Kadınlar 8 Mart’a hazır

Elif SONZAMANCI yazdı —

  • Kadınlar erkek egemenliğine karşı özgür bir yaşamı yaratmak için mücadelelerini bu 8 Mart’ta da büyütüyor, alanlara taşıyor…

 

Kadın mücadelesinin en büyük ürünlerinden biri 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü. Kapitalist düzenin kadını bir çiçeğe indirgemeye çalıştığı bugün bütünen mücadelenin eseri olarak doğdu.

Bu yıl 8 Mart’ı kadınlar pandeminin gölgesinde karşılıyor.

Pandemi sürecinde derinleşen krizin sonuçlarından yine en çok kadınlar etkilendi. Zira kriz dönemlerinde kadın ve erkekler arasındaki eşitsizlik katmerleşerek derinleşti.

Ev ve çalışma yaşamında kadın sömürüsünü ortadan kaldıran, erkekler ile eşit koşullarda çalışmalarını sağlayan düzenlemeler henüz bir bütünü ile organize edilmiş değil. Ücret dengesi, çalışma koşulları henüz kadınların lehine işlemiyor. En adil görünen ülkelerde de bu eşitliği görmek mümkün değil.

Kadınlar adil olmayan koşullarda erkek dünyada mücadele etmeye devam ediyor.

Mevcut edinilmiş haklar ise kadınların dişiyle tırnağıyla sürdürdüğü mücadelenin ürünü.

Toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinin getirilerini pandemi dönemi bir kez daha gözler önüne serdi. Zaten eşitsiz koşullarda çalışan kadınların iş yükü arttı.

Pandemi sürecinde kadın başarılarının erkeklerin bir adım gerisinde bırakılmaya çalışıldığı pratiklere de şahit olduk. Bunun en belirgin örneklerinden biri de korona aşısı buluşlarında yaşandı. Düşünsenize, korkunç bir süreçten geçiyoruz, bu süreci nasıl atlatılacağı yönünde efor sarfediliyor. İşte bu kaosun ortasında Özlem Türeci ve Uğur Şahin korona aşısını geliştirerek önemli bir başarıya imza attılar. Fakat işin tanıtım sürecinde acı gerçek bir kez daha suratımıza çarptı.

Biz Özlem Türeci’yi basından Şahin’in eşi sıfatıyla tanıdık. Hatta ilk zamanlarda ismini bile yazmaya tenezzül etmeyen basın kuruluşları vardı. Sonra eşi sıfatıyla adı geçti, tepkilerin ardından iki ismi şimdi yan yana görüyoruz. İşte bize bu manzaraları yaşatan temel etken toplumsal cinsiyet kodları ….

Kadını görmezlikten gelen, başarılarını birine dayandıran bu kodlar. En sol geçinen çevrelerde bile bu örnekler öyle seyrek seyretmez. Sizi mutlaka birinin eşi olarak görme çabası vardır. Kadın başarı skalasında yer almak için çok daha sert bir mücadele vermek zorundadır. Bu algı özellikle son yıllarda kadınların etkin mücadelesi sonucu yavaş yavaş kırılıyor.

Pandemi döneminde artış gösteren bir olgu da kadına yönelik şiddet oldu. Sık sık köşemizde işledik. Zira rakamlar ekstrem bir şekilde artış gösteriyor. Sık sık aktüel veriler paylaşılıyor.

Berlin Charite’de şiddet koruma kliniğinden açıklanan verilere göre, pandemi döneminde şiddet başvuraları arttı. Verilere göre 2020 yılında 1661 şiddet mağduru başvuru yaptı, bunlardan 900’ü kadın, 352 erkek, 405’i ise çocuk yaşta, 4 başvuru ise cinsiyet belirtmedi. Derideki kanamaların yanında boğazda meydana gelen darbelerde en sık karşılaşılan yaralanmalar.

Pandeminin yarattığı sosyal kaosun acısı yine kadından çıkarılıyor. Bu süreçte kadınlar evlerini terk edemiyor, yardım çağıramıyor, dolayısıyla seslerini duyuramıyor.

Bu kadar artan şiddete rağmen kadınlar çaresiz değil, kadın mücadelesi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Kadınlar biliyor ki; kadınlar özgürlükleştikçe toplum da özgürleşecek.

Almanya’da da kadınlar pandemi koşulları çerçevesinde alanlarda olacak.

Bu yıl Kürt kadınlarının mottosu ise‚ “Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadını ve Özgür Toplumu Savunuyoruz!”

Kadınlar erkek egemenliğine karşı özgür bir yaşamı yaratmak için mücadelelerini bu 8 Mart’ta da büyütüyor, alanlara taşıyor…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.