO toplantısında her iki ülkenin de katılımını kabul edip dönmesi kamuoyunca en çok bilinen örnekler olmaktadır.

Bu sahte hamasetin en çirkinini aslında yakın zamanda başlayan Hamas/İsrail savaşında yaşıyoruz. Erdoğan ve ailesi başta olmak üzere bütün AKP’liler kanal kanal, toplantı toplantı gezip Gazze’de yaşamını yitiren çocuklar için salya sümük ağlıyor, kamuoyunu manipüle edecek Starbacks, Mc Donalds gibi alakasız, savunmasız yerlere saldırıları teşvik ediyorlar; fakat Erdoğan’ın başında olduğu TC devleti bütün zorlamalara rağmen İsrail’e karşı bir türlü resmi olarak harekete geçmiyor.

Çünkü İsrail’le ticaretten en fazla nemalananlar başta Erdoğan ailesi olmak üzere AKP etrafında bir araya gelmiş sermaye sahipleridir.

Her ağzını açtığında İsrail aleyhine konuşan Erdoğan iktidarı boyunca İsrail’le Türkiye arasındaki ticaret 6 misli büyümüş. Erdoğan iktidara geldiğinde iki ülke arasında 1.41 milyar dolar olan ticaret hacmi son yirmi yılda 9 milyar dolara yaklaşmış.

Üstelik ikili ticari ilişkilerde denge sanılanın aksine İsrail’in değil, Türkiye’nin lehine değişmiş. Türkiye’nin yıllık ihracatı 6,5 milyar dolar iken İsrail’den ithalatı 2,4 milyar olarak kalmış. Yine Türkiye İsrail’e en fazla çelik ihraç eden ülkelerin başında geliyor.

Türkiye’den İsrail’e her yıl yaklaşık olarak 1,5 milyar dolarlık çelik ihraç ediliyor; her ne kadar iktidar çevreleri bu çelik İsrail’de alt yapı yatırımlarında kullanılıyor dese de; gerçekte Türkiye’den giden çeliğin özellikle İsrail askeri kompleksi tarafından silaha dönüştürüldüğünü herkes biliyor; bu silahı da İsrail Gazze’de kullanıyor. Demek ki neymiş; İsrail Gazze’de kullandığı silahları Türkiye’den aldığı çelikle üretiyormuş.

Türkiye/İsrail ilişkilerini bilen birçok çevre yaşanan bu tiyatroya sadece gülüp geçiyor; hatta alay ediyorlar. Geçenlerde Türkiye’ye gelmesi beklenen İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ziyaretini tam da bu sebepten dolayı ertelemek zorunda kaldı.

Eğer bu ziyaret gerçekleşmiş olsaydı, her iki ülke İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü şiddete karşı ortak bir tutum açıklamak zorunda kalacaklardı. İran açısından bu noktada bir sorun yok, aslına bakarsanız Gazze’de Hamas’tan çok İran ve ona bağlı güçler savaşıyorlar. Fakat Erdoğan işin sadece gösteri kısmı ile ilgili, resmi olarak İsrail’e karşı bir tutum içerisine girmek istemiyor. Bundan dolayı Türk tarafı İran Cumhurbaşkanından ziyaretini ertelemesini istedi.

Bunun iki temel nedeni var; ilki bütün yüksek perdeden boykot çağrılarına rağmen İsrail/Türkiye arasındaki mevcut ticari ilişkilerin devam etmesi; çünkü bundan Türkiye’nin ve başta Erdoğan ailesi olmak üzere AKP sermayesinin büyük çıkarı var. Diğeri ise savaş sonrası için yapılan hesaplar.

Genel kanaat, Hamas bölgeden temizlendikten sonra Arap ve Batılı ülkelerin başlatacağı bağış kampanyası ile bölgede büyük bir inşaat faaliyetinin başlayacağı yönünde. Beklenti Gazze’nin yeniden inşası noktasında ortaya çıkacak sermeyenin 25 milyar doları aşacağı yönünde.

Erdoğan bir yandan kamuoyu önünde Netanyahu ve İsrail aleyhine konuşurken, resmi olarak hiçbir şey yapmayarak bu sürecin dışına düşmemeye çalışıyor. Çünkü biliyor ki bölgede gelecekte faaliyet yürütecek firmalar İsrail’in denetiminden geçerek bölgeye gidebilecekler.

Bu durumda İsrail’e karşı başlatılacak olası bir boykot hepsi de aslında Erdoğan’ın kontrolünde olan başta beşli çete olmak üzere bütün inşaat firmalarını sürecin dışına iter. İşte Erdoğan bu noktada Türkiye’de muhalefetin çapsızlığına ve Türkiye halkının aklını 22 yıldır rehin almış olmasına güveniyor; yoksa oğul Bilal utanmadan binlerce insanın gözünün içine bakarak kendileri el altından İsrail’le ticaret yaparken sıradan insanlardan İsrail menşeli ürünleri boykot etmelerini isteyemez; hatta utancından böyle bir mitingde boy gösteremezdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.