Kefen yok, tarlalar mezar

Toplu mezarlar / Adıyaman

Toplu mezarlar / Adıyaman

  • Merkezi yıkılan Adıyaman'ın ilçeleri de kötü durumda, köylere ulaşılamıyor. Kurtlar, enkazlara dadanıyor. Adıyaman bölgesinde insanlar kefen istiyor. Dini vecibeleri yerine getirilmeden, isimleri yazılmadan, elbiselerle veya battaniyelerle insanlar gömülüyor.

Depremin büyük bir yıkıma neden olduğu Semsûr'da (Adıyaman), 5 gündür gidilmeyen enkazlarda halk kendi imkanlarıyla arama kurtarma çalışması yürütüyor.

Depremin ağır tahribat yarattığı kentlerden Semsûr’un kırsal mahalle ve köylerinde halk, kendi imkanlarıyla yaralarını sarmaya çalışıyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıkta bulanan Balyan (Yaylakonak) Beldesi’nde 260 ev yıkıldı. Bin 700 nüfusa sahip beldede, iki merkez mahalle ile dört kırsal mahallede toplam 72 kişi yaşamını yitirdi. Kent merkezinde yaşamını yitirenlerle birlikte 102 cenaze, belde mezarlığına defnedildi. İlk günden bu yana ne Adıyaman Valiliği ne de AFAD’ın uğradığı beldenin Çatdere Mahallesi ise adeta kaderine terk edildi. Yolların bozulması ve kaya düşmesi gibi nedenlerle ulaşımın sağlanamadığı mahalleden, ilk gün bir cenaze ve bir yaralı helikopterle çıkarıldı. Depremin üzerinden 5 gün geçmesine rağmen mahalleye insani yardım dahi ulaştırılmadı.

Balyan Belde Belediyesi Başkanı Abuzer Aydın, belde merkezinde 280 evin bulunduğunu ve bunun 260’ının yıkıldığını söyledi. Geriye kalan 20 evin 10’unun hasarlı, diğer 10’unun da iyi durumda olmadığı için kimsenin giremediğini belirten Aydın, beldede 72 kişinin enkaz altında kalarak hayatını kaybettiğini vurguladı. Depremin yaşandığı gün misafir veya öğrenci olarak Semsûr merkezde bulunan 30 kişinin de hayatını kaybettiğini ifade eden Aydın, toplam 102 kişinin belde mezarlığına defnedildiğini kaydetti.  

5 gündür ulaşılmıyor

Beldedeki 6 mahallenin yanı sıra merkezdeki Merkez Mahallesi ve Karaçalı Mahallesi’nde büyük bir yıkım olduğunu söyleyen Aydın, özellikle kırsal Çatdere Mahallesi’ne hala ulaşamadıklarına dikkat çekti. Mahalle ile belde merkezi arasındaki bağlantı yolunun yıkıldığını ve şimdiye kadar mahalleye herhangi bir insani yardım ulaştıramadıklarını kaydeden Aydın, kırsal Çimenke ve İncekum mahallelerine önceki gün ulaşabildiklerini dile getirdi.

Valilik ve AFAD sormadı

Depremden sonra Semsûr’dan kimsenin yardımlarına gelmediğine dikkat çeken Aydın, “Depremin olduğu gün yardım için sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde 12 kişilik bir yardım ekibi geldi. Daha önce burada görev yapan bir askeri yetkili depremin yaşandığı gün ekibiyle buraya gelerek yardım etti fakat ne Valilikten ne AFAD'dan kimse buraya geldi. Buranın durumunun ne olduğunu dahi soran yok. Buraya birilerinin gelmesini bekliyoruz” dedi.

Kurtlar cenazelere geldi

Adıyaman’ın Çelikhan ilçesine bağlı Recep köyünde deprem ile birlikte heyelan da oluşmuş. Köyün büyük bir bölümü heyelan altında kalmış. Şimdiye kadar kış koşullarından dolayı yollar kapalı olduğu için köye ulaşılamamıştı. Kürdistan Komünist Partisi üyesi Kazım Tural, yolların açılmaya çalışıldığını, yardım istemek için köyden gelen iki kişiye dayanarak, şunları söyledi: "Çok sayıda ölü var ve halen birçok kişi enkaz altında. Kurtlar köye iniyor. İnsanlar, enkaz altındakileri çıkarmayı bırakıp ölüleri kurtlardan korumaya çalışıyor” dedi.

Bilgi de alınamıyor

Adıyaman'daki çalışmalara katılan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, dağ köylerini ulaşılamadığını teyit ederek, “Tahmin ettiğimizden çok fazla köye ulaşılamıyor. İnternet ya da telefon olmadığı için buralarda bilgi alamıyoruz. Ulaşılamayan köylerin listesini oluşturmaya çalışıyoruz. Kurtların köylere saldırdığı çok sayıda mesaj alıyoruz. Yollar kapalı olduğu için köylere gidemiyoruz” diye konuştu.

