Faşist saldırganlığı püskürtme

• İşçiler ve tüm ezilenler, grev ve mücadelelerinde her zaman Şebnem hoca, TTB ve mühendis odalarını yanlarında gördüler. Şimdi Erdoğan’ın faşizmi güçlendirme saldırganlığına karşı işçiler ve ezilenler, demokratik güçler TTB ve başkanının yanında olmalı.

Erdoğan faşizmi kimyasal kullanarak savaş suçu işledi. Suçunu gizlemek için militarist ırkçı linç saldırısını yoğunlaştırıyor. 

Suç ortakları Bahçeli ve Perinçek yoğun saldırıya katılıyor. Burjuva muhalefet de linç saldırısına katılmaktan geri durmuyor. 

Lince karşı kararlı duruş ve mücadeleyle savaş suçluları yenilgiye uğratılabilir. 

ABD Vietnam’da kimyasal silah kullanınca ve sivilleri katlettiğinde, dünya çapında savaş karşıtı mücadele yükseltilerek Vietnam halkına güç verilebildi. May Lai köyü katliamına karşı halkların vicdanı ve savaş bombalarından kaçan küçük kız çocuğunun fotoğrafı dünya halklarını barış mücadelesine seferber edebildi. 

ABD dünya çapındaki savaş suçlarında püskürtülebildiyse ve Vietnam Sendromu’na itilebildiyse, bir boyutuyla savaş karşıtı mücadele sayesinde olabildi. 

ABD yeniden işgalleri başlatınca, barış mücadelesinin bu birikimi sayesinde Irak işgaline karşı on milyonlar dünya çapında ayağa kalkabildi. Emperyalizm yardakçısı kalemler bile “beşinci güç kitle mücadelesidir” sözünü söylemek zorunda kaldı. 

ABD ordusu kimyasal ve nükleer kullanır mı? Fransız ve Britanya orduları kimyasal kullanır ve sivilleri katleder mi? TSK kimyasal kullanır ve siviller katleder mi? Hitler’in polisi ve ordusu gaz odalarında insanları katletmedi mi? 

Burjuva ordular bu suç silahlarını kullandılar ve sivil halkı katlettiler. Ama faşist şef Erdoğan’dan Kemalistlere bütün şovenistler, diğerleri kimyasal kullanabilir, sivil öldürebilir ama TSK asla diyerek yalan bombardımanıyla savaş suçlarını aklamaya girişiyorlar. 

Oysa Dersim halkına karşı kimyasal gaz kullanıldığını eski dışişleri bakanı Çağlayangil ölmeden önceki röportajında açıklamıştı. 

Ordu son 30 yılda sivil Kürt köylüsüne karşı çok sayıda katliam yaptı. 

Erdoğan “çocuk da olsa kadın da olsa dinlemeyin” diyerek polise sivil katliam emri verdiği gibi, orduya da emrederek Roboski’de sınır ticareti yapan 34 Kürt genci ve çocuğunu hava bombardımanıyla katletti. 

Fetih savaşçılığıyla övünen Erdoğan, Rojava, Suriye ve Medya Savunma Alanları’nda işgalci savaş “zaferleri” içirerek Türk halkından destekle diktatörlüğünü sürdürmek istiyor. 

“Zaferler” tıkanınca gerillaya karşı kimyasal silah kullanmayı özellikle geçen yıldan bugüne bu nedenle yoğunlaştırdı. 

Erdoğan’ın baş suç ortağı Akar parlamentoda "sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır”(16.02.2021 gazete duvar) açıklamasıyla kimyasal kullandığını itiraf etmişti. 

Savaşta suç işleme keyfiliği yakın tarihte ancak halk mücadelelerinin sonucu kısmen sınırlanabildi. Kimyasal silah kullanılmasını yasaklayan BM’in 1925 Cenevre sözleşmesi bu sayede kabul edildi. Fakat savaş karşıtı mücadele tavsadığı zaman emperyalist ve burjuva ordular kimyasal ve nükleer silahları kullanıyorlar. 

Erdoğan’ın ordusu gerillaya karşı kimyasal kullanarak sonuç işlemeye, şovenist histeriyle kimyasal savaş suçunu gizlemeye çalışıyor. Hem suçlu hem de güçlü olmaya yeltenen Erdoğan’ın TTB konsey başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ve meslek kitle örgütlerine saldırısı, faşizmi yeniden güçlendirme hamlesi.

İnsan hakları savunuculuğunda tutarlılığıyla ve TTB’nin mücadele mirasını sürdüren boyun eğmezliğiyle Ş.Korur Fincancı’nın, faşizmin saldırganlığına yem edilmesine asla izin verilemez. TTB ve diğer demokratik meslek örgütlerinin gasp edilmesine karşı mücadelede yol ayrımı. 

İşçiler ve tüm ezilenler, grev ve mücadelelerinde her zaman Şebnem hoca, TTB ve mühendis odalarını yanlarında gördüler. Şimdi Erdoğan’ın faşizmi güçlendirme saldırganlığına karşı işçiler ve ezilenler, demokratik güçler TTB ve başkanının yanında olmalı. 

TTB ve demokratik meslek odalarıyla omuz omuza alanlara çıkmanın, Erdoğan’ın bu saldırısını ve kimyasal silah kullanmasını püskürtmenin, demokratik ve sosyalist mücadele saflarını güçlendirerek faşizmi yenilgiye götürmede ilerlemenin zamanı.