Ortadoğu cehenneminden çıkışın yegane yolu

İlham BAKIR yazdı —

  • Kürt halkının anasının ak sütü gibi kendisine hak olan eşitlik ve özgürlükten başka talebi yoktur. Kürt Halk Önderi’nin verdiği insan üstü çabaya saygı göstermez, çözüm üreten siyasetiyle buluşacak bir dil ve eylemin arayışına, bunun zihniyet değişimine girmezseniz kendi halkınıza da büyük bedel ödeteceğiniz çok aşikardır.

Bir devlet düzeni, bir devlet sistemi düşünün ki bir koca halka karşı düşmanlığı bir türlü bitmiyor. Bu halk ki savunmanda, kurtuluşunda, kuruluşunda seninle omuz omuza vermiş, seninle kader birliği yapmış, seninle ağlamış, seninle sevinmiş. Kurtuluş ve kuruluş gerçekleşince ne istemiş senden? Senin sahip olduğun hakların aynısını istemiş. Ne bir fazla ne bir eksik. Seninle ortak bir yurtta beraberce barış içinde kardeşçe ve de en önemlisi eşitçe yaşamak istemiş. Kendi diliyle, kendi kültürüyle, kendi değerleriyle, kendi coğrafyasında kendi kendisinin temsilcilerini, yönetimini seçme hakkına sahip olarak yaşamak istemiş. Sen ne yapmışsın karşılığında? Dilini, kültürünü, varlığını yok saymışsın. Diline, kültürüne, varlığına yönelen tehdide direnince, itiraz edince de kıyımlardan, sürgünlerden geçirmişsin. Yüz yıldır başına, taşına, aşına bomba yağdırıyorsun. Bir yüz yıl olmuş, bunların bir tekini bile yapmaktan vazgeçmemişsin. Bir yüz yıl önce liderlerini darağaçlarına çektiğin bu halkın liderlerini tam bir yüz yıl sonra bugün ölümden beter, ölümden de ömürden de uzun hapis cezalarına çarptırıyorsun. Daha dün binlerce faili meçhul cinayetle evlatlarını, gençlerini, aydınlarını, hukukçularını, gazetecilerini, yazarlarını katlettin. Çözüm süreci diye ektiğin barış umudunu, çökertme planlarıyla, güncellenmiş Şark Islahat fermanlarıyla zehirledin. 

Peki, ne yapmalı bu halk, bütün bu onursuzlaştıran yönelim karşısında, bu insanlık dışı zulüm karşısında? Susup oturmalı mı? Susup oturdu mu peki bu halk bir yüz yıldır? Bir yüz yıl boyunca bir an vazgeçti mi onurundan, direnişinden. Susturabildiniz mi, boyun eğdirebildiniz mi, direnmekten vazgeçirebildiniz mi bu halkı? Dilinden, kültüründen, onu var kılan değerlerinden vazgeçti mi bu halk? Şairin dediği gibi her biçişinizde ekilip ekin gelmedi mi? Her ezişinizde ezilip un gelmedi mi? Her kıyımınızda bir gidince bin gelmedi mi? Bu halkı vurmak, kıymak, kırmak, zindanlara, sürgünlere göndermek kurtuluş mu? Bir ferdini dünyaya bedel saydığınız halkınız refaha, kurtuluşa erdi mi peki bir başka halka ölümlerden ölüm beğendirdiğiniz için? Şairin dediği gibi vatanı, savaştan beslenen bir avuç sermayedarın çiftliği yapmadınız mı? Vatanı, bir avuç seçkinin kasasına, çek defterlerine dönüştürmediniz mi? Vatanı, milyonlarca insanın köle gibi ölümüne çalıştırıldığı, çarpıştırıldığı arenalara dönüştürmediniz mi?

Yanı başındaki soydaşları, akrabaları, komşuları Ortaçağ’dan fırlayıp gelmiş bir dinci, gerici, insanlık düşmanı canavarın kıyımına uğramasın diye kıyam etmiş bir halkın liderlerini, adına mahkeme dediğiniz ucuz bir vodvilden farkı olmayan yargılamalarınızla bir ömrü aşan hapis cezalarına mahkum ettiniz. Peki onlar boyun eğdiler mi size? Sizlerden aman dilediler mi? Doğru bildiklerinden bir adım geri attılar mı? Onurla dikilen başların, bir dirhem düştüğünü gördünüz mü? Yüzlerde bir dirhem pişmanlık emaresine rastladınız mı? Dudaklarından direniş türkülerini eksik ettiler mi? Bu halkın lideri, önderi size boyun eğdi mi? Dönüp dolaşıp ancak O’nun rehberliğinde bir çözümün mümkün olduğuna yeniden kanaat getirmek zorunda kalmadınız mı?

Kürt halkının anasının ak sütü gibi kendisine hak olan eşitlik ve özgürlükten başka talebi yoktur. Sizin bunu engellemek için yarattığınız onca baskı ve zulme rağmen hala bu ülkenin kan gölüne dönmemesi için Kürt Halk Önderi’nin verdiği insan üstü çabaya saygı göstermez, çözüm üreten siyasetiyle buluşacak bir dil ve eylemin arayışına, bunun zihniyet değişimine girmezseniz kendi halkınıza da büyük bedel ödeteceğiniz çok aşikardır. Ortadoğu’da bunun nasıl bir bedele dönüştüğü içinden geçtiğimiz dönem de dahil defalarca tecrübe edilmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi’nin, Sayın Öcalan’ın muhtemel çağrısına verdiği olağan üstü olgunlaştırılmış cevabının da yine bu ülkede bütün halklara nefes aldıracak, barışı inşa edecek bir çözüm perspektifine sahip olduğu eğer algılanamazsa bunun nasıl bir tecrübe yaşatacağını herkesin görmesi ve ona göre bu sürece sahip çıkması gerekir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.