Devlet burada yok

Adıyaman’ın depremin en çok etkilediği illerden bir tanesi olduğunu söyleyen Beştaş, şöyle devam etti: “Şehir, şehir olmaktan çıkmış. Perşembe gecesi şehri dolaştık. Işıklar yok, ısınmak için gaz ve elektrik yok. İmkanları olanlar şehir dışına çıkmış. Geri kalanlar da Çınar Belediyesi tarafında kurulan aşevinin etrafında yerleşmiş durumda. Tam bir hayalet şehre dönüşmüş. Tam anlamıyla bir dram yaşanıyor. Çocuklar, yaşlılar ve hastalar soğukta meydanlarda kalıyor. Buna karşı Kürt illerinde ve gönüllerde çok büyük bir dayanışma var. Halk kendi dayanışmasıyla yaralarını sarmaya çalışıyor. Yetkililerin hiçbir tanesi ortada yok. Ankara’da sadece tehdit etmeyi biliyor. En çok ihtiyaç duyulan bir durumda devlet burada yok.

Kırsalla bağlantı yok

Özellikle kırsal kesimlerle bağlantılar kurulamıyor. Sürekli bize bu yönü başvurular geliyor. Bugün bakanlıklarla ve karayollarıyla iletişim kurduk. Kendilerine ‘Bugün burada olmayacaksanız ne zaman olacaksınız?’ dedik. Tek bildikleri OHAL ilan etmek ve parmak sallamak. Burada herkes acıları iliklerine kadar hissediyor. Kimi ailelerde 10 kişi, 7 kişi, 5 kişi hayatını kaybetmiş. Çok sayıda insan enkaz altında.

Kefen dahi yok

Düşünün, kefene bile ihtiyaç duyulan bir ortam var. İnsanlar bizden kefen istiyor. Bunu izah etmek, dile dökmek çok zor. Dini vecibeleri yerine getirilmeden, isimleri yazılmadan, elbiselerle veya battaniyelerle insanlar gömülüyor. Bu görüntüler insana, cenazeye, hiçbir şeye saygı içermiyor. Bu büyük bir saygısızlık ve insanlık dışı bir olay. Bir ülkede bir avuç insan şatafatlı ve zenginlik içerisinde yüzerken, bölgede yaşanan felakete karşı buraya gelemeyen bir iktidar gerçekliği var. Tek adam rejiminin getirdiği aşama bu korkunç tablo.

Yalan söylüyorlar

Köy yolları kapalı, köylerde ve merkezlerde cenazeler enkaz altında hala, bir arama kurtarma çalışması yoksa Ulaştırma Bakanlığı çıkıp 'yetişemedik, gücümüz yetmedi' desin biz de anlayalım. Vatandaş da anlasın. Bunu da söylemiyorlar. Her yere yetiştik diye yalan söylüyorlar. ‘Depremin ilk gününden itibaren her yerdeyiz, bütün ekiplerimiz çalışıyor’ diye halkı kandırmasınlar. Halkın yaşadığı trajediyi ve acıyı daha da arttırmasınlar. Ben güçlerinin yetmediğini düşünmüyorum. İsteseler bütün olanakları seferber edebilirler.

Neden gönüllüler engelleniyor!

Tabii ki doğa koşulları yaşanabilir. Geçen gün Malatya’dayken gittiğimiz yerde çığ düştü, yol kapandı. O yolu açmak için bir çaba olması gerekiyor. AFAD yetersiz kalıyorsa gönüllülerin önü neden açılmıyor? Gönüllü doktorların buraya gelmesine izin verilmiyor. Bölgeye gelen yardım TIR’ları engelleniyor. Kendileri yapmadıkları gibi yapmak isteyenler de engellemek halk düşmanlığından başka bir şey olarak görülemez. Özetlemek gerekirse, bazı konulara güç getiremiyorlarsa çıkıp açıklasınlar. Özür dilesinler.

Umutlar çok azaldı

Gerçekçi olmak gerekiyor, bilimsel olarak düşünüldüğünde bu hava koşullarında altıncı günden sonra umutlar çok azaldı. Tabii ki enkaz altındaki aileleri ve yakınları umutlarını hiçbir zaman kesmeyecek. Bizim yaklaşımımız çalışmaların devam etmesi yönünde. Ancak Adıyaman’da kaç saattir iyi haber alamıyoruz. Diğer depremlerde de bildiğimiz kadarıyla bu saatten sonra mucize gerekiyor." ADIYAMAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.