HDP’nin gücünden korkuyorlar!

Demir ÇELİK yazdı —

  • HDP, Anadolu ve Mezopotamya’yı halklar ve inançlar mezarlığına dönüştürenlere itiraz ettiği için hedeftedir. HDP, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü demokratik siyaseti ile faşizme karşı direnişte olduğu için kapatılsın isteniyor.

Devletin demokratik siyaseti tasfiye kararı olanca şiddetiyle devam ediyor. Başta HDP olmak üzere sendikalara, sivil toplum örgütlerine, aydın ve yazarlara, gazeteci ve siyasetçilere dönük siyasi soykırım operasyonları aralıksızca sürüyor. Her gün onlarca insanımız işkence ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ülkede Anayasasızlık, siyasetsizlik iklimi hakim. Siyasal ve toplumsal sorunlara çözüm geliştirenlere, adaletsizliklere, haksızlıklara ses çıkarıp itiraz edenlere olmadık mağduriyetler yaşatılıyor, yaşamları kendilerine zehir ediliyor. İşçiler sokaklarda eziliyor, kadınlar her yerde taciz ve tecavüze uğruyor, Kürtlerin üzerine bombalar yağıyor. Aydınlar, akademisyenler, siyasetçiler yerinden yurdundan edilip sürülüyor, açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm milyonlara açlıkla terbiye dayatılıyor. Milyonlarca işsiz genç yarınların umutsuzluğunda ya psikolojik sorunlar yaşıyor, ya da intihar etme durumundadır. Faşizmin mutlak iktidarının hüküm sürdüğü Türkiye’de çözüm iradesi gösteren HDP üzerinde ise siyasal, kültürel, polisiye, askeri ve yargısal kuşatma ve saldırı her geçen gün artarak devam ediyor.

HDP’yi ötekileştirme, itibarsızlaştırma, kriminalize etme ve en nihayetinde terörize ederek siyaset dışına itme arayışı sonuç vermediğinden, kapatma kararı derin mahfillerde tartışılıp karar altına alınmak isteniyor.

AKP-MHP-Ergenekon ittifakı, yüzyıllık ulus devletin temel stratejisi ile kurulmuş, bu stratejiye göre hareket etmektedir. Şimdiye dek kendi diktatöryal rejimlerine meşruiyet kazandırmak için HDP’yi kapatmak yerine, kolunu kanadını kırarak, işlevsiz bırakmanın siyasal soykırım operasyonlarını sürdürüyorlardı. Bugün ise Ergenekon sözcüsü Doğu Perinçek'in HDP'nin kapatılması sözüne başkaları da katılmış, sorunu başka bir evreye taşımak istiyorlar. MHP Genel Başkanı Bahçeli; “HDP kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır” demesi sonrasında yardımcısı Semih Yalçın; ”HDP itilaf edilmesi gereken bir haşere sürüsüdür” deme cüretinde bulunması niyetleri açığa vurmuştur. Daha sonra ATV, HDP amblemi üzerine bomba ve kurşunlar yerleştirerek ırkçı zihniyetin propagandistliğini yaptı. Bu söylemler devlet aklının, faşist diktatörlüğün mutlak iktidarını sürdürmek için HDP’yi kapatma, Kürtleri ve demokrasi güçlerini siyaset dışına çıkarma, seçeneksiz ve alternatifsiz bırakma niyetinde olduklarını göstermektedir. Onlar öyle düşüne dursun, bizler seçeneksiz ve alternatifsiz değiliz. Asla da olmayacağız. Dün olduğu gibi bugünde kendi küllerimizden doğmasını bilecek kadar örgütlü ve kararlıyız.

Yarın Maraş katliamının 42. yıldönümüdür. Gerek bu ırkçı söylemler, gerekse özelde Maraş katliamı devletin inkâr ve katliamcı zihniyetinin değişmediğini, değişmeyeceğini göstermektedir. Ulus devletin kuruluşu öncesinde başlayan halklar ve inançlar soykırımını kesintiye uğratmadan sürdürmek istiyorlar. Bu amaçla onlarca kez kalkıştıkları Kürt- Alevi soykırımını bir kez daha yaşatmak istiyorlar. Kürt, Ermeni, Süryani, Rum, Arap vb. halklarla Êzîdî ve Aleviler gibi farklı inanç sahipleri ulus devlet nezdinde, Türk’e hizmet etmeleri koşuluyla yaşama hakkına sahip, biyolojik varlık olarak görülmektedir. Egemenler bu kesimleri çağdaşlaşmamış, medeniyet dışı varlıklar olarak gördüklerinden dilsel, kimliksel, düşünsel ve inançsal haklara sahip değillerdir diyorlar. Bu haklarını her dile getirdiklerinde şaki, eşkıya, bölücü, hain ve terörist diyerek katletmişlerdir. Dünya âlemin Kürtleri, Alevileri ve Êzîdî Kürtleri tanıdığı, statü sahibi olmaları gerektiğini söylediği bugünlerde bile, altı milyon seçmeni haşere görüp katledilmesi gerektiğini söylemek, en basit tabiriyle faşizmdir, soykırımdır.

HDP, Anadolu ve Mezopotamya’yı halklar ve inançlar mezarlığına dönüştürenlere itiraz ettiği için hedeftedir. HDP, tekçi, ırkçı kaba ulus yerine demokratik ulus paradigması ile ülkeyi ve dünyayı halklar ve inançlar kardeşlik bahçesine dönüştürmek istediği için hedeftedir. HDP, doğadaki çeşitliliği, toplumun çoklu kimlik ve kültürünü esas alan demokratik ve özgür yaşamı savunduğu için kapatılmak isteniyor.

HDP, kutsal devlet zihniyetine itiraz eden, insan ve toplumsal kesimlerinin kendi özgünlükleri üzerinden kendilerini yönetmesinin demokratik siyasetini savunduğu için haşere görülmekte, düşman hukuk gereğince ortadan kaldırılmak istenmektedir. HDP, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü demokratik siyaseti ile faşizme karşı direnişte olduğu için kapatılsın isteniyor. HDP, adil, eşitlikçi ve özgür toplum umudunu yeşertip toplumsallaştırdığı için kapatılmak isteniyor. HDP, zalime karşı mazlumdan yana, savaşa karşı barıştan yana olduğu için kapatılmak isteniyor. Faşizmin kapatma gerekçeleri biz ezilenler, yoksullar, emekçiler, kadınlar, Kürtler, Aleviler ve demokrasi güçleri nezdinde yok hükmündedir.

HDP’yi düşman görenler; beyaz Kürtleri ikna etmek için Kürt kardeşlerim demekten de geride durmuyorlar. Kardeşlik hukuku, eşit haklar sahibi olmayı gerektirdiğini bildikleri halde bunu söylemeye devam ediyorlar. Kürt’ün dili, kimliği, kültürü yasakken, yaşama tutunmak için kendi ülkesinde kaçağa çıktı diyerek bombalarla katledilen 34 canın acısı tazeyken, failleri sırra kadem basmış iken hangi kardeşlik? Dersim soykırımında “mağaralara sığınan insanları fareleri zehirler gibi zehirledik” diyen ırkçı devlet sahipleri, bugün HDP’ye gönül veren milyonları haşere görmekte, itilaf edilmelidir demektedirler. Devletin ve iktidarın öteki olana bakışı hiç değişmemişken, ırkçı zihniyet sahiplerinin insafından medet ummak ölüme razı olma anlamınadır biz mazlumlar için…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.