Demokratik ortak yaşamın inşası

Demir ÇELİK yazdı —

  • Çünkü Alevi inancı, her türlü hiyerarşiye karşı ortak yaşamı savunmuş, bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir inançtır. Ortak yaşamdan anlaşılması gereken de bir yanıyla Demokratik Toplum, diğer yanıyla da Demokratik Entegrasyon’dur.

Günümüz dünyasında her sürekten Aleviler derin sosyal, kültürel, inançsal ve siyasal sorunlar yaşamaktadır. Bundan 60-70 yıl öncesine kadar kırsalda doğa ile iç içe olan Aleviler, bu sayede inançlarını güncelleyerek yaşamsal kılabiliyorlardı. Ancak kırdan kentlere ve Avrupa’ya olan yoğun göçler sonrasında bu olanaktan mahrum kalan Aleviler, her geçen gün otantik inanç değerlerine hızla yabancılaşmaktadır. Bununla birlikte aşiretler aşılınca, Ocaxlar yasaklanıp dağıtılınca yaşanan kriz çok daha ağır siyasal, kültürel ve inançsal travmalar Alevi toplumunu çepeçevre kuşatmış bulunuyor. Aşılan aşiret formuna, dağıtılan Ocax sistemine alternatif olarak geliştirilen cemevleri, dergâh- dernek, vakıf, federasyon ve konfederasyon gibi çoklu örgütlenmeler soruna çözüm olma yerine, yeni sorunlarla Alevileri karşı karşıya bırakmıştır.

Bu örgütlenme formlar Alevilerin kamusal alanda görünür kılmış olsa da inanç ve kültürel alan ulus- devletin değerleri, sembolleri ve ritüelleri ile kuşatılınca, tarihi hafıza hızla silikleşmeye, inancın belleği başkalaşıma uğramaya başladı. Alevi Ocax sistemine alternatif olsun diye harekete geçirilen bu örgütlenmelerde aşırı merkeziyetçilik ve alt- üst ilişkisi oluşmaya, gençlik ve kadın başta olmak üzere toplum dinamiklerinin söz, karar ve yetki sahibi olmamaları ve Yol önderi pîrlerin öncülüğü yerine seçilmişlerin mutlak inisiyatifi gelişmeye başlar. Bir lokma, bir hırka ile Yol’u sürdüren, Yol değerlerini toplumsallaştıran Analar ve Pîrler yerine, devreye giren seçilmişler, ikbal ve iktidar hesabı ile Yol’a yeni bir rol model oluşturmaya ve yeni amaçlar yüklemeye başladılar. Bunun sonucu olarak Alevilerin kurumsallığı, kamu ve siyasi partilerle ilişkileri, seçilmişlerin ikbal hesaplarına kurban edilir oldu.

Özellikle 12 Eylül askeri darbesiyle iktidara taşınan Siyasal İslam’ın kültürel soykırım müdahaleleri ile süregelen inanç kırımı, 2022’de kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı üzerinden örgütlü kültürel soykırıma dönüştürüldü. Dolayısıyla şu an çok daha büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır doğal ve demokratik inanç değerleri. Ulus- devlet bu örgütlü kurumsallığı ile çarpıtılmış tarih yazımı ve başkalaşıma uğratılmış değerlerle Alevileri hafızasızlaştırmaya ve belleksizleştirmeye çalışacaktır. Bu örgütlü kötülüğe karşı biz Alevilerin çare olmaya çalışmaları günün en önde gelen görevi olmaktadır.

Dünyada, Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri doğru analiz edebilir ve çıktılarını doğru okuyabilirsek, Aleviler olarak pekala bu süreci güçlü örgütlü mücadeleye dönüştürebilir ve nitelikli kazanımlarla, tarihi direnişçi çizgi olan kadim inancımızı toplumsallaştırabiliriz.

Tam da Demokratik Toplum ve Demokratik Entegrasyon’un konuşulduğu bu süreçte söz kurmayı, herkesten çok Alevilerin yapması gerekiyor. Çünkü; ‘Yol bir, sürek binbir’, ‘72 millete bir nazarda bakan’ ‚ El ele, el Hakk’a’ diyen Alevilerdir. Bu söylem, Alevi inancının ne denli devlet ve iktidar dışı olduğunu göstermektedir. Tarih boyunca zalime karşı mazlumun hak savunucusu, insanı ve cümle varlıkları eşit haklar sahibi gören, kadın-erkek eşitliğine dayalı toplumsallığı ve doğal-demokratik yaşamı esas alan, hak, adalet ve eşitlik mücadelesinde rızalığı ve razı olma düsturuyla hareket eden, paylaşma, dayanışma ve ortaklaşma kültürünün kendisi olan Alevi inanç mensupları, içinden geçmekte olduğumuz bu süreçte aktif rol almalı, özne olabilmelidirler.

Çünkü Alevi inancı, her türlü hiyerarşiye karşı ortak yaşamı savunmuş, bu uğurda büyük bedeller ödemiş bir inançtır. Ortak yaşamdan anlaşılması gereken de bir yanıyla Demokratik Toplum, diğer yanıyla da Demokratik Entegrasyon’dur zaten. Aleviler devletli sistemin yanı başında, herhangi bir iktidar gücüne öykünmeden, iktidarın kirleticiliğine bulaşmadan iktidar ve devlet dışı bu hakikatini, doğal ve demokratik sistemleri sayesinde yaşatmış ve bugünlere taşırmışlardır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.